Mhp Milletvekili Prof.dr. Yıldırım Türk Aday Adaylığını Açıkladı

Mhp Milletvekili Prof.dr. Yıldırım Türk Aday Adaylığını Açıkladı
MHP Kırşehir milletvekili Prof. Dr. Yıldırım Türk, MHP’den aday adaylığını açıkladı.MHP İl binasında partililerine seslenen Türk, "Yeniden aday adaylığımızı gerekli gören süreç 7 Haziran seçim sonuçla...

MHP Kırşehir milletvekili Prof. Dr. Yıldırım Türk, MHP’den aday adaylığını açıkladı.

MHP İl binasında partililerine seslenen Türk, "Yeniden aday adaylığımızı gerekli gören süreç 7 Haziran seçim sonuçlarıdır. 7 Haziran seçimlerinde kullandığımız argümanla 1 Kasım seçimlerinde kullanacağımız argüman aynı olacaktır" dedi.

"MHP ÜLKE BEKASI İÇİN UYARILARDA BULUNDU"

MHP milletvekili ve aday adayı Türk, MHP’nin ülkenin bekası için her zaman uyarılarda bulunarak toplumsal barış için çalışmalarda bulunduğunu anlattı. Türk, "Bu hükümetin ülkemizi maddi ve manevi olarak bir yıkıma götürdüğünü, bir yıkım hükümeti olduğunu söyledik. Ülkenin hem sosyal, hem ekonomik, hem kültürel, hem manevi manada bir yıkıma gittiğini söyledik. Bu adamlar ne yapıyordu, seçim sürecinde biz bunları hep anlattık. Bu adamlar bizim milli ve manevi değerlerimizi ayaklar altına aldılar. Dinimizle alay ettiler. Türklüğümüzle, milliyetçiliğimizle alay ettiler. Cumhuriyetin manevi kazanımlarının hepsini yok ettiler, maddi kazanımları yok ettikleri gibi. Cumhuriyetin değerleri ile oynadılar. Atatürk’ü onursuzlaştırmaya ve itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Bunları biz anlatmaya çalıştık. Ayrıca bunlar bir yolsuzluk hükümeti idi. 17 ve 25 Aralık’ta ortaya çıkan yolsuzluklarını biz değerli Kırşehirlilerle paylaşmaya ve onlara anlatmaya özen gösterdik. Bir çözüm süreci var ve biz bu çözüm sürecini tasvip etmiyoruz dedik. Biz bu insanlarla bin yıldır barış ve kardeşlik içerisinde yaşıyoruz. Çözüm süreci denilen süreç aslında bir ihanet sürecidir. Milli birliği ve beraberliği ortadan kaldırmaya, kardeşliği ortadan kaldırmaya yönelen bir süreçtir dedik, bunları anlattık. Ekonomik olarak da ülkenin kötüye gittiğini, her 4 kişiden birinin işsiz olduğunu, vatandaşın durumunun zor olduğunu, esnafın siftah yapamadığını, tarımla uğraşanlar ürünlerini pazarlamada zorlandığını, girdilerin fiyatlarının yüksek olduğunu, şişçilerin sosyal haklarında bir erozyon olduğunu, artık kazandıklarının kendine yetmediğini, vatandaşın işinin ve aşının olmadığını ifade ettik. Sonuçta seçime gittik ve seçimde halkımız bize bir iktidarı sunmadı. Türkiye genelinde yüzde 16’nın üzerinde bir oy aldık. Kırşehir’de de bugüne kadar partimizin 46 yıllık tarihi boyunca aldığı en yüksek oy olan yüzde 32,15 oy aldık. Türkiye genelinde de en yüksek üçüncü oyu aldık. Parlamentoda 4 partinin olduğu bir parlamenter yapı, milli irade oluştu. Bu parlamenter yapı içerisinde biz koalisyon taraftarı olduk. Ama koalisyon taraftarı olurken, biz partimizin temel ilkelerini, yani seçmene giderken, biz şunları şunları savunacağız, 17-25 Aralık’ı soruşturacağız, çözüm sürecine biz karşıyız, Cumhurbaşkanının anayasal çizgilere gelmesini istiyoruz, bizim manevi değerlerimizle, Türkülüğümüzle, milli birliğimizle, vatanımızla, bayrağımız itibarsızlaştırılıyor, anayasanın ilk 4 maddesi bunları içeriyor, biz bunlara karşı çıktık. Dolayısıyla seçimde istediğimiz şeylerin aynısını seçimden sonra da istedik biz. Seçimden sonra farklı bir şey istemedik. Bu bize oy veren insanlara saygımızın gereğiydi. Maalesef Abdullah Öcalan’ın yaptığı 10 şartı Dolmabahçe’de kabul eden insanlar, bizim 4 şartımızı, tamamen normal, olması gereken şeyleri kesinlikle kabul etmediler. Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Kalkınma Partisi arasında keşif amaçlı görüşmeler başladı ve keşiften bir sonuç elde edilemedi maalesef. Bu süreç sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hiçbir şekilde bir koalisyon önerisiyle gitmediği, sadece oradan buradan konuştukları anlaşıldı." diye konuştu.

"BİZE KOALİSYON ÖNERİSİ İLE GELİNMEDİ"

AK Parti’nin MHP’ye koalisyon teklifi ile gelmediğini anlatan milletvekili Türk, "Genel Başkanımız dedi ki, biz her şartta bu ülkenin bekası için, bu ülkenin geleceği için, milli birlik ve beraberlik için koalisyona hazırız dedi. Fakat bize geldikleri koalisyon görüşmelerinde kesinlikle bir koalisyon önerisiyle gelmediler. Tamamen seçim hükümetinde yer alır mısınız, almaz mısınız bunu sorgulamaya geldiler. Biz de bunu hiçbir şekilde böyle bir hükümetin içerisinde yer almayacağımızı ifade ettik. Cumhurbaşkanının tasarrufunda, onun sevk ve idare ettiği bir süreç yaşandı ve bu sürecin sonunda da Cumhurbaşkanı kendi iradesiyle erken seçime karar verdi. Şu an itibariyle erken seçime gidiyoruz. Biz erken seçim kararı verilmeden önce de Genel Başkanımız, ‘Şu anda Türkiye’de bir seçim olması mümkün değildir. Seçimin ertelenmesi ve derhal bir hükümet kurulması gerekir’ diye beyan etmiştir. Bu bizim görüşümüzdür. Basın ile yapılan görüşmeler dışında bizimle yaptığı şahsi görüşmelerde her defasında şunu söylemiştir; ‘Bu ülkede şu an için bir seçimin olması mümkün değildir.’ Bunu ilk milletvekillerini topladığı gün söylemiştir ki o tarih 24 Haziran’dır. Terör olaylarını başlaması 22 Temmuz’a denk geliyor. Ülkenin gidişatı kötü, ülkenin mutlak bir hükümete ihtiyacı var. Hatta olacak hükümette savaş hükümeti olacaktır diye Genel Başkanımız bunu beyan etmişlerdir. Bizim koalisyondan kaçma, seçimi kabul etmeme gibi bir durum asla söz konusu değildir. Ama Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde bir algı operasyonu yürütülmektedir. Daha doğrusu milli olan her şey üzerinde bir algı operasyonu yürütülmektedir ve Milliyetçi Hareket Partisi itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bu şartlarda biz bugün itibariyle seçime gidiyoruz. Seçime giderken, seçimin olup olmayacağı da belli değil maalesef. Şu anda ben aday adaylığımı açıklıyorum, ama seçimin olup olmayacağına da bir garanti göremiyoruz. Bunu herkes göremiyor. Hem seçmen göremiyor, hem siyasi parti liderleri göremiyor, hem de biz adaylar göremiyoruz. Erken seçim ortaya çıktıktan sonra karşımıza bir de terör belası çıktı. 1978 yılında PKK’nın kurulmasıyla başlayan, 1984 yılında Eruh saldırısıyla ortaya çıkan ve bugüne kadar devam eden PKK terör örgütü ile karşı karşıyayız. PKK terör örgütü maalesef 3 yıllık çözüm süreci içerisinde tamamen dağdan inen kadrolar şehre yerleştirilmiş, bu kadrolar şehir içinde tamamen bütün silah depolarını, altyapılarını, güvenlik birimlerini, kontrol birimlerini, asayiş birimlerini, her şeyi oluşturmuşlar. Mahkemeler bile kurmuşlar. Bu yapı altında bir seçimin yapılması mümkün görülmemektedir. Ama seçim ilan edilmiştir. 1 Kasım’da seçim yapılacaktır. 1 Kasım tarihi itibariyle ben de Milliyetçi Hareket Partisi’nden tekrar aday adayı olduğu açıklıyorum." ifadelerini kullandı.

“KIRŞEHİR ÜZERİNDE OYUNLAR OYNANIYOR”

Kırşehir’de yaşanan olaylar sonrası yaşananların Milliyetçi camiayı karalamaya yönelik propagandaya dönüştürüldüğünü ifade eden milletvekili Türk, şöyle konuştu: "Buradaki mesele Türk milletinin bekasıdır, milli birliğimizdir, bütünlüğümüzdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasıdır. Bu seçim 7 Haziran seçiminden daha da önemli hale gelmiştir. Bir önce ki seçimde 400 vekil argümanını ortaya atan kişiler, 400 vekil istiyorum diyenler maalesef 400 vekil elde edememişlerdir. Fakat şehit cenazelerinin olduğu gün aynı 400 vekil söylemleri tekrar ortaya çıkmıştır. Bu bizi son derece üzmektedir. Arka arkaya gelen şehit cenazeleri toplumda büyük bir infial uyandırmıştır. Toplumun vicdanında büyük yaralar açmıştır. Bunun sonucunda da hepinizin bildiği gibi geçen hafta içerisinde bir teröre lanet mitingi burada düzenlenmiştir. Bu miting normal şartlar altında seyrederken, birtakım provokatörler tarafından istenmeyen çizgilere çekilmiştir. Bizim partimizin ve bizimle birlikte olan sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği bu yürüyüş bir yağmalama, siyasi partilerin taşlanması şeklinde bir tabloya dönüşmüştür. Bunu bizim partimizin tasvip etmesi, kabul etmesi asla ve asla mümkün değildir. Bu insanlar bizimle bu coğrafyada yıllardır birlikte yaşadığımız insanlardır. Bu insanlarla biz kardeşiz. Bu insanlarla biz et ve tırnak gibi olmuşuz. Bu insanları bizden ayrı düşünmemiz mümkün değildir. Biz şuna inanıyoruz. Biz 46 yıllık bir mazisi olan demokratik bir partiyiz. Cumhuriyet değerlerine, Atatürk’e inanan, demokrasiye inanan bir partiyiz. Haktan ve hukuktan yanayız. Hak, hukuk, demokrasi içinde yapılan her türlü tepkiye saygılıyız. Bunun dışında yapılan hiçbir tepki bizimle ilişkili değildir."

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.