Son doktor cinayeti ile mesele bir daha siyasetin önüne geldi. Kılıçtaroğlu hayatında birkaç defa doğruyu söylemiş birisi olarak, hükümeti tenkit etti. Doktorun ölümünden sayın cumhurbaşkanımızı sorumlu tutması dışında, bu ölümlerin önlenememesinde hükümetin büyük ihmalinin olduğunu iddia etmesi ise tamamen doğru bir tespittir.

 Dost acı söyler. Defalarca buradan biz yazdık. Sayın cumhurbaşkanımızı destekleyen, ona oy veren, her yerde yanında ve arkasında duran, polisle, hırsızla, caniler ile mafya ile kirli ilişkisi bulunmayan, gündüz işine giden, akşam edebi ile evine giden ve ülkenin büyük çoğunluğunu meydana getiren sıradan insanların gözyaşlarını görmeyen, görmüş gibi yapan, sadece cek, caklar ile geçiştiren hükümet, Kılıçdaroğlunun son iddiasında haklı olmasına vesile olmuştur.

Belki bu cinayet önlenemezdi. Hiçbir hükümet kişilerin niyetini önceden bilme imkanına sahip değildir. Fakat hukuk bunun için vardır. Hukuk yani her kesin hayatta başkasının hayatına zarar vermeden yaşamasını temin eden kurallar , kanunlar ve nizamın adıdır. Hukuk kuvvetlinin zayıfı, güçlünün güçsüzü, arsızın arlıyı, hırsızın hırlıyı taciz etmemesi için alınan tedbirlerin bütününe verilen addır. Manası hak demek ise, hiç kimsenin kendi rızası dışında yaşama hakkı, yeme içme ve barınma hakkı, huzurlu olma hakkını hiç kimsenin zorla elinden almasına izin verilmemesinin ve bunun devlet tarafından sağlanmasının adı ise, işte bizim sınıfta kaldığımız dersin adıdır hukuk.

Hükümetimiz inşaatçı bir hükümet olduğundan hukuk meselesinede ters, yanlış yönden bakarak, daha büyük ve daha lüks binalar ve daha çok hakim ve savcı atayarak, daha çok polis ve kolluk kuvvetleri ihdas ederek adaleti sağlayabileceğini zan etti. Hükümet içindeki gelmiş geçmiş bütün adalet bakanlarıda bu süreçte sadece uyudular ve hem sayın cumhurbaşkanımızı ve hem bütün masumları uyuttular. Tek uyutamadıkları ise arsızlar, hırsızlar ve caniler oldu. Masum millet hak dedikçe, hakimler ve savcılar ve sistem paran varsa hakkını arayabilirsin, bizim lüks binalarımızda parasız dolaşamazsınız dediler. Parası çok olan parası az olana ezdi geçti. Arsızlar, arsızları koruyan denetimli ve adli kontrol ile serbestlik sayesinde palazlandılar. Müebbed hapis cezası alan bir suçlunun en fazla on yıl yatacağını bilmesi dolayısı ile teşekkür ederim hakim bey dediği infaz yasamız sayesinde palazlandılar. Sonu cinayetle bitecek elim vakalar olana kadar bu kanunlar suiistimal edildiler, ediliyorlar. Hükümet ne yapıyor, sanki hükümet değil de, ölen sıradan kişinin yakını gibi taziye mesajı yayınlıyor, televizyon önünde cenazelerde ağlıyor ve cenaze sahiplerine sarılarak baş sağlığı diliyor ve acınız yerde kalmayacak der iken tekrar tekrar hiçbir anlam içermeyen cak ve cekleri sıralıyor da sıralıyor.

Çok insani ve Türkçemize kattığı büyük değerler ( filyasyon ve hijyen) ile dilimizi zenginleştiren!!sağlık bakanımız sayın kılıçtaroğluna yahu biraz üzül diyerek kibarlık dersi verdi. Hükümetimiz ise seçime bir sene kalmış, hala hayvanlara tabiri caiz ise hayvan gibi davrananlar için kanun çıkartacak. Hala sosyal medyadan yalan ve dolan ile milleti kandıranlar, soyanlar için kanun çıkartacak. Son vicdanları yaralayan, kanatan Gültekin kızımıza tahrik indirimi uygulayan mahkeme tiyatrosunu önlemek için tedbirler alacak diye yıllardır bekliyoruz. Görünen o ki, başta pkklı hainler idam edilmesin diye, kaldırılan ve ülkemizin altını oyan kanunları pek değiştirmeye niyetleri yok. Niyetleri olsa, bizzat hem hükümetin ve hem de devletin altını oyan bu adi suçlular ile mücadelede bir bakkal, manav, hamal kadar dahi doğru kararlar alamazmı idiler.

Ecel gelmiş cihane, baş ağrısı bahane demiş atalarımız. Hükümet uzaydan birilerinin gelip, ülkeyi yaşanmaz hale getiren adi suçluları kulağından tutup, kımıldamaz edecek kanunları çıkarmasını bekliyor. Ya da, karadenizde gaz çıkarılan sahalardan belki adalet te çıkar diye bekliyor. Her ne olur ise olsun, kımıldamıyor, seyrediyor ve ümit dahi vermiyor. Eskinin kulağı kesik, yeni adalet bakanımız da sayın cumhurbaşkanımızın yolunda giderek, sanki başkaları bu gidişi değiştirecekmiş gibi, benimde vicdanım kabul etmedi Gültekin davasını, bu olamaz, olmamalı dedi. Bu gidişle bu bakandan da bu hükümetten de sadr’a şifa bir caydırıcı yasa teklifi çıkmayacak. Allah akıl ve izan versin inşallah.