Biliyorum, gelecekte bir gün Ilıca yolu adamakıllı(!!) yapıldığında da hiçbir Ilıcalı çıkıp; “Bu meseleyi defalarca yazarak, televizyon programına çıktığın zamanlarda sürekli konuşarak gündemde tuttun. Allah senden razı olsun!” demeyecek.

Ama olsun…

Canları sağolsun. Maksadım, birilerinden maddi-manevi menfaat sağlamak değil. Ucundan kıyısından bir “kalem erbabı” olarak vicdanım rahat olsun o bana yeter.

Zaten o gün; Sayın Veysi Kaynak’ın Ilıca ziyaretinde, kendisine “hoş geldiniz” dediğimde; (“Ilıca Yolu ve Veysi Kaynak” başlıklı yazımı kastederek) “Cevabını aldın mı Veli Karalar?” demesi her şeyi anlatmıyor mu?

“Yazının bir yerini beğenmedim. (neresi olduğu ve cevabı bende kalsın, polemiğe gerek yok!!) Bak, yazını ne kadar dikkatli okuduğumu sen anla!” demesi her şeyi anlatmıyor mu?

Maksat hasıl olmuş, mesaj yerine ulaşmıştır nitekim.

***

“Etkisiz elamanlar”la bu şehrin bir gün bile kaybetmeye tahammülü yok!

O yüzden daha önce de Sayın Mahir Ünal’ın dikkatini Ilıca’ya çekmek için yazılar yazmıştım. Bunda ne kadar başarılı oldum bilinmez.

(Gerçi bir de Sayın Ünal’ın “sen haklıydın” sözü var!)

Ama Ilıca yolunun yatırım kapsamına alınmasının Sayın Veysi Kaynak’ın o gün Ilıca meydanında da söylediği gibi Sayın Ünal’ın çabaları ile olduğu aşikar!

***

Şimdi “top” Sayın Veysi Kaynak’ta…

Bunun bilincinde olan Sayın kaynak o gün Ilıca’ya eli boş gelmemiş. Evveliyatında aramış Karayolları Bölge Müdürü’nü; “Anlat!” demiş…

Telefonun öbür ucundaki Müdür; “Efendim Ilıca yolu yatırım programında. Ancak projesi hazır değil. Bir yıl içerisinde projesini bitirip ihalesini yapacağız!”

“Olmaz!” demiş Veysi Bey…

“Bir yıl uzun bir süre... En geç bu yılın sonunda projenin tamamlanıp 2017’nin ilk yarısında yolun yapımına başlanmasını istiyorum!”

(Müdür “Peki Efendim” demiştir herhalde.)

NOKTA…

***

Ne demiştik?

“Sayın Başbakan Yardımcımız isterse bir göz işareti ile 20 kilometrelik yol yapılır” demiştik. Şimdi, “yapılacak” dendi. Sıra yapılmasında. Sayın Kaynak mutlaka bu işin takipçisi olacaktır.

(Unutursa(!!) bizde hatırlatacağız!)

Tabi binlerce insanın huzurunda; Ilıca’nın orta yerinde verilmiş bir söz var artık.

Cin şişeden çıktı.

Bu işin geri dönüşü yok.

***

Yine ne demiştik?

“Sayın Veysi Kaynak Ilıca’yı çok yakından tanıyan biri!” demiştik.

O gün anlattı işte.

Daha ben ve benim yaştakiler ana rahmine bile düşmeden, yatak-yorganın savanlara sarılarak simit yapılıp Ilıca’ya gelindiği 1970’li yıllar…

Rutubetli toprak yapıların daracık odalarında tahta somyaların bile “lüks” sayıldığı yıllar...

Dar ve dik merdivenlerden inilen, derenin içindeki köy kaplıcasının burcu burcu kükürt koktuğu yıllar…

Yamaçtaki taş duvarlı “Beşen Oteli”nin Ilıca’nın en modern yapısı olduğu yıllar…

Hormon ve GDO kelimesinin lügatımızda olmadığı, “hakiki Ilıca mısırları”nın mangal başlarında mis gibi koktuğu yıllar…

Rahmetli “Dondurmacı Ali” Emmi’nin dondurmayı kıvama getirmek için Atlık Dağı’nın karı ile dövdüğü yıllar…

***

İşte Sayın Kaynak da o yıllarda önyargısız olarak, her yıl “yaz gelip ailecek Ilıca’ya gidilmesini iple çeken Maraşlı bir aile”nin çocuğu!

“O günkü heyecan neyse bugünde Ilıca’ya gelirken duyduğum heyecan aynı” diyor..!!

Biz bu sözlerin “samimi” olduğuna inanıyoruz.

Ve Sayın Kaynak’ın Ilıca’ya geldiğinde duyduğu aynı heyecanla, yola “ilk kazma”nın vurulmasını bekliyoruz.

Tabi “ben yaptım oldu” tarzında, alelade, basit bir yol istemiyoruz. Hele, daha iki yıl önce yapılan Süleymanlı yol ayrımı-Ilıca arası gibi olacaksa hiç yapılmasın.

Bu konuda mütevazi olmayacağız.

Kahramanmaraş’a ve  Ilıca’ya yakışır bir şekilde, bölgeye uzun yıllar hizmet verecek bir yol olmasını bekliyoruz.

Bu işin şakası olmaz.

Aksi durumda “kurşun gibi” eleştirilere herkes katlanır.

Hoşçakalın.