Veli KARALAR
Dokunulmazlıklar Ve Sükut-u Hayal
Umarım ve gönülden dilerim ki; bu yazıyı yazmaya başladıktan sonra bir tek güvenlik görevlimizin burnu bile kanamasın. Hiçbir ana-baba evlat acısı çekmesin, hiçbir kadın dul; hiçbir çocuk yetim kalmasın...
Fakat diğer yandan bu topraklarda yaşamanın da bir “bedel”i var!
“Hilal”i temsil etmenin de bir “bedel”i var!
Anadolu’da var olduğumuz ve bir “ümmetin umudu” olma misyonunu üstlenmeye devam ettiğimiz sürece daha nice şehitler vereceğiz.
“Şair”in de dediği gibi; “bir hilal uğruna” daha ne “güneşler” batacak. Bunun da bilincinde olmamız lazım.
***
Millet olarak işimiz gerçekten kolay değil...
Zor günlerden geçiyoruz!
İçeride-dışarıda, bir taraftan FETÖ/PDY, bir taraftan PKK/PYD/YPG, bir taraftan IŞİD/DAİŞ, bir taraftan bunların arkasındaki düzinelerce devletle mücadele ediyor; bir taraftan da “büyük devlet” e yakışan ve dünyanın kıskandığı eserleri aksatmadan ülkemize kazandırıyoruz.
Bu durum düşmanları çıldırtıyor ve daha salgırganlaştırıyor.
Allah devletimize, milletimize, hükümetimize ve Cumhurbaşkanı’mıza güç kuvvet versin.
Allah güvenlik kuvvetlerimizi kafir kurşunlarından korusun ve kılıçlarını keskin etsin.
(AMİN)
***
Fakat terörle ve teröristle mücadele konusunda bir tuhaflık ve bir hayal kırıklığı var.!
PKK’ya açıkça ve küstahça destek veren HDP’liler için üç ay önce millet iradesiyle kaldırılan dokunulmazlıklar bir türlü işleme konmuyor!!
Her ne hikmetse savcılar bir türlü harekete geçmiyor!
Adeta büyük ve gizli bir “güç” onları koruyor!
Bir taftan onlara dokunul(a)mazken, bir taraftan her gün gelen şehit haberleri milletin zoruna gidiyor!
Terörü kınayan klişe cümleleri duymaktan gına geldik!
Artık duymak istemiyoruz.
Duysak da bir şey de ifade etmiyor zaten.
Üstelik kınamak, “sadece kınamak”tan başka hiçbir işe de yaramıyor. İster şiddetli, ister şiddetsiz, ister oturarak, ister yatarak, istersen amuda kalkarak kına…
Çok da umurlarında değil katillerin ve arkalarındaki güçlerin.
Biz, yapılan saldırıyı “şiddetle ve nefretle” kınarken onlar kıs kıs gülüyor ve yeni katliamların hain planlarını yapıyorlar.
O yüzden bunların işbirlikçi-siyasi uzantılarına “yaptırım” uygulamak şart!!
O yüzden devletine ihanet içinde olan herkesi(!!) kulağından tutup yargı önüne çıkarmak şart!!
***
Bakıldığında; 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra terörle edilen mücadelede, işbirlikçi-hain Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile en küçük bir irtibatı saptanan insanlar yok ediliyor. Bu, olması gereken bir durum…
Çünkü “haçlı artıkları” bunu fazlası ile hak ediyor!
Fakat aynı yaklaşımın diğer işbirlikçi-hain terör örgütü PKK’ya gösterilmediğini görüyoruz!
Acaba neden?
Neden PKK’nın para kaynaklarına el konulmaz?
Neden PKK’ya destek veren iş adamları tutuklanmaz?
Neden PKK’yla irtibatı olan devlet memurları görevden alınıp cezalandırılmaz?
Neden PKK’nın imamları tutuklanmaz?
Neden iş makineleri ile PKK’ya hizmet veren belediye başkanları tutuklanmaz?
Daha önemlisi; dokunulması gereken HDP’lilere neden dokunulmaz?
Neden, neden, neden…
***
Yoksa Ak Parti’nin içindeki “Pe-ke-ke” ağızlıların baskısı daha mı ağır geliyor?
Yoksa açılımın mimarları halen “yetkili ve etkili” mi devletin yönetiminde?
Yok değilse;
İnsanları devlete isyana çağıranlar neden hala mecliste?
Milletin verdiği vergilerden maaş alan sözde parlamenterler, hem sırça köşklerde yaşayıp, hem devletin kaynaklarıyla makam arabalarına binip, hem de devlete nasıl meydan okuyorlar?
Bu absürt durum dünyanın neresinde var?
Nedendir bu örgüte tanınan serbestlik ve ayrıcalık?
Dokunulmazlıkları da katlığına göre onları halen koruyan “zırh” nedir?
(…?)
***
Bu sorulardan rahatsızlık duyanlar olabilir! Hatta düşünme yetilerini başka organları ile yerine getirenler yazının özünü başka yöne de çekebilirler.
Ama ben, o organları “tersyüz” olanları umursamıyorum bile…
Hoşçakalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.