‘Milletimiz Maneviyat Ve Ruhaniyetini Tüm Dünyaya Gösterdi’
Eski Kültür Turizm Bakanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, “FETÖ, dini, dindarlığı, inancı kullanan, sivil toplum örgütü görümünde bir terör örgütüdür” dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Kahramanmaraş Temsilciliği tarafından “15 Temmuz Darbe Girişimi ve Yeni Türkiye" başlıklı panel programı gerçekleştirildi. KADEM Temsilcisi Fatma Kaptanoğlu'nun moderatörlüğünde Necip Fazıl Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda Yeni Türkiye çatısı altında darbe girişiminin ulusal ve uluslararası boyutu, Türkiye’deki darbeler tarihinin Fethullahçı Terör Örgütü yapılanması, OHAL süreci, Yeni Türkiye vizyonu, darbe girişimi ve sonrasında yaşanan hukuki ve sosyal sürecin toplumsal düzeydeki etkileri görüşüldü. Panelde gündeme ilişkin önemli konulara değinen Milletvekili Ünal, Türk milletinin geleneğinde devlete karşı gelmek olmadığına işaret ederek bu milletin geleneğinde devleti ele geçirme geleneği de yoktur” diye konuştu.
‘MİLLETİMİZ MANEVİYAT VE RUHANİYETİNİ TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİ’
“O gece milletin gençlerinin adeta genlerinde var olan bütün mukaddesatı, maneviyatı ve ruhaniyeti uygulamalı olarak ağır çekimde dünyaya gösterdi” diyen Ünal, şöyle konuştu: "Bu milletin geleneğinde devlete karşı gelmek, devlete sızmak yoktur. Bu milletin geleneğinde devleti ele geçirme geleneği de yoktur. Bizim dini inancımızla, bizim geleneğimizle FETÖ terör örgütünün bir alakası yoktur. Bu yapı dini, dindarlığı, inancı kullanan, sivil toplum örgütü görümünde bir terör örgütüdür. Biz bunları tanımlarken 'cemaat', 'himmet', 'vaiz' ve 'imam' gibi ifadeler kullanıyoruz. Bunlar son derece yanlış. Bizim ruhaniyetimizle, maneviyatımızla, geleneğimizle, dini geleneğimizle ve devlet ilişkilerimizle bunların yakından uzaktan bir ilişkisi yoktur. Bunlar gözü dönmüş katiller. Bizim dini geleneklerimizi, dini grupları, geleneği olan ehlisünnet bir çizgide olan ve bugüne kadar Anadolu'da İslam'ın omurgasını oluşturmuş yapıları sakın ola ki bunlarla eş tutmayalım. Buna da asla fırsat ve zemin vermeyeyim."
TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ BİR DÜŞÜNSEL SIÇRAMA GERÇEKLEŞTİRDİ
15 Temmuz'da Türkiye'de milletin, manevi Misak-ı Milli'de Türkiye'ye gönül vermiş olan coğrafyada insanların ayağa kalkarak demokrasiye ve özgürlüğüne sahip çıkma anlarını anlatan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Bu tarihi, yeni Türkiye'nin, büyük Türkiye'nin kuruluş tarihi olarak niteleyerek şöyle devam etti: “Artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Neden? Çünkü milletimizin yeni bir hikayesi var. Artık Türkiye çok önemli bir düşünsel sıçrama gerçekleştirdi. Türkiye'de her şey vardı ama demokrasi meselesinde sabıkalı bir hikayemiz vardı. Türkiye'de her 10 yılda bir darbeler oldu. Şimdi bütün darbelere baktığımızda Türkiye'nin demokrasi tarihi aslında tersinden bir okumayla bir darbeler tarihidir. Türkiye'nin sürekli darbe, militarizm ve vesayetçilik üreten bir sistemi bulunuyor. Bunları bitirmek için kesinlikle yeni bir anayasa ve başkanlık sistemine ihtiyaç duyuluyor. Ülkede geçmişten bu yana devleti, milleti tarihin önünde ayıplı hale getiren vesayetçi ve cuntacı bir anlayış var. İşte bu soysuz, şerefsiz ve hain cuntacı FETÖ de devletimizi ve milletimizi ayıplı hale getirmek istedi. Benim yüreğimin soğuması için milletin yüreğinin soğuması için bu hain şerefsizlerin en sert biçimde cezalandırılması lazım. İbretialem olsun diye cezalandırılması lazım.”
‘DARBECİLİK GELENEK HALİNE GELDİ’
15 Temmuz darbe girişiminde ilk kurşunu sıkarak sürecin seyrini değiştiren ve milli mücadeleyi başlatan Şehit Ömer Halisdemir olmak üzere yurdun dört bir yanında vatan, bayrak ve demokrasi savunması ile şehadete yürüyen tüm şehitlere Allah’tan rahmet dileyen KADEM Başkanı Fatma Kaptanoğlu, milli irade birlik ve beraberlik ruhu kimsenin bölmeye gücü yetmeyeceğini söyledi. Kaptanoğlu, “Türkiye finansal hayat tarihinde birçok darbeye maruz kalmış ve sonrasında hep bu darbelerin enkazını kaldırmaya ve enkaz da aldığı yaraları sarmaya çalışmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde neredeyse gelenek haline gelen darbecilik ekolünden söz etmek mümkündür. 1960, 1980 ve 28 Şubat süreçleri aklımıza hemen gelivermekte. Ancak 15 Temmuz 2016 tarihinde Fethullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin diğer darbe girişimlerinden bir farkı vardı. Bu sadece siyasal hayatı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, milletin iradesini, anayasal düzeni, demokrasiyi ve Cumhurbaşkanını hedef almıştı” dedi.
‘DÜŞÜNMEDİKLERİ TEK BİR ŞEY VARDI’
FETÖ’nün darbe girişimini ve devlet yapılanmasından öte sosyal hayatın bütün alanlarına sinmiş bir yapı olduğu gerçeğiyle de karşı karşıya olduğumuzu ifade eden Kaptanoğlu, 40 yıllık bir ihanet söz konusu olduğunun altını çizdi. Kaptanoğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu süreci büyük bir sabırla, motivasyon ve insan değiştirme stratejisi ile ince ince işlemişlerdi ve kendilerine göre devletin tüm kademelerine adam yerleştirmişler, tüm planlarını yapmışlar ve her şeyi düşünmüşlerdi. Ancak düşünmedikleri tek bir şey vardı. 15 Temmuz gecesi Kamyonla taksime çıkan Şerife Boz’u, iki kez tankın altına yatarak tanka kafa tutan Sabri Ünal’ı, biran bile gözünü kırpmadan darbeci generali vurduran Ömer Halisdemir’i, Erzurum’daki Nene Hatun’ları, Maraş’taki Senem Ayşe’leri özellikle türk milletindeki vatan, bayrak, millet ve devletine sahip çıkan bir milli ruhu düşünememişlerdi. Türk milleti Çanakkale’den, Kurtuluş Savaşından ve milli mücadeleden aldığı ruhla bu söz konusu darbe girişimini püskürttü.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.