"Ne diyecektim, alkışlayacak mıydım sizi ?"

"Ne diyecektim, alkışlayacak mıydım sizi ?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu nasıl bir düşünce özgürlüğü ki Paris'te olduğu zaman kıyamet kopartıyorsunuz. Peki Ankara'da ve İstanbul'da...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu nasıl bir düşünce özgürlüğü ki Paris'te olduğu zaman kıyamet kopartıyorsunuz. Peki Ankara'da ve İstanbul'da olduğu zaman neden rahatsız olmuyorsunuz? Hatta daha ileri gidip Sayın Başbakan'a "Sizin cumhurbaşkanınız da böyle konuştu, bize orada böyle böyle dedi'. Ne diyecektim, alkışlayacak mıydım sizi, güzel yapıyorsunuz mu diyecektim" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Erken Çocukluk Eğitim Kongresi'nin kapanış oturumuna katıldı. Kongrenin kapanış oturumuna Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği Başkanı Nuri Özkan ile davetliler katıldı. Burada katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel'de yapılan müzakere toplantısı sırasında açılan PKK çadırını eleştirerek sözlerine başladı. Erdoğan, "İşte AB'de görüyorsunuz. Bakınız Sayın Başbakan AB müzakerelerine gitti. Toplantının yapılacağı salonun arkasında bölücü terör örgütü çadır kurdu ve orada kendi paçavrasını dalgalandırıyor. AB ki bu örgütü terör örgütü olarak ilan etmiş. Terör örgütü olarak ilan ettiği halde orada o paçavrayı sallandırıyor ve o çadırda ne yazık ki bölücü terör örgütü mensuplarına broşür vesaire onları dağıtıyorlar. İçeride tabi bir müzakere Sayın Başbakan ve diğerleri arasında geçiyor. Ne deseler beğenirsiniz "düşünce özgürlüğü'. Bu nasıl bir düşünce özgürlüğü ki Paris'te olduğu zaman kıyamet kopartıyorsunuz. Peki Ankara'da ve İstanbul'da olduğu zaman neden rahatsız olmuyorsunuz? Hatta daha ileri gidip Sayın Başbakan'a "Sizin cumhurbaşkanınız da böyle konuştu, bize orada böyle böyle dedi'. Ne diyecektim, alkışlayacak mıydım sizi, güzel yapıyorsunuz mu diyecektim. O paçavraları oralarda dalgalandırdığınız sürece bizden bu ifadeleri duyacaksınız ve duymaya da devam edeceksiniz, duyuracağız size. Sayın Başbakan orada iken indirdiler paçavrayı bu konuşmalardan sonra. Brüksel'den ayrılınca tekrar paçavraları astılar, o teröristlerin fotoğraflarını tekrar koydular. Bunlar nasıl dost, böyle dost olur mu? Bugün de Sayın Başbakan'a da söyledim. Dışişleri vesaire bunlarla hemen yoğun bir temasa geçsinler diye, nitekim girdiler. Niye arkadaşlar? Dost dostluğunun gereğini yapacaktır. Biz dostları çoğaltmaya niyetliyiz, düşmanı da azaltmaya niyetliyiz. Ama bunları bilmeyenlere haddini bildirmek hakkımızdır diye düşünüyorum" dedi.

"EĞİTİMDE ÇOK BÜYÜK BİR ALTYAPI DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK"

Eğitim alanında yapılan faaliyetlere ilişkin bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz geçtiğimiz 13 yılda diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da çok büyük bir altyapı devrimi aslında gerçekleştirdik. İnşa ettiğimiz 260-270 bin yeni derslikle, kurduğumuz 117 yeni üniversiteyle, yaptığımız 411 yeni yüksek öğrenim yurduyla, atadığımız 550 bine yakın yeni öğretmenle, Fatih projesiyle bu alanda gerçekten çok büyük işlere imza attık. Ancak bugün geriye dönüp baktığımızda eğitimin alt yapısını yenileme konusunda gösterdiğimiz başarıyı eğitimin muhtevasını geliştirmede aynı şekilde ortaya koyamadığımızı görüyorum. Evet çok güzel okullar inşa ettik. Sınıfları öğretmensiz bırakmadık ama burada çocuklarımıza nasıl bir eğitim vermemiz konusunda yeteri kadar ilerleme kaydedemedik. Önümüzdeki dönem içeriye yoğunlaşacağımız, çocuklarımızın gönüllerine ve zihinlerine yöneleceğimiz bir dönem olmalıdır diye düşünüyorum. Hükümetimizden, Milli Eğitim Bakanımızdan ve konuyla ilgili herkesten bu yönde samimi ve neticeye yönelik çabalarının artarak devamını bekliyorum" diye konuştu.

"EĞİTİM HAYAT BOYU DEVAM EDEN CANLI BİR SÜREÇTİR"

Erdoğan, "Bu toplantıda erken çocukluk eğitimi konusunun dil, din, sanat ve müzik gibi temalar etrafında tartışılmış olmasını bu doğrultuda atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Eğitim sisteminden beklentimiz işte bu toplantının konusu olan erken çocukluk dönemlerinden itibaren çocuklarımıza iyi olanı öğretmesidir. Eğitim hayat boyu devam eden canlı bir süreçtir. Bu vasfıyla eğitim kesintisiz bir değişimi bünyesinde barındırır, öyle olmak zorundadır" dedi.

"ÜLKEMİZDE REFORM YAPILMASI EN ZOR ALAN DA YİNE EĞİTİMDİR"

Reform yapılması en zor alanın eğitim olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde reform yapılması en zor alan da yine eğitimdir. Bizim bugüne kadar eğitimin içeriği konusunda arzu ettiğimiz mesafeyi katedemememizin sebeplerinden birisi de değişim konusundaki bu dirençtir. Yıllardır kanayan bir yara olan dershane meselesine el attık, sonrasında başımıza gelmeyen kalmadı. Bürokratik bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Dershane gibi eğitimin ruhuna, özüne, mantığına aykırı bir yapıya karşın mücadele etmek için o vurduğumuz neşter Türkiye'yi örümcek ağı gibi ören bir örgütün can damarlarından birine denk geldi. Her olanda hayır vardır. Dershane meselesi diye çıktığımız yolda tarihimizin en büyük ihanet şebekelerinden birini deşifre ettik ve bertaraf ettik. Daha önce de eğitimle ilgili attığımız adımlarda imam hatip düşmanlığı gibi, kat sayı adaletsizliği gibi engellerle karşı karşıya kalmıştık. Eğitimi öğrenci formatlama veya adam devşirme aracı olarak gören zihniyetlere karşı yürüttüğümüz mücadele gerçekten çok zorlu geçti" dedi.

"YERLİLİK VE MİLLİLİK EĞİTİMDE DE TEMEL İLKEMİZ OLMALIDIR"

"Yerlilik ve millik temel ilkemiz olmalıdır" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Bugün eğitimde köklü bir değişim için çok daha uygun bir zemine ve şartlara sahip olduğumuza inanıyorum. Bu çerçevede değerler eğitimini, eğitim sistemimizin bana göre merkezine yerleştirmek durumundayız. Çünkü bu konuda alarm zillerinin çaldığını duyabiliyoruz. Gençlerimiz ana sınıfından üniversite eğitiminin sonuna kadar 17-18 yıllık bir eğitim sürecinden geçiyor. Bu uzun dönemin sonunda gençlerimiz dilline, tarihine, ecdadına, kültür ve medeniyetine yabancı bir şekilde hayata atılıyorsa burada çok ciddi bir sorun var demektir. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir eğitim sisteminde böyle arizi bir durumun bulunduğunu sanmıyorum. Bu konuda çocuklarımızı, gençlerimizi suçlamayacağız. Dönüp kendimizi sorgulayacağız ve hakikatı böyle bulacağız. Yerlilik ve millilik her konuda olduğu gibi eğitimde de temel ilkemiz olmalıdır. İnşallah önümüzdeki dönem bu konuda gereken adımları hep birlikte atacağımız bir dönem olacaktır. Ben bu düşüncelerle bir kez daha Uluslararası Erken Çocukluk Eğitimi Kongresi sonuçlarının ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.