Suriye Alimler Birliği Başkanı'ndan Açıklama
Suriye Alimler Birliği Başkanı Muhammed Ali Sabuni, Suriye'de yaşananları bir 'vahşet' olarak yorumlayarak, Türkiye'ye sığınan mültecilerinse zorunlu bir 'hicrete' tabi tutulduğunu anlattı. Başta Arap ülkeleri olmak üzere tüm İslam ülkelerinin, Suriyelilere yardım elini uzatması gerektiğini vurgulayan Sabuni, "Diktatörleri, nasıl bir akıbetin beklediğini ve nasıl devrileceklerini hepimiz göreceğiz" dedi.
Bir süredir Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde yaşayan Sabuni, Suriye'de yaşanan olayların ardından önce İstanbul'a, ardından da Hatay'ın Yayladağı ilçesine gelerek, burada Suriyeli mültecilerin kaldığı çadır kenti ziyaret etti ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında yetkililerden bilgi aldı. Yayladağı ilçesine bağlı Güveççi köyüne de gelen Sabuni, burada gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Sabuni, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Suriye'deki olaylardan kaçanlara kapısını açmasının oldukça önemli olduğunu ifade ederek, "Suriye'den gelen bu kardeşlerimiz, aslında mazlumdurlar. Kendi yurtlarından zorla ve insanlık dışı muamelelerle buraya gelmişlerdir. Bugün burada çadırlarda yaşayan kardeşlerimiz, kendi ülkelerinde barışcıl gösterilerden başka olaylara karışmamışlardır. Fakat Suriye'deki yetkililer, oları zorla ve zulüm ederek, kendi ülkelerini terk etmek zorunda bırakmıştır" ifadesini kullandı.
"SURİYE'DEN KAÇANLAR ZORUNLU BİR 'HİCRET'E TABİ TUTULDU"
Suriye'deki olaylardan kaçarak Türkiye'ye gelenlerin, zorunlu bir 'hicret'e tabi tutulduğunu söyleyen Suriye Alimler Birliği Başkanı Sabuni, kendisinin de bir Suriye vatandaşı olduğunu hatırlattı ve Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar için tüm imkanlarını seferber ederek, onları en iyi şekilde ağırlamasını da son derece olumlu bulduğu belirtti. "Bu zulüm altında ezilen, buralara gelmek zorunda bırakılanların yanında çıkan olaylarda yaralananları da görüyoruz" diyen Sabuni, Suriye'de yaşananların artık son bulması gerektiğini vurguladı. Muhammed Ali Sabuni, konuşmasını da şöyle sürdürdü:
"Buraya gelenlerin büyük bir çoğunluğunu çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. Bunlara, yeryüzünde uzanabilecek başka bir yardım eli yok. Dolayısıyla Türkiye'den kendilerine uzatılan yardım eli sonrasında buraya geldiler. Bu nedenle Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. Allah, onlara yapmış oldukları bu yardımlar nedeniyle kendilerine misli misli yardım versin."
"HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜ KARŞISINDA KİMSE DURAMAZ DURAMAYACAK DA"
Sabuni, "Katledilmek ve öldürülmekten korkan bu halk, kendi ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Evlerinden, barklarını geride bırakıp buraya geldiler. Dolayısıyla onlara bir yardım eli uzatılması gerekiyor. Umuyorum ki, başta Arap ülkeleri olmak üzere bütün İslam ülkeleri bu konuda gereken duyarlılığı göstererek, yardım ellerini uzatacaklardır. Türkiye'nin uzatmış olduğu yardım elini, Arap ülkeleri de uzatacaktır. Hepiniz gördünüz ki, bu insanlar silahlı direniş göstermediler, barışcıl gösterilerde kendi taleplerini, hukuki bir şekilde dile getirdiler. Bu mazlum halkın insani taleplerinin göz önünde bulundurulması, dünyadaki tüm hukukçuların Suriyelilerin yanında olması lazım. Kendi ülkelerinden zorla çıkartılan Suriyeli kardeşlerimizin, en yakın zamanda kendi özgürlük ve hürriyetlerine kavuşurlar. Tarihte buna benzer binlerce olay gördük ve bunları yaşadık. Halkların karşısında, halkın özgürlük talepleri karşısında hiç kimse duramaz ve duramayacakta" dedi.
"HALKIMIZ SURİYE'DE YAKIN BİR ZAMANDA DEĞİŞİMİ GERÇELEŞTİRECEKTİR"
Mısır'daki durumu hatırlatan Sabuni, "Mısır'daki diktatörlük devrildi. Bugün yaşadığımız medeniyet ve hukuk çağında kendi insanını ezmeye çalışanlar, uçakla, tankla, silahla özgürlükten yana olanlara saldırıyorlar. Yaşananları kınıyoruz. İnsanların dile getirmiş oldu özgürlük taleplerine kulak verilmesi, onları dinlemek lazım. Bu devirde, bugün bölgede yaşananlar asla kabul edilemez. İnsanlığın ortak dilinin artık hukuk olduğu bir dönemde bu tür şeylerin konuşulması, yapılması ayıptır. Bu vahşeti kınıyorum. Kendi ülkesinde huzur ve güven içerisinde yaşayamayanlar, burada Türkiye'nin huzur ve güveni altındadır. Türkiye'ye bu konuda bir kez daha teşekkür ediyoruz. Halkımız burada güvende ve emniyet içerisinde kendini bulmuştur. İnşallah yakın bir zamanda aynı şekilde Suriye'de de halkımız dönüşüm ve değişimi gerçekleştirecektir" diye konuştu.
"ŞAM TOPRAKLARI, TEMİZ İNSANLARIN TOPRAĞIDIR"
Şam topraklarının, 'temiz insanların toprakları' olduğu yorumunda bulunan Sabuni, Şam topraklarının peygamberlerin ayak izlerini taşıdığı gibi özgürlüğün, barışın ve kardeşliğin toprağı olduğunu anlattı. Muhammed Ali Sabuni, "Burası temiz insanların topraklarıdır. Zulüm edenlerin, insanlık dışı muamelelerde bulunanların bu topraklarda asla yeri olmaz. Bende diğer Suriyeli kardeşlerim gibi ülkeme geri döneceğim, topraklarıma yeniden ayak basacağım. Diktatörleri nasıl bir akıbetin beklediğini ve nasıl devrileceklerini hepimiz göreceğiz. Allahım, sen bütün Müslümanlara ve yardım bekleyenlerin yanında ol" ifadelerini kullandı
"BUGÜNKÜ ŞARTLARDA ASLA BİR GERİ DÖNÜŞ SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Suriye kanadından yapılan ve Türkiye'ye sığınan mültecilere yönelik "Ülkenize geri dönün" çağrısının kendisine hatırlatılması üzerine Sabuni, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı 'diktatör' olarak nitelendirdi. Sabuni, "Bu diktatör, burada bu zulümleri yaptığı sürece, anti-demokratik uygulamalarını sürdürdüğü, insanların evlerinin helikopterlerle, uçaklarla, silahlarla yakılıp yıkıldığı sürece, kendi insanını öldüren bir zihniyet var olduğu sürece insanların yeniden Suriye'ye dönmesi mümkün değil. Ancak bu hükümet, diktatörlükten vazgeçer, insanlar kendilerini özgürce ifade edebilir, barış ve huzur ortamı tesis edilirse işte o zaman geri dönüşten söz edilebilir. Ama bugünkü şartlarda bir geri dönüş söz konusu dahi değil" yorumunda bulundu.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.