Mehmet TAŞ
CEMAL SAFİ VE SONSUZ GEMİ
Cemal Safi 20 Nisan 2018 günü sevenlerinin omuzunda bir daha limana yanaşmayacak olan sonsuzluk gemisine binerek bu dünyadan ayrıldı. Yolu açık olsun. Uğurlar ola!...
Bu dünyaya gelen her canlı vakit tamam olduğunda sonsuzluk gemisine sessizce biner. İşte bir daha hiçbir limana uğramayacak gemiye binenlerden biri de çok sevdiğimiz, bize her zaman destek olan üstat Cemal Safi’dir.
GAP Gazeteciler Birliği kurulduğu ilk yıllardan bu yana GAP Oscar Ödül töreni düzenlemiş ve bölgenin tanıtımına katkı yapmaya gayret etmiştir.
Bu süreç içinde tanıma imkanı bulduğum merhum Cemal Safi ile birkaç programda, gezide birlikte oldum. Aynı otellerde konakladık, aynı masalarda oturduk.
Centilmen, hoş sohbet ve bir o kadar da söz ustası olarak tanıdığım merhum Safi için yüreğimden kopup gelenleri art arda sıralamaya başladım.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeyiz. Merhum Rauf Denktaş’ın mezarını ziyaret ettik.
Akşam Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun misafiriyiz. Otelde yerlerimizi aldık. Tam karşıma Cemal Safi oturdu. Ne yapacak der gibi bana baktı, başını salladı.
Sayın Eroğlu geldi tam yanına oturdu. Yemek, sohbet, güncele dair karşılıklı konuşmalar ve şiir okuma faslı.. ( Özel ve mahrem konuşmalar orada kaldı)
Kalkacağız, gece nasıl geçti diye sordum. Merhum Safi; “çok iyiydi” diyerek memnuniyetini belirtmişti.
Yine Yakın Doğu Üniversitesi bizi davet etti. Gezimize Cemal Safi de eşlik edecek. Merhum Safi’nin iki bayan asistanı var. Hepimiz çok iyi anlaşıyoruz.
Yakın Doğu Üniversitesinin sahibi Suat Hoca (Suat Günsel)’nın iyi bir otomobil müzesi var. Merhumla geziyoruz. Üstat fotoğraf çektirelim dedim. Etraftaki otomobillere bir göz attı ve şöyle söyledi.
Gel şu otomobilin yanında çektirelim dedi.
Merhum Cemal Safi için kelime dağarcığım ancak bu kadar.. Bir şiiriyle yazıma son verirken, şiirleri insanlık var olduğu müddetçe hatırlanacaktır.
Nur içinde yat üstat.
Mekanın cennet olsun!..
GİT
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar
Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.
Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
Sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez.
Her darbene tehammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.
Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!
Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
Madem aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!
Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm,
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum.
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.