Siz bu başlığı iktidarın, çekirdek seçmen olarak gördüğü ve Ak Parti'yi defalarca iktidara taşıyan en büyük seçmen gurubu  "dar gelirli" ile ıktidar arasın da eski sıcak ilişkinin her geçen gün azalma eğilimin de olduğu şeklinde de okuyabilirsiniz.

Bu durum iktidar açısından 2016 yılından bu yana gittikçe ağırlaşan ekonomik krizin getirdiği, istenmeyen bir zorunluluk  olarak da ifade edilebilir.

Son yıllarda kamuoyu araştırma şirketlerince yapılan, seçmenlerin ekonomik durumları ve sorulardan alınan cevaplar çok önemli verileri ortaya çıkarıyor

Gelir dağılımı ve parti tercihleri ilgili veriler, bugün iktidara en az destek veren ekonomik grubun sanılanların aksine dar gelirlilerin olduğunu göstermektedir. 

Ekim 2021 verilerine göre Ak Parti oylarının dörtte bir oranında azaldığı hemen bütün güvenilir araştırma şirketleri hem fikirdir. En dar gelirli gruplar olarak tarif edilen ve Ak Parti oylarının çoğunluğunu oluşturan iki kesime yani aylık geliri 1000 TL'nin altında olan kesim de oy oranının % 21, asgari ücretliler de ise destegin % 25'lere indiğini görmekteyiz. 

Asgari ücretin açıklamasından sonra bu oran yükselmiş görünse de mart 2022' ye kadar yaşanan enflasyon şokları bu yükselen destekten daha fazlasını alıp götürdüğü anlaşılıyor.  

Ak Parti'nin 2016 yılından bugüne artarak devam eden ekonomik krizi kamuoyu önün de açıkça dillendirmeme, "ustaca" her gün yersiz başka bir kamuoyu oluşturarak dikkati yaşanan geçim derdinden uzaklaştırma çabasına rağmen, ağırlaşan ekonomik görüntüden en çok etkilenen dar gelirliler üzerinde güvensizlik yarattığını görüyoruz.

Ocak 2022 de verilen asgari ücretin ilk üç ayda eridiği asgari ücretlilerce feveran edildiği, muhalefetin sürekli gündeme taşıdığı bu sorun sağduyu sahibi iktidar mensupları hatta Erdoğan'ın bile bizzat söyleme durumun da kaldığı malumlarınızdır.

Konumuz geregi daha vahimi; temel ihtiyaçları devlet tarafından karşılananların sayısının sürekli artışıdır. Daha önce 4 milyon 415 kişiye verilen ortalama 572 TL'lik yardımlar, şimdi 11 milyon 370 bine yardım miktarı ise 552 TL yani % 54 enflasyon kaybı ile bu 552 TL ancak 253 TL alım gücüne indirilmiştir.

Bunu özellikle niye belirttim araştırmaların gösterdiği gibi dar gelirli ile ıktidar arasında ki 20 yıl süren memnuniyet ve iktidarı destek  pazarlığının, artık pek de eskisi gibi olmayacağıdır. 

Ak Parti'nin "kazanan koolisyonu" olarak kabul edilen ve Partiyi yıllardır iktidara taşıyan en üst ve en alt gelir gruplarını destekleme anlayışı, orta direk olarak kabul edilen ufak esnaf, çiftçi, ücretli ve emeklilerin aleyhine olsa da bu anlayışını ekonomik kriz derinleşene kadar tutarlı bir şekilde sürdürdü. 

Ancak bu anlayış bir önceki paragrafta açıklandığı üzere çökmüş gözüküyor. Çöktü diyorum çünkü 572 TL yardım nere 253 TL nere ? İktidar daha fazla yardım vermek istese de veremiyor. Ekonomik kriz derinleştikçe bu defa yardıma muhtaç sayısı artıyor...

- Ekim 2016 da Ak Parti'nin oy oranı ortalama % 45.8 iken, dar gelirlilerin Ak Parti'yi  destek oranı % 51.9 idi.

- Ekim 2017 de Ak Parti oyu % 37.9 civarındayken dar gelirlilerin destek oranı % 54'lere çıkıyordu. 

Fakat bir türlü düzeltilemeyen, ve her gelen yılın bir öncesini arattığı ekonomik kriz ve bunun getirdiği yüksek enflasyon altında iyice ezilen dar gelirli iktidara olan desteğini yavaş yavaş çekmeye başladı. Nitekim 2020 yılın da Ak Parti oyları % 30'lara geldiğin de, dar gelirli kesimin Ak Parti'yi destek oranı da % 18'lere düştü.

Buradan anlaşılacağı üzere, iktidar yüksek gelirliler grubuna sermaye aktarımına devam ediyor, ancak çekirdek seçmen olarak kabul ettiği ikinci kesim yani dar gelirlilerin elini ekonomik krizin doğası gereği bırakmış oluyor.

Netice de, siyaset bilimcilerinin "büyük siyasi değişimler, büyük ekonomik sarsıntılarla gerçekleşir ve pazarlıkların ancak ekonomik krizlerle bozulacaģını" öne süren siyaset teorisi haklı çıkıyor. ..

Nitekim; Ak Parti de, 2001 ekonomik kriz sonrası iktidara gelmemiş miydi ?

Haydi hayırlısı. ..