50 Bin Can, Kimliksiz Cenazeler, Umutla Bekleyenler! Depremden 1 Yıl Sonra Kayıplar "Ölü" Sayılacak

50 Bin Can, Kimliksiz Cenazeler, Umutla Bekleyenler! Depremden 1 Yıl Sonra Kayıplar "Ölü" Sayılacak
Kahramanmaraş'ta meydana gelen yıkıcı deprem sonrasında ölü sayısının 50 binin üzerine çıktığı haberler arasında, hala ulaşılamayan ve kimlikleri teşhis edilemeyen kişilerin durumu da hukuk çevrelerinde tartışılan bir konu haline geldi.

Uzmanlar, depremin birinci yıldönümünde bulunamayan kişilerin, yasal işlemler kapsamında ölü sayılacağına işaret ediyor.

Kahramanmaraş'ın merkezinde yaşanan felaket büyük bir etki alanına sahip oldu. On bir şehirde toplamda 13.5 milyon insan doğrudan etkilenirken, binlerce yapı kullanılamaz hale geldi. Resmi rakamlara göre, 50 bin 783 kişi yaşamını yitirirken, 107 bin 204 kişi ise yaralandı.

“GAİPLİK” HÜKÜMLERİ

Bazı aileler halen enkaz altında kaldığını düşündükleri sevdiklerinin kalıntılarına ulaşma umudu içinde beklerken, kimi ailelerin umutları tükenmeye başladı. Türk Medeni Kanunu'na göre, uzun süredir kayıp olan ve naaşlarına ulaşılamayan kişiler "gaiplik" hükümleri gereği ölmüş sayılıyor. Hukukçular, bu durumun ayrıntılarını ve önemini açıklıyorlar.

jdjjdfmnjdjd-cf4s-cover-jpg.webp

Enkaz altından canlı çıkarılan yada cesedi bulunan kişilerin yanı sıra, bir yıl süresince hiçbir ize rastlanamayan ve enkaz altında kaldığı bilinen kişilerin akıbetleri de hukuk zemininde ele alınıyor. Yasaya göre, bu kişiler gaiplik istemiyle mahkemeye başvurularak, ölmüş gibi işlemlerinin yapılması mümkün olabilecek. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Elif Aydın Özdemir'in verdiği bilgilere göre, gaiplik karinesi kişinin tehlike içinde kaybolduğu andan itibaren başvurulabilen bir süreç olarak düzenleniyor.

Ankara Medipol Üniversitesi'nden Dr. Cemre Polat, ölüm karinesi ve gaiplik durumlarının hukuki sonuçlarını açıklarken, kayıpların hukuki statüsünün nasıl netleşebileceğine ilişkin detaylara değiniyor. Kaybolan kişilerin miras, vekalet ya da varislik gibi hukuki işlemlerinin netleştirilmesi gerekirken, evlilik gibi sosyal statülerin de bu durumlarda nasıl etkileneceği belirtiliyor. Ölüm karinesi ve gaiplik kararı verilmesi, kayıplara ait malvarlığı haklarının mirasçılara devredilmesi anlamına gelirken, yaşayan eşin durumu da hukuki sürecin önemli bir parçası oluyor.

Bu büyük felaketin getirdiği yasal ve toplumsal zorluklar karşısında, hukuk çevreleri ve devlet otoritelerinin nasıl bir yol izleyecekleri, aileler ve kayıp yakınları için hayati öneme sahiptir. Kayıpların yakınları için kararların uygulanmasına dair süreçler, bu zor zamanın bir nebze olsun kolaylaştırılmasına katkı sağlayabilir.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.