Böbrek Taşının Sebebi Aşırı Tüketilen Kahve, Kola Ve Çay

Böbrek Taşının Sebebi Aşırı Tüketilen Kahve, Kola Ve Çay
Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, böbrek taşı oluşumunu aşırı tüketilen kahve, çay ve kolanın tetiklediğini, domates ve yeşil çayın ise prostat kanserini önlem...

Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, böbrek taşı oluşumunu aşırı tüketilen kahve, çay ve kolanın tetiklediğini, domates ve yeşil çayın ise prostat kanserini önlemeye yardımcı olan önemli iki yiyecek olduğunu, söyledi.

“PROSTAT 40 YAŞINDAN SONRA BÜYÜMEYE BAŞLIYOR”

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Ek Binası’nda basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Prof. Dr. Alim Koşar, Prostatın 40 yaşından sonra büyümeye başladığını belirterek büyüdükçe idrar problemlerine yol açtığını belirtti. Koşar, “Prostat olmadan üreme şansımız yok. 40 yaşa kadar ürememizi sağlıyor. 40 yaşından sonra büyümeye başlıyor, büyüdükçe idrar kanalını hem uzatıyor hem de daraltıyor. Bu da idrar problemlerine yol açıyor” dedi.

“TAŞ HASTALIĞINDA ANTALYA SIK KARŞILAŞILAN BÖLGE”

Ürolojik hastalıkların enfeksiyon sebebiyle oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Alim Koşar, “Ürolojik hastalıklar enfeksiyon sebebiyle oluşuyor yüzde 90 oranında. Böbrek enfeksiyonu en çok idrar yolu enfeksiyonuna bağlı, ikinci şey ağrı taşta görüyoruz. Taş hastalığı da Antalya’nın sık karşılaştığı bir bölge hem sıcak iklimlerde çok taş oluşuyor” şeklinde konuştu.

“MESANE TAŞI PROSTATA BAĞLI OLUŞUYOR”

Erişkin bir insanın mesanesini 400 ml litre olduğunu kaydeden Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, günlük 8 kereden fazla idrara gidiliyorsa bunun normal olduğunu dile getirdi. Alim Koşar, “Gece de hiç kalkmamamız gerekiyor. Mesane taşı da prostata bağlı oluşuyor. Sık tuvalete gitmeye sebep oluyor. Diğer şikayeti de idrar kaçırma olarak karşımıza geliyor” ifadelerini kullandı.

“80-90 YAŞ ARASINDA PROSTATIN GÖRÜLME SIKLIĞI YÜZDE 90”

Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların Antalya’da çok olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Prostat çok küçük bir organ ama en fazla uğraştıran bir bölüm. Kestane şeklinde. Erkek üreme sisteminin bir parçası. Yardımcı seks bezi. Spermi taşıyan semeni üretiyor. Prostat olmadan çocuk olması mümkün değil. 40 yaştan sonra büyümeye başlıyor 30-60 yaş arasında yüzde 40, 70 yaş arası yüzde 70, 80-90 yaş arasında yüzde 90 oranında büyüyor. Herkeste hastalık yapacak kanalı daraltacak diye bir kural yok. Prostat gözlük takmak, beyaz saçlı olmak gibi yaşlanmanın doğal bir parçası bunun önüne geçilmiyor. Tedavi ediliyor.”

“GELEN HER HASTADAN İDRAR TAHLİLİ İSTİYORUZ”

Prostatın belirtileri olarak idrar yaparken bekleme, zayıf idrar akımı, işemenin uzaması, mesaneyi tam boşaltamam hissi, idrar yapamama, ani idrar sıkıştırması, sık tuvalete gitme, gece tuvalete kalkma, idrar kaçırma gibi şikayetlerin kendilerine yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Alim Koşar, kendilerine gelen her hastadan idrar tahlili istediklerini belirtti. Koşar, “İdrar yollarında problem varsa idrara yansır. Gelen her hastaya idrar tahlili isteriz. Prostat büyümesini hastayı rahatsız edecek şekilde bozuyorsa tedavi ediyoruz. Hasta bazen sokağa çıkamaz hale geliyor. Komplikasyonlar gelişmişse kanama, taş, enfeksiyon gibi gelişmişse tedavi edilmesi gerekiyor. Prostat hastalarına kahve içme, alkol alma, acılı, baharatlı yiyecekler yeme içme diyoruz. Yaşam stilinde ufak tefek değişiklikler yapmasını istiyoruz. Özellikle grip ilaçlarını almamaları gerekiyor. İdrar yapamayan, idrarın kanlı olması, mesane taşı, böbrek yetmezliği gibi hastalarda cerrahi müdahale yapıyoruz” dedi.

“EN SIK GÖRÜLEN KANSER PROSTAT KANSERİ”

Penis kanserini ve idrar yolu enfeksiyonunu önlemede sünnetin faydalı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Alim Koşar, en sık görülen kanserin prostat kanseri olduğunu ifade etti. Koşar, “En sık görülen prostat kanseri, sonra akciğer sonra da kolon geliyor. Her 7 erkekten biri prostat kanseri olacak. Amerika’da, İngiltere’de bizim topluma göre biraz daha fazla” diye konuştu.

“YAŞLILIKTA PROSTAT KANSERİ TAKİBİ ÇOK ÖNEMLİ”

Prostat kanserinin yaşlanıldığında takibinin çok önemli olduğunu ifade eden Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, risk grubunda olunup olunulmadığına bakılması gerektiğini sözlerine ekledi. Alim Koşar, “Ülkemizde de prostat kanserini sık görüyoruz. Ailede prostat kanseri varsa dikkatli olun. Sanayi tipi beslenmeyin yağlı beslenmeyin diyoruz. Düzenli beslenme kadar egzersiz de önemli. Bugün kanserden korunma da düzenli egzersiz önemli” şeklinde konuştu.

“PROSTAT KANSERİNİ ÖNLEMEDE DOMATES VE YEŞİL ÇAY ÖNEMLİ”

Prostat kanserini önlediği iki tane yiyecek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alim Koşar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bunlardan biri domates biri de yeşil çay. Bunların prostat kanserini önlediği görülmüştür. Antioksidan olduğu için prostat kanserini özellikle, közlenmiş domates çok önemli. Yeşil çayda önemli, siyah çay kavrulduğu için kanseri önleyici özelliği azalıyor. Yeşil çay çok daha faydalı. Günde 10 bardak çay içiyorsak bir iki bardağını yeşil çaya kaydırmalıyız. Kanseri önleme özelliği çok yüksek.”

“MESANE KANSERİ TEŞHİSİ KONAN 10 HASTADAN 9’U SİGARA İÇENLERDEN”

Mesane kanserinin risk faktörlerinden birisinin de sigara olduğunun altını çizen Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, 10 mesane kanserli hastadan 9’unun sigara içen hastalardan oluştuğunu söyledi. Koşar, “Sigara içtiğimiz zaman akciğerlerle kana, kandan idrara oradan da torbaya gidiyor. Sigara orada kanser oluşturuyor. Sigaradan sonra ikinci faktör ise petrol ürünleri, boyalar, tiner, vernik kanser yapan etkenler. Uzun yıllar mesane taşı olanlarda mesane kanseri açısından riskli. Erken teşhis burada da önemli” ifadelerini kullandı.

“ANTALYA BÖBREK TAŞI AÇISINDAN ŞANSSIZ BİR BÖLGE”

Antalya’nın böbrek taşı açısından şanssız bir bölge olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alim Koşar, beslenmenin ve iklimin böbrek taşı hastalığında çok önemli olduğunu vurguladı. Koşar, “Akdeniz, Karadeniz ve Güney doğuda çok sık görülüyor. Ramazan ayından sonra çok taş hastası geldi. Yeni doğan çocuklarda bile taş görülüyor. Akdeniz sık gördüğümüz bölgelerden. Beslenme ve genetik faktörlerde önemli. Taşta da yüzde 80’i belli bir kitle taş. Taş kendisini belli eden bir rahatsızlık. Şiddetli ağrıyla gelir. Taş düşürmek için ağrı kesiciler, kanalı kesici ilaçlar veriyoruz. Enfeksiyon oluşmuşsa, taş idrarda kanama yapıyor. Gürültülü bir hastalık ama kanserler kadar sinsi ve tehlikeli değil” dedi.

“BÖBREK TAŞINA KAHVE, KOLA VE ÇAY NEDEN OLUYOR”

Böbrek taşına kahve, kola ve çayın neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Alim Koşar, su içmenin önemine vurgu yaptı. Alim Koşar, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Su içmemiz gerekiyor. Suyu 800 mililitreden 1200 mililitreye çıkartırsak taş olum riskini yüze 50 azaltıyoruz. Tuzu kullanmamak gerekiyor. Günde 6 gram tuz bir insana yeterli. Tuz, hem kanser hem de taş yapıyor. Et tüketirsek sadece taş yapıyor. Taşta, dengeli beslenme, sıvı alımı önemli. Kahve ve kolayı azaltacağız. Günde bir kahve içerken, yanında 2-3 bardak su için. Yaz dönemi terle su kaybettiğimiz için taş olum riski artıyor. Taşlar uzun dönemde kansere çevirebilir. Taşlar böbrek yetmezliğine neden olabiliyor. Her türlü taş tedavi edilmesi gerekiyor. Tedavi teknolojileri çok gelişti. Taşta önleyici tedbirler önemli.”

PROF. DR. ALİM KOŞAR, BÖBREK TAŞINA ÇAY, KAHVE VE KOLAYI SEBEP GÖSTERDİ.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.