Prof. Dr. Recep Dikici

Prof. Dr. Recep Dikici

İnançlı Bir Erkeğin Nezaketi ve Muhabbeti

İstanbul Üniversitesi’nde doktora yaparken okuduğum bir hadîs-i şerifi asla unutamam. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem), “Enceşe” isimli bir sahabîyi bir kadın topluluğunu bir yerden bir yere götürmek üzere görevlendirdikten sonra şöyle buyurmuştur: “Ey Enceşe! Cam sürahilere yumuşak davran!”

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerifinde edebî sanatlardan istiâre sanatı yaparak kadınları çok zarif, nazik, hassas, duygulu ve kırılgan oldukları için cam sürahilere benzetmiş ve Enceşe’nin (radıyallahü anh) onlara karşı kaba ve sert davranmamasını, yumuşak ve nazik olmasını tenbîh etmiştir. Müşebbeh (benzeyen) kadınları zikretmemiş, müşebbehün bih (kendisine benzetilen) sürahileri zikretmiştir.

Peygamber Efendimizin (salllahü aleyhi vesellem) hicretin onuncu yılı, son haccının hutbesindeki sözlerinden, son nasihatlarından biri, “Kadınlarınıza eziyet etmeyiniz! Onlar, Allahü teâlânın sizlere emanetidir. Onlara yumuşak olunuz, iyilik ediniz!” olmuştur.

Marifetnâme adlı meşhur eseri başta olmak üzere, onbeşten fazla eseri ve divanı olan İbrahim Hakkı Hazretlerinin (1703-1780) eşi Züleyha Hatuna yazdığı bir mektubunu, bir erkeğin eşine karşı göstermesi gereken nezaket ve muhabbet konusunda iyi bir örnek olarak sunabiliriz:

« Ve izzetli, hürmetli, muhabbetli, hakikatli, hatırlı gönüllü, himmetli, sabırlı, marifetli, akıllı, gayretli, şefkatli, güzel yüzlü, şirin sözlü, melek huylu, çelebi kollu, nazik elli, ince belli, şirin yıldızlı has odalığım, oğlum annesi, gönlüm cenanesi, incu danesi, hatunum ve hanım küçük kadın Züleyha hatun huzuruna: Candan selamlar ve gönülden dualar edip ol mülayim hatırın kat kat sual ederiz; Allahın birliğine emanet veririz.

Benim küçük kadınım, benim âşık paşam, benim gözüm, benim sırdaşım, benim dervişim, benim emektarım, ne keyiftesin? Ne haldesin? Ne demdesin? Neylersin? Nişlersin? İyi misin? Hoş musun? Allah muînin olsun. Hak Teâlâ canına sağlık, gönlüne hoşluk versin. Allahü teâlâ seni bana bağışlasın; bir dahi dünya göziyle görüşmek müyesser eylesin amin. Aceb cihanda senin gibi var mıdır?

Zilhem, Zilhem! O tatlı canını seveyim; o tatlı bakışlarını seveyim; hiç fikrimden gitmezsin, böylece ayan gönlümde durursun. Benim nazik âşıkım, senin için yollarda ve İstanbul'da besteler yazıyorum ve öğreniyorum ki inşallah gelende seninle ses sese verelim de türlü türlü besteler, güzel güzel kitaplar okuyalım. Allahü Tealaya âşık olalım, safalar edelim.

Bir küçük kadın gördüm, hemen sana benzettim. Selam sabah ettim, sesi dahi sana benzerdi; senin hatırın için sokak ortasında ana yaranlik edip ahvalini sordum. Bir ihtiyar kocası varmış zindanda, ana ekmek götürürmüş. On kuruş borcunu vererek anı halas edip sevabını sana bağısladım. Allahü Teâlâ senden razı olsun, zira ben senden yer gök dolusu razıyım... Cümle küçük kadınlar sana kurban olsun ve büyük kadınlar bacılarına kurban olsunlar. Benim hakkımda siz bana dünyalar değersiniz.

... Sizinle ol kadar çok sözlerim vardır ki bir ay yazsam tükenmez...»

Erkeğin kadına karşı olan vazifelerini “Mürşidü’l-müteehhilîn” kitabı uzun yazmaktadır.

Allahü teâlâ İslâm büyüklerini örnek almayı ve onların yolunda bulunmayı nasip eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Recep Dikici Arşivi