Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kabine revizyonu açıklaması
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Konuşmasının başında geçen pazar günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin şehre ve ülkeye hayırlar getirmesini dileyen Erdoğan, gayrıresmi sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu bir kez daha tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul halkının kararının başımızın üzerinde yeri vardır." dedi.
31 Mart seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle ilgili olarak hem birleştirme tutanaklarında hem de sandık kurullarında sonucu etkileyecek ölçüde sorunlar tespit edildiğini belirten Erdoğan, bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulunun seçimin yenilenmesine karar verdiğini anımsattı. Erdoğan, seçimde Büyükşehir Belediye Meclisinde AK Parti'nin kahir ekseriyetle kazandığını, bunun ardından yapılan komisyon seçimlerini de tamamıyla AK Parti'nin aldığını, başkanvekilliklerinde AK Parti'li isimlerin göreve geldiğini hatırlattı.
Şu ana kadar yaşanan sürecin tamamen hukuki olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette biz Cumhur İttifakı adayı Binali Bey'in seçimi kazanmasını arzu ettik. Kendisine gayreti ve mücadelesi için buradan teşekkür ediyorum. Binali Bey İstanbul'da bürokrat olarak başladığı milletine hizmet yolculuğunu milletvekili, bakan, başbakan, Meclis Başkanı olarak bugüne kadar sürdürmüştür. Kendisi bunca yıllık bilgisini, birikimini, tecrübesini, projelerini hayata geçirmek için Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmuştu ama İstanbul halkının takdiri bu şekilde gerçekleşti. Altını çizerek tekrar ediyorum, bizim için asıl önemli olan milli iradenin en sağlıklı, en güvenli, en şaibesiz şekilde tecelli etmesidir. Son seçim kimin kazandığının ötesinde milli iradenin tecellisiyle ilgili tereddütleri ortadan kaldırmış olması bakımından başlı başına değerlidir, kıymetlidir."
Türkiye genelindeki asıl seçim olan 31 Mart'ın galibinin ise tartışmasız şekilde Cumhur İttifakı olduğunu vurgulayan Erdoğan, milletin 31 Mart seçimlerinde ülke genelinde kendilerine il genel meclisinde yaklaşık yüzde 60'lık, büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 52'lik, il belediye başkanlıklarında yüzde 55'lik bir oranla destek verdiğini kaydetti. Erdoğan, İstanbul'da da Cumhur İttifakı olarak 39 ilçenin 25'ini, 312 belediye meclis üyeliğinin de 180'ini kazanarak yine tartışmasız bir zafere imza attıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Büyükşehir seçimlerinde İstanbul'da, burası özellikle çok çok önemli, yani 2004'ten itibaren yerel seçimlerde nereden nereye geldiğimiz bakımından önemli. 2004'te yüzde 45,3, 2009'da yüzde 44,7 oranında, 2014'te de yüzde 47,9 oranında oy almıştık. Geçtiğimiz pazar günü de oy oranımız yüzde 45 olarak gerçekleşti, fakat bu oran kazanmamıza yetmedi. 2024 seçimlerine kadar AK Parti ve MHP olarak İstanbul'da sahip olduğumuz 25 ilçe belediyesi ve 180 büyükşehir belediye meclis üyesi ile halkımıza en güzel hizmetleri vermenin gayreti içerisinde olacağız. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kurumlar olarak da İstanbul ile ilgili projelerimizi, yatırımlarımızı, hedeflerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz. Derin bir aşkla bağlı olduğumuz bu şehre hizmet etmeyi en büyük paye görerek son nefesimize kadar inşallah bu yolda yürüyeceğiz."
Bundan sonra Cumhurbaşkanlığı ve Meclis için 4 yıllık, belediyeler için 5 yıllık kesintisiz icraat dönemi bulunduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bundan sonra tüm mesaimizi ve gücümüzü önümüzdeki gündeme teksif ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizim siyaset anlayışımızda millete küsmek, millete darılmak, hele hele milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Tam tersine gerek 31 Mart'ta gerek 23 Haziran'da milletimize kendimizi niçin anlatamadığımızın muhasebesini yapacağız. Her alanda nerelerde eksiklik, kopukluk, yanlışlık olduğunu tespit ederek bunları gidermenin yollarını arayacağız. Bu değerlendirmenin sonucuna göre de atmamız gereken adımları kararlılıkla hayata geçireceğiz ama dışarıdan birilerinin yaptığı tanımlara göre değil biz tanımlamamızı kendi içimizde hep birlikte yapma kudretine sahibiz. Milletimizin verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üzerine yatma lüksüne sahip değiliz. Bu bakımdan hem Cumhur İttifakı'na hem partimize hem de şahsımıza gönül veren tüm kardeşlerimizin müsterih olmasını istiyorum."
Yunus Emre'nin "Biz sevdik aşık olduk, sevildik, maşuk olduk, her dem yeni doğarız, bizden kim usanır." sözlerini paylaşan Erdoğan, "Milletimizin sevgisine ve itimadına layık olmak için Allah ömür ve güç verdiği müddetçe çalışmayı sürdüreceğiz." dedi.
"Türkiye'nin istikrar ve güven ortamı sürüyor"
Erdoğan, AK Parti'nin kurulduğu günden beri, milli iradenin üstünlüğünü, milletin gösterdiği yolda yürümeyi, ortak hedefler için çalışmayı esas alan bir parti olduğunu söyledi.
Bu sayede 17 yıldır girdikleri her mücadelede milletin desteğini yanlarında bulduklarını vurgulayan Erdoğan, "Vesayet güçleri üzerimize geldiğinde, hatta Cumhurbaşkanı seçmemizi engellemeye çalıştıklarında, çareyi milletimize sığınmakta aradık. Kalkınma hamlelerimiz sabote edilmeye çalışıldığında, mücadeleye devam edecek gücü hep milletimizden aldık. Uluslararası alanda bizi tecrit etmek için üzerimize saldırdıklarında milletimizle birlikte 'one minute' dedik. Gezi olaylarında sokakları karıştırarak birliğimize ve beraberliğimize göz diktiklerinde milletimizle beraber bu oyunu bozduk." değerlendirmesini yaptı.
FETÖ ihanet çetesinin emniyet ve yargı içindeki uzantıları vasıtasıyla darbe girişiminde bulunduğunda alçakların karşısına yine milletle birlikte çıktıklarını ifade eden Erdoğan, "PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, terör örgütlerini üzerimize salıp, ülkemizin şehirlerini kana ve ateşe boğmaya çalıştıklarında, teröristlerin başlarını milletimizle birlikte ezdik. Yine terör örgütleri kullanılarak sınırlarımız kuşatılmaya kalkışıldığında güneyimize çekilen zincirleri milletimizle birlikte parçaladık. Aynı şekilde 15 Temmuz'da tanklarıyla, toplarıyla, uçaklarıyla, helikopterleriyle, silahlarıyla ülkemizi işgal etmeye kalktıklarında, darbeyi yine milletimizle birlikte önledik." diye konuştu.
Ekonomide tüm hadiselere paralel şekilde süren, ancak geçen ağustos ayında açık bir saldırı halini alan tuzakları da yine milletle birlikte göğüslediklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bir türlü çökertemedikleri istikrar, güven ortamına yönelik saldırıların dün de eksik olmadığını bugün de sürdüğünü yarın da devam edeceğini kaydetti.
"Gece gündüz çalışıyoruz"
"Kim ne yaparsa yapsın, biz milletimiz ile birlikte kendi hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerlemeyi sürdüreceğiz." diyen Erdoğan, bunun için gece gündüz çalıştıklarını bildirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mesela yarın G-20 toplantısı ve resmi ziyaret için bir haftalık Japonya seyahatimiz var. Japonya seyahatimizi müteakip Çin'e ziyaret gerçekleştireceğiz. G-20'de en gelişmiş ülkelerin liderleri ve küresel kurumların temsilcileriyle, ikili ilişkilerimizi, dünyanın ekonomik ve siyasi gündemini konuşacağız. Türkiye ekonomisinin, dünyayla uyumlu şekilde büyümesine katkı sağlamak için görüşmeler yapacağız. Bakanlarımızla birlikte orada bu görüşmeleri yoğun bir şekilde ele alacağız.
Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçları konusundaki çok yönlü arayışlarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede sipariş ettiğimiz S-400 hava savunma sistemlerini inşallah önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz. Güvenlik ihtiyaçlarımız konusundaki farklı tedarik seçeneklerine de kapılarımız daima açık olmuştur. Türkiye, kendi güvenlik gereksinimlerini karşılama konusunu hiçbir ülkeyle müzakere etmek, bu konuda izin almak, hele hele baskılara boyun eğmek durumunda değildir. S-400 meselesi, doğrudan egemenlik haklarımızla ilgili bir konudur ve bundan geri adım atmayacağız.
Temmuz ayı içerisinde Bosna Herkes'te Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Girişimi Zirvesi'nde ülkemizin görüşlerini ifade edeceğiz. Eylül ayında, her yıl olduğu gibi BM Genel Kuruluna katılacağız. Genel Kurul çalışmalarında ülkemizi temsil etme yanında dünyanın dört bir yanından gelen devlet ve hükümet başkanlarıyla çok sayıda ikili görüşme gerçekleştireceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez'deki gerilimin sadece Türkiye için değil tüm dünya için çok büyük bir tehdit kaynağı olduğunu vurgulayarak, "Bu gerilimin, bölge ülkelerinin hak ve hukukları gözetilerek geride bırakılması için üzerimize düşenleri yapıyoruz. Çin ve Amerika arasında süren ticaret savaşını herkes için kazanca dönüştürecek bir istikamete çevirecek tüm girişimlere destek veriyoruz. Dünya çapında İslama, Müslümanlara ve bunların en büyük temsilcisi olarak görülen Türklere karşı yürütülen husumet politikalarına en gür seda ile karşı çıkmaya devam ediyoruz. Kudüs'ün mahremiyetine ve Filistinlilerin haklarına yönelik tecavüzleri her platformda dile getirme kararlılığımızdan en küçük bir taviz vermedik, vermeyeceğiz." diye konuştu.
"Hep meydan okumayı tercih ettik"
Her alanda gelişen ve kalkınan Türkiye'nin, tabii olarak sürekli yeni ve daha büyük sınamalarla karşı karşıya geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu sınamalar karşısında geçmişte olduğu gibi pısırık davranmak, kabuğumuza çekilmek yerine hep meydan okumayı tercih ettik." dedi.
Bölgeyi ve dünyayı ilgilendiren böylesine kritik gelişmelerin yaşandığı dönemde birilerinin yine Türkiye'yi "kendi içine hapsetmeye çalıştığını" vurgulayan Erdoğan, "Hedef, Türkiye'yi, yeniden düzenlenen küresel oyunun dışına itmektir. Biz, bu niyeti en başından gördüğümüz için hazırlıklarımızı yaptık. Ülkemizin temel diplomatik, güvenlik, ekonomik öncelikleriyle ilgili politikalarımızdan en küçük bir taviz vermeyerek, hiçbir tehdide boyun eğmeyerek, tavrımızı ortaya koyduk." diye konuştu.
Bölücü terör örgütünü yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirecek adımları kararlılıkla attıklarını söyleyen Erdoğan, yapılan operasyonlarla Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelik terör tehditlerini kaynağında önleyecek başarılar elde edildiğini belirtti.
DEAŞ terör örgütünü yeniden diriltmeye ve Türkiye'nin üzerine salmaya yönelik oyunların birer birer bozulduğunu ifade eden Erdoğan, "Suriye'de terör örgütünün kazanımlarımıza yönelik saldırılarının tamamını da boşa çıkardık, Türkiye'yi bölgemizdeki krizin ve yıkımın bir parçası haline getirmeye yönelik tüm çabaları akim bıraktık. İmralı'daki terörist başının, son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve bununla ilgili değerlendirmeler, örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktığının işaretidir." değerlendirmesini yaptı.
"Doğu Akdeniz'deki adımlarımız kararlılıkla sürdürecek"
Erdoğan, Doğu Akdeniz'de bulunan ve bulunacak olan her türlü doğal kaynağın adil şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attıkları adımları kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti.
Bu havzadaki petrol, doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu, çıkarlarını yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Geçmişte bizim böyle sondaj veya arama tarama gemilerimiz yoktu ancak kiralama sistemleriyle dünyadan bulabilirsen kiralayacaksın, gelip bu çalışmayı yürüteceksin ama şimdi hamdolsun hem arama hem de sondaj gemileri olmak üzere bu tür 4 gemiye sahip olduk. Şimdi bu gemilerimizle Doğu Akdeniz'de bu çalışmalarımızı sürdürmeye başladık ve sürdürme süreci artarak devam ediyor. Bütün bunlarla beraber bunların korumasını, güvenliğini de aynı şekilde Silahlı Kuvvetlerimizin ilgili birimleriyle yürütüyoruz." diye konuştu.
"Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin. Bizim orada bir defa haklarımız var." diyen Erdoğan, bu hakları korumak için Türkiye'ye ait hem arama tarama hem de sondaj gemilerinin faaliyetlerini sürdüreceğini dile getirdi.
"Fransa, sen konuşamazsın"
Bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerekli tedbiri aldığını, almaya devam edeceğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde sözde siyaset yapanlar, 'Bu noktada niçin böyle adımlar atıyoruz?' gibi eleştiriler yapıyorlar veya yapabilirler ama bunların öyle bir derdi, sıkıntısı yok. Bunların, benim Kuzey Kıbrıs'taki soydaşlarımın hakkı nedir, bu haklar kendilerine veriliyor mu veya bu haklar konusunda bir hassasiyet var mı? Böyle bir dertleri yok ama derdimiz var. Biz diyoruz ki soydaşlarımızın, bütün o bölgede çıkan ne kadar petrol, doğal gaz varsa orada hakları var ve bu haklarının tespitinde, araştırılmasında orada Kuzey Kıbrıslı yöneticilerin de yer alması bizim başından itibaren savunduğumuz tezdir.
Burayla ilgili Fransa'nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur, garantördür. Yunanistan konuşur, garantördür. İngiltere konuşur, garantördür ama Fransa, sen konuşamazsın. Senin böyle bir yetkin yok. Sularla ilgili de yine burada ilgi alanları içerisinde olanlar varsa onların da söyleyecek bir şeyleri olabilir ama Kıbrıs'a gelince burada 3 garantör ülke var ancak bunlar konuşur."
Erdoğan, Suriye'deki krizin, Türkiye'nin güvenlik endişelerini ve insani yüklerini ortadan kaldıracak bir çözüme kavuşturulmasını sağlayacak siyasi, diplomatik ve askeri çözüm yollarını sonuna kadar zorladıklarını ve zorlamaya devam edeceklerini bildirdi.
"Terör koridorunu, güvenlik koridoru haline getirelim"
Bu noktada en önemli konunun, terör koridoru olduğunu, bunu yapılan müdahalelerle ortadan kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Şu anda biz bu terör koridorunu istiyoruz ki bir güvenlik koridoru haline getirelim. Bunun için de bu güvenlik koridorunda, Türkiye'deki mültecilere bir yerleşim imkanı sağlayalım. Bu yerleşim imkanıyla birlikte hani konuşanlar var ya 'Biz koalisyon güçleriyiz, şuyuz buyuz' diyenler, tamam, gelin o zaman. Hadi, verin desteklerinizi, birlikte bu güvenlik koridorunda onlara yerleşim yerleri kuralım, onları oraya yerleştirmeye çalışalım. Bu konuda ABD gelsin, lojistik desteğiyle, hava noktasındaki korumalarıyla desteğini versin. Biz burada özellikle deneyimimizin çok ileri olduğu TİKA ile yerleşim noktasında yoğun şekilde alt yapı, üst yapı bu çalışmaları yaparız."
Bunları geçmişte başta eski ABD Başkanı Barack Obama olmak üzere birçok Batı ülkesinin liderlerine söylediğine dikkati çeken Erdoğan, bu dönemde de ABD Başkanı Donald Trump'a söylediğini aktardı.
Trump'ın, güvenli bölge ifadesini birkaç kez kullandığını ancak mali destek vermediğinin altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Merkel'le de bunları konuştum. O da böyle bir desteği verebileceğini, bu projenin isabetli olduğunu söyledi ama oradan da bir gelişme olmadı. Aynı şekilde Suud'la da görüştüm, o da söyledi. Çin'deki G20 Toplantısı'ndan sonra kendisiyle konuştuğumuzda bunları söylemişti ama oradan da bir ses yok. Hep söylüyorlar, laf ola beri gele, ondan sonra herhangi bir şey maalesef yok." dedi.
"330 bin Suriyeli geri döndü"
Bütün bunlara rağmen şu anda Türkiye'de bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerini temin noktasında, sınır ötesindeki güvenli bölgeleri mümkün olduğunca genişletmeye çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, şu ana kadar 330 bin kişinin geri döndüğünü bildirdi.
Erdoğan, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki sorunlar da çözüldüğünde bu rakamın kısa sürede milyonlara ulaşacağına inandığını ifade ederek, "İşte tüm bu fotoğraf içinde milletimiz 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerindeki iradesiyle AK Parti'ye ve aynı ittifak içinde hareket ettiğimiz MHP'ye 'durmak yok, yola devam' demiştir. Önümüzde gerçekleştirmek için hakikaten çok çalışmamız gereken 2023 hedeflerimiz var. Karşımıza çıkan engelleri aşarak, ayağımıza vurulmaya çalışılan prangaları parçalayarak gece gündüz çalışmak suretiyle bu hedeflere mutlaka ulaşacağız." değerlendirmesini yaptı.
"Ekonomi ve güvenlik gündemimizin en üst sırasında yer alacak"
Gelecek dönemde ekonomi ve güvenlik konularının gündemlerinin yine en üst sıralarda yer alacağını belirten Erdoğan, Türkiye'nin ekonomideki asıl hedefinin, yüksek teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi ve ihracatı geliştirmek olduğuna işaret etti.
Türkiye'de sözde siyaset yapan birilerinin eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyet ve ulaşımda attıkları adımları küçümsemeyle kendilerine prim yapmaya çalıştığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"İşte bugün biri şunu söylüyor, 'Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız?' Öbür taraftan şunu da söyle, 'yüksek hızlı tren getirdik diye mi size bu millet oy verecek veya daha da ileriye gidiyorum yani 26 havalimanını 56'ya çıkardık diye mi bu millet size oy verecek?' Ne kaldı? O olmayacak, bu olmayacak falan, ne olacak? Sen niye varsın o zaman? Siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar?"
"Kıskançlık çok kötü bir illet"
Erdoğan, daha sonra bir vatandaşın, önemli bir bölümü hizmete açılan Kahramanmaraş-Göksun yolu ve tünellerine ilişkin izlenimlerini aktardığı videoyu izleterek, "O anlamış ama sözde siyaset yapan, neyse isim vermeyeyim, anlayamamış. Herhalde bunu izleme fırsatı bulursa o da anlayacaktır. Benim Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi halen anlayamadı." ifadesini kullandı.
Dağları yüzlerce tünelle deldiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu? Şimdi yapınca niye rahatsız oluyorsun? Bir de 'Marifet iltifata tabidir.' diyerek teşekkür etmesini bilin. Yok, 'görevindir.' Tamam da siz de geçmişte bakanlık falan da yaptınız, niye sizler bunları yapamadınız? İşte kıskançlık çok kötü bir illet fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Biz bu tünelleri açmaya, köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız, Osman Gazi Köprüsü de yapacağız. Marmaray gibilerini de yapacağız. Avrasya Tüneli'ni de yapmaya devam edeceğiz."
"Yakında yeniden ekonominin yükselişe geçeceğine inanıyorum"
Türkiye'nin istikrarını bozmaya yönelik saldırılara dikkati çeken Erdoğan, "Ülkemizin geleceğini karartmaya, önünü kesmeye yönelik ekonomik tuzakların milletimizi günlük hayatında nasıl bunalttığını farkındayız. Kur, faiz ve enflasyon üçgeninde bunalan girişimcilerimizin, işadamlarımızın, esnafımızın ve çalışanlarımızın hangi sıkıntılar çektiğini de gayet iyi biliyoruz." diye konuştu.
Bu sıkıntıları gidermek için ekonomiyi dengeye oturtmaya, kurdaki istikrarsızlığı gidermeye, faizleri düşürmeye, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeye ve istihdamı arttırmaya çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "İnşallah bunların sinyalleri gelmeye başlamıştır. Ekonomide istikrarı sağlamadan üretimi, yatırımı, ticareti istihdamı istediğimiz seviyeye getiremeyeceğimiz açıktır. Türkiye'nin üretimdeki ve insan gücündeki potansiyelini, kabiliyetini bilenler ülkemiz ekonomisine yönelik saldırıları işte hep bu istikrar noktasına yoğunlaştırıyor." diye konuştu
Erdoğan, gereken tedbirleri aldıklarını, şoklara karşı dirençli, uluslararası rekabete karşı daha güçlü, sağlıklı, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi hedef alan programları uygulama soktuklarına işaret etti.
Allah'ın yardımı ve milletin feraseti ile yakında yeniden ekonominin yükselişe geçeceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Her şeye rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 2,6 oranında büyümüştük. Bu yılın ilk çeyreğinde de yıllık bazdaki daralmaya rağmen mevsim etkisinden arındırılmış olarak baktığımızda bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 büyüme ile kapattık. Haziran ayı itibarıyla her alanda göstergeler olumlu bir yönde bir yükselişi işaret ediyor. Dolar kuru bir süredir 6 TL'nin altında seyrediyor. Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Borsa bir ayda 86 binden 95 binin üzerine çıktı. Tahvil faizleri yüzde 19'un altına indi. Ülke risk primimiz geriliyor. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde de haziran ayında olumlu yönde yükseliş görülüyor. İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranlarında da artış var. İhracatımızdaki ve turizm sektöründeki olumlu yükseliş sürüyor. İnşallah ihracatta 170 milyar doların üzerine ve turizmde de 50 milyon turistin üzerine çıkacağız. Bu durum cari açığın da fevkalade azalmasını sağlar."
Erdoğan, bu ay itibarıyla yıllıklandırılmış olarak cari fazla vermeyi beklediklerini, istihdamda 2018 yılındaki sıkıntıların geride kaldığını ve Mart ayı itibarıyla artıya geçildiğini vurguladı.
"Kayıpları telafi edeceğiz"
En kısa sürede kayıpların telafi edileceğini belirten Erdoğan, "Uluslararası yatırımcıların ülkemize olan ilgisi artarak sürüyor. Hemen her gün ilgili kurumlarımız yeni yatımlarla ilgili görüşmeler yapıyor, programlar düzenliyor. Türkiye'yi bölgesel krizler ve iç politik gelişmeler üzerinden köşeye sıkıştıranlara fırsat vermiyoruz. G-20 zirvesi ve Çin ziyaretinden sonra bazı müjdeleri sizlerle paylaşacağıma inanıyorum. Ekonomide yapısal reformları kesintisiz sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Demokrasi ve adalet konusunda ülkenin standartlarını yükseltme iradesini ortaya koyan Yargı Reformu Strateji Belgesini" açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, çalışmanın yakın bir zaman içinde tamamlanarak Meclise sevkedileceği bilgisini verdi.
Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, "Milli Savunma Bakanımız etraflıca bilgilendirdi. Bunların artık 'bunu bilmiyorduk' deme durumları yok. Nerede ne tür bir sıkıntı varsa bunları bizzat Milli Savunma Bakanımızdan dinlemiş oldular. Gençlerimizin hayatlarını planlamasında çok büyük kolaylık sağlayacak olan yeni askerlik düzenlemesinin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Bu düzenleme TSK'nin profesyonel yapısının güçlendirmesine ve yükümlülük kaynağını daha sistematik bir şekilde planlayabilmesine de imkan sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, 2023 hedeflerine ulaşmak için bakanlık ve kurumların kendi alanlarında çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Türkiye'nin istikrarını bozmayı amaçlayanlara en güzel cevapları icraatlarımızla, reformlarımızla, başarılarımızla vermekte kararlıyız. Bunun için her fırsatta tekrarladığımız bir hususu tekrar ediyorum. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bunu başardığımızda Allah'ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz hiç bir meselemiz yoktur." diye konuştu.
"Lafla kucaklama olmaz, icraatla olur"
Erdoğan, AK Parti'nin milletin bizatihi kendisi tarafından kurulan bir parti olarak 17 yıllık iktidarında 81 vilayetin ve 82 milyon insanın her birine ulaşan, etraflıca bunu kapsayan hizmetlere imza attığını belirtti.
"Bizim dünyamızda ayrımcılık, ötekileştirme, insanları küçümseme, ülkeyi bölgelere, kökene, meşrebe göre haritalandırma anlayışına kesinlikle yer yoktur." diyen Erdoğan, çoklukta birliğe inandıkları gibi birliksiz çokluk olmayacağına da kani olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lafla kucaklama olmaz, icraatla olur ve bunu biz yaptık. İşte Güneydoğu işte Doğu Anadolu... Buralarda parti olarak kim vardı? Malum partinin dışında hep oralarda da biz olduk. Bugün de varız inşallah yarın da olacağız." mesajını verdi.
Farklılıkları zenginlik olarak görerek milletin tüm fertlerini harekete geçirmeyi başarmaları sayesinde Türkiye'yi büyüttüklerini, güçlendirdiklerini ve zenginleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, bugüne kadar ülkeye kazandırdıkları her hizmetten, her yatırımdan istisnasız tüm vatandaşların istifade ettiğini belirtti.
Birilerinin, "Kürtlere yönelik çok daha farklı imkanlar getirmek" şeklinde tweetler attığını aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz neyi getirmedik ki? Bunlar da göz var ama görmüyor. Ben bunlara tavsiye ediyorum, gidin şu Güneydoğu'yu bir gezin. Şanlıurfa'yı, Gaziantep'i, Diyarbakır'ı, Siirt'i, Mardin'i gezin. Buraların acaba 10 yıl önceki durumuyla şu andaki durumu nedir, gidin ve yerinde görün. Birileri orada okullarımızı, camilerimizi yakarken, yıkarken; evlerin altından tüneller açarak oralarda kendilerine göre terör estirirken bütün bu alanları bu terör saldırılarından kurtaran kim oldu? Okullarımızı yeniden ayağa kaldıran kim oldu? Camilerimizi yeniden inşa ederek halkımızın hizmetine sunan kim oldu? Bütün yolları alt ve üstyapısıyla yapan kim oldu? Biz olduk. Eğer biz Kürt kardeşlerimizi bir kenara koymuş olsaydık bizden öncekiler gibi hiç oralara uğramazdık. Ama biz uğradık. Niye? Çünkü bu vatan bizim. 780 bin kilometrekare ile bu vatan bizim. Buralarda ayrım yapılamaz."
Erdoğan, 82 milyon vatandaşı kucakladıklarını, kardeş edindiklerini, her yere de bu hizmeti götürdüklerini, götürmeye de devam edeceklerini ifade ederek, gelecek dönemde yine istisnasız her insanın günlük hayatına dokunacak, işini kolaylaştıracak, refah seviyesini yükseltecek işlere öncelik vereceklerini bildirdi.
Hiçbir ayrımcılık yapmadan her kökenden, her bölgeden, her meşrepten, her görüşten kişiyle gönül köprülerini güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapacaklarını söyleyen Erdoğan, kendilerine bir adım yaklaşana koşarak gideceklerini, milletin işaret ettiği yere doğru yürüyeceklerini, milletin kendilerinden talebini yapmak için çalışacaklarını kaydetti.
"Yüz yılda bir gelecek fırsatları geçmişteki örnekleri gibi kaçırmayacağız"
"Medyanın manşetlerine göre değil, milletimizin manşetlerine göre hareket edeceğiz." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ülkemize dayatılan yollara sapma kolaylığına kapılmak yerine zor da olsa kendi hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Dünyanın içinden geçtiği şu kritik dönemde toplumların önüne belki de yüz yılda bir gelecek fırsatları geçmişteki örnekleri gibi kaçırmayacak, mutlaka değerlendireceğiz. Türkiye'nin son 17 yılda yaptığı reformları, projeleri, yatırımları, hizmetleri birer başlangıç kabul ederek daha büyüklerini gerçekleştirmek için tüm gücümüzle çalışacağız. Mesaimizi, milletimizi bezdiren faydasız siyasi çalışmalarda harcamak yerine, evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını miras bırakmak için kullanmakta kararlıyız."
Vatandaşlara hizmet etmek için halis niyetle harekete geçen herkesin yol arkadaşı olacaklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkması için fikri, birikimi çabası olan herkesin yanında yer alacaklarını belirtti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Büyük-küçük demeden, az-çok demeden, sıradan-sıra dışı demeden her olumlu girişime nasıl destek verdiysek bundan sonra da destek vereceğiz. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla bu ülkenin tüm fertlerini daha iyi bir hayata kavuşturmak, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için tüm imkanları seferber edeceğiz. Çünkü biz bu ülkeyi seviyoruz. Çünkü biz bu millete aşığız. Sevginin çözemeyeceği düğüm, aşkın aşamayacağı engel yoktur. Sizlerle birlikte yürüdüğümüz bu kutlu yolculuğu menziline ulaştırana kadar bize durmak dinlenmek yok."
Yeni yönetim sistemine yönelik toplantı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dün birinci yıl dönümüne ulaşılan 24 Haziran seçimleriyle birlikte tarihinin en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Böylesine büyük bir reformun oturması, uygulamanın yerleşmesi elbette zaman alacaktır. Ancak genel hatlarıyla milletimizin bu sistemi kabullendiğini, ülkemizin de uyum sağladığını görüyorum.
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yeni yönetim sisteminin bir yıllık uygulama sonuçları, eksikleri, aksaklıkları ve geliştirilmesi gereken yönleriyle ilgili bir kapsamlı çalışma başlattık. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay'ın başkanlığında bakanlıklarımızın, kurumlarımızın, akademisyenlerimizin, medya mensuplarının ve ilgili tüm kesimlerin katılımıyla bu değerlendirme çalışmasını gerçekleştireceğiz. Sonuçları da inşallah milletimizle paylaşacağız. Bir kere daha milletimize yeni yönetim sistemimize verdiği destek için şükranlarımı ifade ediyorum."
Kabine revizyonu
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndan çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin kabine revizyonuna ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, "Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa biz yaparız. Sipariş bu işler olmaz, hele hele bu vatanı sevenler olarak bunları sürekli gündemde tutmak şık olmaz, şık da değil. Böyle dışarıdan dayatmayla kabine değişikliği, şu bu, anlatabiliyor muyum." diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşme yapıp yapmadığı sorulan Erdoğan, "Telefonla görüşmemiz oldu ama tabii bir değerlendirmeyi yurt dışından geldikten sonra inşallah yine oturur yaparız." dedi.
G20 dönüşünde müjde vereceğini söylediği anımsatılarak, bunun ekonomiyle mi ilgili olduğu sorusuna Erdoğan, "Tabii ki ağırlıklı." karşılığını verdi.
"Türkiye ittifakı hep vurgulanıyor ama bu kapsamda liderlerle bir görüşme olabilir mi?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Bu verdiğimiz sinyal onlara değil mi? Onlara. Bunların detaylarına, teferruatına ayrıca gireriz." ifadesini kullandı.
"Böyle bir liderler buluşması bekleyelim mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Şu anda bir şey diyemiyorum, gelişmelere göre bu tür adımlar da atılabilir ama bunların tabii biliyorsunuz bizde belli sınırları var. Ona göre adımlar... Bizim birinci derecedeki şeyimiz halkımızla bu işi başarmaktır, sağlamaktır ama yine bir araya gelme durumu da olabilir." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.