Dünyada son 4 yılda mağdura, mazluma yardım yapan birinci ülkeyiz
Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı Akreditasyonu Sertifika Töreni'nde, afet konusunun büyük farkındalıkla ele alındığını, geçmiş dönemlerde yaşanan hatalardan ders çıkarıldığını söyledi.
Afet yönetiminde gereken farkındalığa, kapasiteye ve koordinasyona sahip olunduğunu bildiren Soylu, hazırlanan afet risk azaltma planlarını anlattı.
Soylu, ülke genelinde 28 bin 496 toplanma, 2 bin 860 barınma alanı bulunduğunu açıkladı.
AFAD akreditasyonu kapsamında 36 akreditasyonun tamamlandığını aktaran Soylu, 27 akreditasyon eğitiminin devam ettiğini söyledi.
Depremlerle, afetlerle karşı karşıya kalınan bir coğrafyada bulunulduğuna işaret eden Soylu, Türkiye'nin afetlerle karşılaşan diğer ülkelere de anında yardımlar gönderdiğini hatırlattı.
Soylu, Hırvatistan'daki depremin ardından Avrupa ülkeleri bölgeye ulaşmadan Türkiye'nin bu ülkeye yardım gönderdiğini vurguladı.
İçişleri Bakanı Soylu, "Bizden daha zengin ülkeler varken biz, dünyada son 4 yılda mağdura, mazluma, ihtiyaç duyana yardım yapan birinci ülkeyiz. Dünyada şu anda son 4 yılın en çok yardım yapan ülkesi Türkiye'dir." ifadesini kullandı.
Afet Eğitim Yılı kapsamında geçen yıl 56 milyon 600 bin kişiye ulaşıldığını belirten Soylu, bu yılın da Afet Tatbikat Yılı ilan edildiğini anımsattı.
Bakan Soylu, "Bu yıl 54 bin 302 tatbikat yapmayı planlıyoruz. Yaklaşık 21 il düzeyi, 4 bölgesel, 3 çığ tatbikatının aralarında olduğu 54 bin 302 tatbikatın yüzde 10'unu, yani yaklaşık 5 bin tatbikatı tamamladık. Yıl sonuna kadar sürekli tatbikat yapacağız." bilgisini paylaştı.
Arama kurtarma ekiplerinin Kastamonu'daki sel bölgesinde üstün gayret sarf ettiğini söyleyen Bakan Soylu, diğer afet bölgelerinde de olağanüstü işlerin gerçekleştirildiğine dikkati çekti.
"Arkamızda yüz kırışıklığı bırakmadan çıktık"
Afet konusunun tamamının mayınlı bir alan olduğunu, tedbirsiz yürünemeyeceğini ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"Deprem tehlikesini geçmişte yaşadığımız acılardan dolayı sadece belirli bölgelere ait mesele olarak görüyoruz. Daha birkaç gün önce Karadeniz'de, Zonguldak'ın Ereğli açıklarında İstanbul'un da hissettiği 4,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Aslında Zonguldak birinci derece deprem kuşağında değil ama demek ki risk mevcut. Bu meseleye bakışımızı, tehlike algımızı daha geniş perspektiften yapmak durumundayız."
Önceki dönemlerde afet durumlarında "Nerede bu devlet?" denildiğini söyleyen Soylu, yapılanların ardından şimdi ise bu cümlenin kullanılmadığını, "Allah devletimize zeval vermesin" denildiğini vurguladı.
Artvin Arhavi'deki sel sırasında iş yerini temizlemeye çalışan bir vatandaşla yaşadığı diyaloğu anlatan Bakan Soylu, bu bölgede de gerekenlerin tümünün yapıldığını dile getirerek, "Arkamızda yüz kırışıklığı bırakmadan çıktık." dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasının ardından arama kurtarma ekiplerine akreditasyon sertifikalarını verdi.
Programa İçişleri Bakan Yardımcıları İsmail Çataklı, Tayyip Sabri Erdil, AFAD Başkanı Yunus Sezer ile arama kurtarma ekiplerinin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
İçişleri Bakanı Soylu, gazetecilerin sorularını yanıtladı
Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Akreditasyonu Sertifika Töreni'nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İBB'ye yönelik teftişin tamamlanıp tamamlanmadığının sorulması üzerine Soylu, kanuna uygun olmayan, kamunun tespit ettiği durumların yanı sıra İçişleri Bakanlığına vatandaşlardan da yüzlerce ihbar ve şikayet geldiğini belirtti.
Mülkiye Teftiş Kurulunun, İller İdaresi Genel Müdürlüğünün gelen ihbar ve şikayetlerin gerçeğe uygun olup olmadığını değerlendirmekle görevli olduğunu ifade eden Soylu, bu görevi hukukun ölçüleri çerçevesinde kamu ve millet adına yerine getirdiklerini söyledi.
Bu görevin bugün başlamadığını, bugün de sona ermeyeceğini vurgulayan Soylu, belediyelerle, valilikler ve ilgili kurumlarla alakalı gelen taleplerin soruşturmaya dönüp dönmeyeceğinin, gerçeklikle ilgisinin olup olmadığına bağlı bulunduğunu kaydetti.
Buna da ilgili mahalli idareler kontrolörlerinin veya mülkiye müfettişlerinin, mahallinde ise valilikler ve ilgili kaymakamlıklar tarafından görevlendirilenlerin karar verebileceğini aktaran Soylu, "Bu konuda gerekli soruşturma devam ediyor. Elbette ki hassasiyetler hukuk ölçüsünde yürüyecek hassasiyetlerdir. Önümüzdeki günlerde bunlar tamamlanacak. Zamanı bittiğinde de bu kamuoyuyla, nereden sonra, savcılığa tebliğ edildikten sonra, oradan takip etme imkanı olacaktır." diye konuştu.
"Türkiye için çok gecikmiş bir soru, çok gecikmiş bir karardır"
Dokunulmazlığı kaldırılan ve aranan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in halen bulunamadığı belirtilerek yöneltilen soru üzerine Soylu, şunları kaydetti:
"Her şey ortada. Terörle bağı olan bir kişinin ve o görüntüleri de bütün milletimiz de gördükten sonra var olan bir kişinin TBMM'de bulunmasının ne anlama geldiği sorusu esas itibarıyla sorulmalıdır. Milletvekilliği kıymetli, çok önemli bir şeydir hem milletimiz hem milletvekilliğini elde eden kişiler için. Ama böyle bir kişiyi TBMM'ye sokma sorumluluğu kime aittir? Bir parti, bir terör örgütü mensubunu TBMM'ye, bunu bildiği ve bunun detaylarına hakim olduğu düşüncesiyle söylüyorum, nasıl sokmuştur? Sorduğunuz kişi, kendisinin ne yaptığını bilen bir kişi, onu sokan parti de onun ne yaptığını bilen bir siyasi parti. Bence Türkiye için çok gecikmiş bir soru, çok gecikmiş bir karardır."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "CHP, sizin büyükelçiler söyleminiz üzerine suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Memnuniyet duyarım. Türkiye önümüzdeki günlerde bu konularda çok yeni şeyler duyar." karşılığını verdi.
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.