Savunma ve havacılıkta yabancı yükü hafifliyor
Savunma ve havacılık alanında ortaya konulan yerli ileri kompozit çözümleriyle hem platformlar hafifliyor hem de yurt dışı kaynaklı ürünlerin yerine yerli çözümler kullanıma sunuluyor.
CES İleri Kompozit Genel Müdürü Çağla Pınar Turunçoğlu, AA muhabirine, kompozitin özellikle havacılık ve savunma sanayisinde geleceğin malzemesi olarak görüldüğünü söyledi.
Şirket olarak 2012'de ileri kompozit alanında özellikle havacılığa yönelik altyapı yatırımına başladıklarını belirten Turunçoğlu, Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 2 bin metrekarelik tesiste faaliyete başladıklarını, 6 sene içinde yaratılan iş hacmiyle Anadolu Organize Sanayi Bölgesi'nde, Türkiye'nin kompozit alanında en ileri teknoloji tesisini kurduklarını ve burada faaliyetlerine devam ettiklerini bildirdi.
Turunçoğlu, gerekli sertifikasyonları 2013'te tamamlayarak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile havacılık parçalarının üretimine başladıklarını ifade ederek, geçen sürede Airbus, Sikorsky gibi havacılık devlerinin kalifikasyonlarından başarıyla geçip projelerin seri imalat süreçlerine devam ettiklerini anlattı.
Havacılık alanındaki yatırımlarını ve kapasitelerini artırmayı sürdürdüklerini vurgulayan Turunçoğlu, şöyle devam etti:
"Yurt dışında Boeing, Airbus ve bunların alt yüklenicileriyle doğrudan temaslarımız var. Havacılık girilmesi zor, çok uzun süre sabır göstermeniz gereken ama günün sonunda çok uzun süreçli sözleşmelerin imzalanabildiği bir alan. Ciddi yatırımlar gerektirdiği için çok fazla da rakip yok. Bu alanda devam ediyoruz. Türkiye'de ileri kompozit alanında çok fazla yatırım bulunmuyor. Havacılık için yaptığımız altyapı yatırımıyla özellikle savunma sanayisine yönelik de çözümler üretiyoruz. Kara ve deniz araçlarında kullanılan kaynaklı ağır metal kompleleri yeniden tasarlayıp, aynı gereksinimleri sağlayan hafif ileri kompozit malzemeler seçip, test fazlarını, validasyonlarını tamamlayıp, entegrasyon sürecine kadar bir metalden kompozite dönüştürme süreciyle birçok metal parçayı kompozite çevirdik. Türkiye'nin en büyük kara araçları üreticilerinde, bizim ürettiğimiz bir parçanın monte edilmediği araç bulunmuyor. Bu alanda tekiz. Çünkü mevcut bir havacılık altyapımız var. Tasarımın en başından dahil olup araca entegrasyona kadar çözüm sunabiliyoruz. Kara araçlarında mobilite çok önemli hale geliyor, o yüzden dünyada ileri kompozitlerin önü çok açık."
Türkiye'nin ikinci büyük kapasitesi
Turunçoğlu, ileri kompozit alanında Türkiye'nin TUSAŞ'tan sonra ikinci en büyük kapasitesine sahip olduklarına işaret ederek, bu altyapı yatırımıyla çok yüksek potansiyel ve ihtiyaç bulunan balistik alanında da çözümler sunduklarını söyledi.
Özellikle zırhların mümkünse ülke içinde yapılmasının makbul ve mantıklı olduğunu belirten Turunçoğlu, şöyle konuştu:
"Açıkçası bugüne kadar yurt içinde böyle bir kabiliyet çok gelişmiş değildi. Bu durumda aracınızın tehdit seviyesini dışarıya açık edip zırhları almak zorunda kalıyorsunuz. Bu alanda yatırım yapan firma olmadığı gibi böyle bilgi birikimi de yoktu. Yurt dışından alınan, araç içinde ve dışında kullanılan zırhları yerlileştiriyoruz. Bunların çok büyük oranda yurt dışından alımını engelledik. Çok büyük projelerde yabancıları ihale dışı bırakıp CES İleri Kompozit imzasını attık. Bu alanda çok hızlı ilerliyoruz. Bu sene itibarıyla bunları yurt dışına da satmaya başladık. Hem araç hem personel korumada ciddi bir bilgi birikimi elde ettik. Avrupa pazarında belki 20-25 yıllık birikimi olan rakiplerimizle ihalelerde kafa kafaya yarışır seviyeye geldik. Bu alanda ülkemizi çok iyi temsil ettiğimize inanıyorum."
"1-2 seneye yurt dışından almanın anlamı kalmayacak"
Çağla Pınar Turunçoğlu, yurt dışında da özellikle Avrupa'ya yönelik yapılanmaları bulunduğuna işaret ederek, "Bir yandan Türkiye'de yerli, milli ürünlerimizle dışarıdan alımı kesiyoruz, bir yandan da bu ileri teknolojik tesisin kabiliyetlerini yurt dışında potansiyel müşterilerimize açmaya çalışıyoruz." dedi.
Halihazırda Türkiye'deki en büyük kara araçları imalatçısının tek zırh tedarikçisi olduklarına dikkati çeken Turunçoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Yavaş yavaş diğer imalatçıların da portföyüne giriyoruz. Bu tabi bugünden yarına olmuyor. Çünkü ciddi test süreçlerinden geçiyorsunuz. Sadece balistik testler değil, bunun yanında çevre koşulları testleri gerçekleştiriliyor, sonrasında araca takılabilir hale geliyor. Günbegün araca takılan ithal parçaları indirip Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) kullanımına yerli ürünler sunuyoruz. Şu anda bütün ürünlerin yerlileştirilmesinde hiçbir mani yok. Bütün balistik koruma ihtiyaçları artık bu çatı altında yerli imal edilebilir. Bütün test fazlarını yavaş yavaş tamamlıyoruz. 1-2 seneye kadar bu ürünlerin yurt dışından alınmasının hiçbir anlamı kalmayacak."
Balistik koruma ürünleri IDEF'te dünya pazarına çıkacak
Turunçoğlu, 30 Nisan-3 Mayıs'ta TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'19) özellikle balistik koruma ürünlerini dünya pazarına sunacaklarını söyledi.
Kişisel koruma alanında yeni geliştirdikleri son derece hafif ve istenilen bütün testlerden geçen, Avrupa’ya ihracatı başlayan balistik kaskları büyük bir gururla yerli ve yabancı kullanıcıların beğenisine sunacakları bir tanıtım gerçekleştirecekleri bilgisini veren Turunçoğlu, "Bunun yanında TSK için geliştirdiğimiz hafif kişisel koruma zırhları, personel zırhları, yelekler ve balistik paketlerimizi göstereceğiz. Yine araç koruma için geliştirdiğimiz dış zırhları, sertifikalarıyla birlikte sergileyeceğiz. Sadece kara araçları değil, helikopter zırhlama konusunda Türkiye'de önde gelen firmalardan biriyiz, hatta şimdilik tekiz. Yeni birtakım inovatif ürünlerimizi de göstereceğiz." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.