Veli KARALAR
Cuma Güler Dertli Mi Dertli
Attarlar Odası Başkanı. Talihsiz bir adam.
Seçileli daha bir yıl bile olmadı, ama sıkıntısı hiç bitmedi. Esnafın zaten o kadar sorunu varken “Belediye Pasajı’nın yıkılma karârını” kucağında buldu.
Aylardır belediye ile uğraşıyor. Yeri geldi esnafının başında, pasajda sabahladı; yeri geldi dozerlere direndi…
Son olarak bir de “sel” vurdu.
***
Geçenlerde bir çayını içtim. Tam, “Bir dokun; bin âh işit” abîdesi gibi.
***
“Sel Allah’tan geldi yapacak bir şey yok” diyor. Fakat selden sonra kimse kapılarını çalmamış. Ökkeş Şendiller’den başka!!
İlk olarak ve sıcağı sıcağına yani. Pardon, aslında “seli seline” veya “çamuru çamuruna” demem gerekirdi herhalde.
“Her şeye rağmen” belediye başkanımız yanımızda görmek isterdik” diyor.
***
Belediye Başkanı ve Vali ziyeret edip hal-hatır sormuşlar; ama bir kaç gün sonra!
O nun asıl “kahrı” milletvekillerine.
“Kahramanmaraş böyle bir felaketi ilk defa yaşamasına rağmen, hiçbir vekilimizi, hiçbir esnafımızın yanında göremedik. Oysa aynı günlerde Bursa’da da sel felaketi yaşandı, oranın bütün vekilleri halkın yanındaydı” diyor.
Haklı.
Uğramak, bir “geçmiş olsun” demek bu kadar mı zor (DU)?!
“Zor” olmamalıydı.
Hatta “zor” olsa bile, önemli olan zor olanı yapmak değil mi?
“Vekil” böylesi günlerde “asil”in yanında olmayacaksa “ne zaman” olacak?
***
Belediye Pasajı tarihi Kapalıçarşı’dan sonra Maraş’ın ilk toplu alış-veriş merkezi olma özelliğini taşıyor. 40 yıldan fazla geçmişe sahip. Cuma Güler pasajda hem esnaf, hemde bütün attarların başkanı. Hem kendi hakkını; hem de bütün esnafının hakkını savunmak zorunda.
Pasaj yıkılacak. Anlaşmaya göre dükkânları boşaltmaları gerekiyor. Gerekiyor, gerekiyor da; daha Orta Hal’de “tık” yok. Oysa şurda 31 Aralık gününe ne kaldı.
***
Belediyeler şehirlerin gelişmesine göre, artan nüfusu ve trafiği de gözeterek yeni yollar, kavşaklar, bulvarlar açabilir; veya bunları genişletebilir.
Genişletmelidir!
Bunun için “kanunların verdiği yetkiler çerçevesinde” gerekirse özel mülkyetleri bile istimlâk edebilir.
Kaldı ki pasaj zaten belediyenin kendi malı. Orada oturanlar da kirâcı. Orası yıkacak. Tebliğâtı da yeni yapmamış. İki yıl öncesinden “Arkadaş ben burasını yıkıp yol yapacağım” demiş.
Cuma Güler’de zâten bütün bunları doğruluyor ve belediyeye hak veriyor.
Ama ortada bir iletişimsizlik var.
***
“Belediye başkanımızla bu konuyu bir türlü “adam akıllı” konuşamadık. Randevu alamadık ki derdimizi anlatalım. Bizi “köylü” diye dışlıyorlar. Öyle gördükleri için, bize köy garajlarına gidin diyorlar. Köy garajları bizim sonumuz olur. Üstelik biz sadece köylülere hitap etmiyoruz. Kaldı ki şu devirde giyim kuşam konusunda “köylü-şehirli” diye bir şey kaldı mı?
65’den fazla iş yerinde yüzlerce kişi çalışıyor ve yaklaşık 1500 kişi buradan bir şekilde geçiniyor. Bize Orta Hâl’e gidin dediler ama öne sürdükleri şartlar altından kalkılır gibi değil. Önce kira istemeyeceğiz; sadece “işgâliye” dediler, şimdi kira da istiyorlar. Barakalar prefabrik olacak şartı var. Sadece barakaların maaliyeti 10’ar bin lirayı geçiyor. Daha bunun dekoru var, taşınması var “şuyu” var “buyu” var. Esnafımızın aldığı krediler var. En azından bu kışı da burada burada geçirmek istiyoruz”
Bunlar Cuma Güler’in “iddia”ları ve ifadeleri. Belediye yetkililerinin de bunlara verecek “mâkul” ve “mantıklı” cevapları vardır umarım!
***
En çok zoruna gidende şafak vakti dozerlerin çarşıya dayanmaları olmuş. “Bize Ankara’daki ‘Çinçin Mahallesi’; Adana’daki ‘Cano Aşireti’ gibi “muamele” yapılması çok zorumuza gitti, biz bunları hak edecek ne yaptık?” diyor.
“Referandum öncesi çarşı girişine esnaf olmamıza rağmen “her şeyi” göze alarak“evet” pankartı astık, karşılığı bu olmamalıydı” diyor ve Ak Parti’nin milletvekillerine, belediye başkanına, il başkanına ve ilçe başkanına sitem dolu selam gönderiyor tüm “Belediye Pasajı Esnafları” adına…
***
Hak edenlere saygı ve sevgilerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.