Abdullah  Şanlıdağ

Abdullah Şanlıdağ

Yerel seçimlere doğru Kahramanmaraş

Dedem rahmetli derdi ki, "evlat;seçmen, siyasetçi için sağmal keçi gibidir ve iki yerde hatırlanır. Birisi; oyuna ihtiyaç duyulduğunda seçimde. Diğeri de, dara düşülldüğünde vergisini almada." Yani dedem rahmetli, seçmen; siyasetçiler için ucuz oy deposudur" demek isterdi. Ömrümüz bunlara hizmet etmekle geçiyor. Biz gazeteciler için de durum farklı değil. Mesela bendeniz 30 yıldır siyasi yazılar yazıyorum. Bi taraf olmadık hiçbir zaman. Sürekli batıl ve sapık ideolojilere karşı hakkı savunan Milli Görüş çizgisinde yer aldık. Merhum Erbakan vefat ettikten sonra Saadet Partisi ile bir yere varılamayacağını anlayan Erdoğan ve arkadaşları yenilikçi bir çizgi ile kendilerine bir alan açtılar. Gömlek değiştirdiklerini ifade edip Ak Parti'yi kurdular.

AK Parti kurulma aşamasında iken Recep Tayyip Erdoğan Kahramanmaraş'a geldi. İçerisinde benim de olduğum bir grupla Mustafa Aydoğan'ın bağında görüşmeler yapıldı. Sonrası malum, genel seçimler oldu ve Erdoğan'ın partisi birinci gelerek, CHP de dahil ne kadar parti varsa ezip geçti. Pahalılık, ülkedeki kaos ve başı bozukluk milletin canından bezdirmişti. Muhtar bile seçilemez denilen Erdoğan, bazı badirelerden sonra başbakan oldu ve 22 yıldır ülkeyi o yönetiyor. 2024' ye yerel seçimler var. Bakalım bir deprem bölgesi olan Kahramanmaraş'ta bu sefer durum ne olur?

Seçmenin tercihi değişir mi?

Genel seçimlerde iktidar partisine oy verdiği halde, ilerleyen süreçte partisinin durumundan memnun olmayıp, veya gösterilen adaya tepki göstererek, seçmenin muhalif kanada yönelebilmesi de imkan dahilindedir. Ak Parti 22 yıldır yerel seçimlerde de başarılı. Bu başarıda elbette Erdoğan'ın payı büyük. Gösterilen adayın toplumda bir karşılığı olmasa dahi, seçmen sırf Reisin hatırına partisinden ayrılmıyor. Peki, bu seçimde; bildiğimiz bu ezber aynen devam eder mi? İllere göre değişiklik gösterme ihtimali varsa da genel kanaatin değişeceğini zannetmiyorum. Ülkede bir pahalılık olsa da bu durumun tüm dünyada yaşandığını ve iktidarın performansının yüksek olduğunu seçmen görüyor. Ayrıca deprem bölgeleri Erdoğan'a büyük destek verdi ve bundan sonra da vereceğini düşünüyorum. Ekonomik krizin secmenin tercihini pek etkileyeceğini düşünmüyorum. Zaten iktidar da krizi ciddiye alarak etkin çözümler üretmeye çalışıyor.

Yani seçmen açısından partisini cezalandıracak bir durum yok. Kaldı ki muhalefet henüz cumhurbaşkanlığı seçiminin artçı sarsıntılarını bile atlatamadı. Bu kafayla yerel seçimlerde de büyük bir deprem yaşayacaklarını düşünüyorum. O yüzden Reis için Ankara, istanbul ve İzmir çok önem arz ediyor.

Kahramanmaraş'ta da  bu değerlendirme kabilinde bir süreç işler. Deprem sonrasında kent merkezindeki iş yerlerinin yapılmaması ve orta hasarlı  binalara yönelik yerel belediyelerin işi ağırdan almasının, seçmenin tercihine menfi bir etkisi olur mu bilemem. "Kış geldi, hala orta hasarlı binalara yönelik bir karar çıkmadı, AK partili belediyelere bir ders vermeliyiz" diyen seçmenin sayısı az değil.

Benden hatırlatması, sonra demedi demeyin. Halkın sillesi çetin olur. Önümüz kış, milletin taleplerini göz ardı etmeyin. Hala neyi beklersiniz? Depremin ardından 7 ay geçti, orta hasarlı binalara yönelik vermiş olduğunuz bir tek karar dahi yok. Şehrin merkezi aynı şekilde duruyor. Konteyner şehir olup çıktık. kentin imar ve ihyası için ne gerekiyorsa yapın ve elinizi taşın altına koyun. Dua edin ki, bu ülkede muhalefet diye bir şey yok. Eğer karşınızda adam gibi muhalefet yapacak bir parti olmuş olsaydı, bu kadar rahat ve duyarsız hareket edemezdiniz. Demokrasilerde partileri ve iktidarı muhalefet denetler ve çalıştırır. Bizde bir CHP var, evlere şenlik. Kendi dertlerine düşmüşler. Saadet Partisi desen, Kudüs düşmanlarıyla birlik olmuş lakin meydanlarda Aksa Tufanı'na destek veriyor. Deva ve Gelecek Partisi de öyle. Bunların durumuna bakınca Kerbela'yı hatırlıyorum. Hz.Hüseyin için ağlayıp Yezid'in tarafında saf tutanların samimiyetine kim inanır? Bizimkisi de o hesap. İsrail ile işbirliği yapıp, sonra da Mescid-i Aksa'dan, Kudüs'ten dem vurmak bana pek samimi gelmiyor. O yüzden şu yürüyüş, miting, kınama gibi eylemlerin hem gereksiz ve hem de o kutsal davayı itibarsızlaştırdığını düşünüyorum.

Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Abdullah Şanlıdağ Arşivi