Abdulbaki GÜNIŞIĞI
MADRİD ZAFERİ !! VE TÜRK OCAKLARI İSTANBUL ŞUBESİ
Madrid’te yapılan nato zirvesinin sonunda imzalanan anlaşmayı, hükümete yakın televizyon ve gazeteler Madrid zaferi diye verdiler. Ortada bir anlaşma var, bu anlaşmanın bir zafer olup olmadığını ise çok beklemeye gerek olmadan birkaç ay içinde göreceğiz. Amerikan yerlilerinin Avrupalı beyaz adamlar için söyledikleri bir tanım vardır. Çatal dilli beyaz adam. Avrupa çatal dillidir. Ne söyledikleri değil, ne yaptıkları önemlidir.
Tarihimiz Madrid gibi nice zaferler!!! İle doludur. Bu zaferlerden en sonuncusu ise Tansu Çiller hanımın büyük törenler ile kutladığı gümrük birliği zaferidir. Orada da bize büyük zafer diyerek anlatılan hikayelere inanmış siyasilerimiz , sonradan bu gümrük birliğini nasıl yeniden yazarız diye tutuşmuşlar ama, Avrupa bu anlaşmanın kendileri için nalıncı keseri gibi çalıştığını bildiğinden, tekrar tartışılmasını hiç istememektedir.
Geçmişte avrupadan yediğimiz siyasi kazıkları yan yana dizsek üstüne beş katlı bina yapılabilir. O halde bu tür anlaşmalar için hemen zafer diyenler, aziz kamuoyunu yanıltmak mı istiyorlar, yoksa balık hafızalı kişiler mi diye sormadan edemiyorum. Madrid’e gidene kadar, terör ( pkk, pyd ve dhkpc gibi hiçbir terör örgütünün adını anmadan) gibi yuvarlak sözler ile güya kanunlar çıkarmağa uğraşan isveç ve Finlandiya, buraya gelene kadar hangi kanunu çıkardı, hangi haini bize teslim etti de, şimdi bir kağıt parçasına yazı yazıp imzalayınca zafer oluyor, anlamak mümkün değil. Defalarca imzaladıkları kağıtları yok farz eden bir insan türü ile karşı karşıyayız. Söz vermek zorunda olduklarında veren, emekli olduklarında Türkiye haklı idi diyen, ellerinde imkan oldukça bizi vuran bu insan türüne inanmak ancak tarih aptalların üzerinde tekerrür eder lafını hak edenler içindir.
Her kes görecek, kanun çıkardık çıkarıyoruz. Yakında teslim edeceğiz, hele siz bize bir inanın, her şey güzel olacak diyerek meseleyi nasıl sulandırdıklarını ve adım adım kendi lehlerine yürüdüklerini .
Gelelim ikinci büyük kazığa. Bu kazık siyasi bir kazık olmakla beraber, aziz Türk milletinin ve devletinin köküne kibrit suyu dökme meselesidir. Merhum abdulhamid han’ın kemikleri sızlamıştır. Kuruluşunda büyük gayreti olan ve kuruluşuna sebeb olan Abdulhamid han, Türk ocaklarının bir gün gelip, Türk milletinin ve devletinin düşmanlarını ağırlayacağını, hayatları islam ile mücadele ile geçmiş kişi ve kurumların Türk ocağı davetlisi olarak, güya islam aleminin içinde yaşadığı bunalımlara çare olacak toplantıda arz-ı endam edeceklerini hayal bile etmemiştir. Merakla toplantının sonundaki mesajı bekliyorum. Zulüm 1543’ te başladı diyen, bir oturmaya bilmem kaç kilo domuz yediğini iftiharla söyleyen, mazlum Türkleri en zor zamanlarında hunharca öldürdükleri halde utanmazca iftira eden Ermenilere sahip çıkan, aziz Türk devletine seri katil diyen, Demirtaş şerefli bir mazlumdur diyen, pkk ile ittifak kurup Türk milletine saldırmayı planlayanlar islam aleminin içinde bulunduğu durum hakkında ne tür bir çare teklif edeceklerdir, bekleyip göreceğiz.
Türk milletinin yüzüne kara çalan bu şube mensupları ve onlar gibi düşünenler aziz Türk milletinin gönlünde birer büyük kara leke olarak anılacaklardır. Rabbim sapıtanlardan eylemesin inşallah.
Her şey Rabbimin rızası içindir. Vesselam. Abdulbaki Günışığı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.