Çocukların Sağlıklı Bir Yaz Geçirebilmesi İçin Önemli Tavsiyeler

Çocukların Sağlıklı Bir Yaz Geçirebilmesi İçin Önemli Tavsiyeler
Medicana Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Kader Apaydın, çocukları sağlıklı bir yaz geçirebilmeleri için anne ve babalara uyarılarda bulundu.Yaz aylarında en fazla i...

Medicana Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Kader Apaydın, çocukları sağlıklı bir yaz geçirebilmeleri için anne ve babalara uyarılarda bulundu.

Yaz aylarında en fazla ishal, güneş çarpması, deri hastalıkları ve sıvı kayıplarına bağlı hastalıkların çocukların sağlığını tehdit ettiğini ifade eden Uzm. Dr. Kader Apaydın, çocukların park ve bahçe gibi açık alanlarda daha çok zaman geçirmesi; böcek sokmaları, oynarken düşme, çarpma ve burun kanamalarını beraberinde getirdiğini söyledi. Apaydın, ayrıca havuz ve deniz mevsiminin açılması ile göz ve kulak enfeksiyonlarında da artış yaşandığını belirtti.

“SICAK HAVA DERİ DÖKÜNTÜLERİNE NEDEN OLABİLİR”

Sıcak ve nemli havanın, döküntülerin artmasına yol açtığını söyleyen Apaydın, “İsilik, ter bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Kaşıntı sonucunda deride tahribat oluşursa enfeksiyonda tabloya eklenebilmektedir. İsiliği önlemek için sık banyo yapılması, pamuklu giysiler giyilmesi ve derinin mümkün olduğunca hava alması gereklidir” açıklamasını yaptı.

“ BEBEĞİNİZİN KONFORU İÇİN PİŞİĞİ ÖNLEYİN”

Pişiğin, bebeklerde en sık görülen deri hastalıklarından birisi olduğunu ifade eden Apaydın, “Pişikler, bebeğin bez kullandığı dönem boyunca tekrarlayabilir, yazın sıcak ve nemin etkisi ile görülme sıklığı artabilir. Bunun için bebeğin bezi sık sık değiştirilmeli, mümkünse altı ılık suyla durulanmalıdır. Özellikle bebek cildinin hassas olduğu ilk aylarda ıslak mendil alt temizliğinde kullanılmamalıdır. Her bez değişimi sonrası çinko oksit içeren pişik koruyucu kremlerin kullanılması pişiklerin önlenmesinde faydalı olacaktır” dedi.

“İSHALLER ÖLÜMCÜL OLABİLİR!”

Yazın ishale yol açan nedenlerin başında enfeksiyonların geldiğini ifade eden Uzm. Dr. Kader Apaydın, “İshaller en sık 0-5 yaş grubunda görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Hafif ishal vakalarında tedavi evde yapılabilir. Bu durumda anne sütü alan bebekler emzirmeye devam edilmelidir. Orta ağırlıkta ishal vakalarında hastanede ağız yolu ile sıvı tedavisine başlanmaktadır (elektrolit solüsyonları). Ağır ishal vakalarında hastaya hastaneye yatırılarak damar yolu ile sıvı tedavisi uygulanmalıdır. Dışkıda kan ve iltihap hücreleri varlığında veya ishalin 7 günde düzelmemesi durumunda dışkı kültürü alınmalı ve gerekiyorsa antibiyotik tedavisi başlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

“KIZARIKLIK BİRİNCİ DERECE YANIK OLABİLİR”

Çocuk açık tenli, sarışın, kızıl saçlı, renkli gözlü veya çilli ise güneş yanıklarına karşı daha hassas olabileceğini belirten Apaydın, “Uzun süre güneşe maruz kalındığında ciltte önce kızarıklık oluşur, birinci derece yanık olarak adlandırılır. Daha uzun süreli hasarlarda cilt üzerinde su dolu kabarcıklar izlenmektedir. Bu durum da ikinci derece yanık olarak teşhis edilip, müdahalesi bu doğrultuda yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

“ÇOCUĞUNUZ GÖLGEDE BİLE YANABİLİR”

Çocuklar, güneş ışınlarının en yoğun geldiği 11.00- 16.00 saatleri arasında güneşe çıkartılmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Kader Apaydın, “Çocuklara açık renk, pamuklu kumaştan, bol giysiler giydirilmeli ve başına geniş siperlikli şapka takılmalıdır. Güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce güneş koruyucu faktörü (SPF) 30’dan yüksek olan (açık tenli çocuklar ve bebekler için koruma faktörü 50’nin üzerinde olmalı) koruyucu losyon sürülmeli ve 3-4 saat ara ile tekrar edilmelidir. Çocuk gölgede bile olsa kum ve denizden ya da havuzdan yansıyan ışınlardan etkilenip yanabileceği unutulmamalıdır. Çocukların gözlerini güneşten korumak için UV korumalı güneş gözlüğü alınmalıdır. Bronzlaşmak isteyen ergenler mutlaka koruyucu losyon kullanmalıdır. İlk gün güneşte 15-20 dakika kalmaları, daha sonra bu süreyi her gün 5 dakika artırmaları uygundur. Küçük çocuklar güneşe ve sıcağa karşı daha hassas bir yapıya sahiptirler. Çok sıcak günler, terlemeyi zorlaştıran nemli hava, güneş ışınlarının en etkili olduğu öğle saatleri, rüzgarsız günler güneş çarpması riskini artırmaktadır” diye konuştu.

“ÇOCUĞUNUZ EVE HALSİZ GELDİYSE…”

Ateş yükselmesi, halsizlik, baygınlık ve kusmanın güneş çarpmasının en önemli belirtileri olduğunu aktaran Apaydın, şu bilgileri verdi: “Sıvı ve elektrolit kaybı sonucu meydana gelen güneş çarpması için öncelikle yapılması gerekenler, çocuğun ateşinin düşürülmesi ve kaybedilen sıvı ve elektrotların yerine konulmasıdır. Çocuğun ateşini düşürmek için ilk müdahale ılık su ile yapılmalıdır. Ilık suya sokulan çocuk ateşi düşürüldükten sonra mutlaka bir sağlık kurumuna götürülmelidir. Birinci derece güneş yanıklarında ise kızarıklık ve deride gerginlik hissi oluşur. Çocuklarda görülen bu tür yanmalarda ilk yapılması gereken çocuğu yine ılık suya sokulmak ve nemlendirici kremlerle derideki gerginlik hissini azaltmaktır. Hastanın ağrısı varsa doktoruna sormadan ağrı kesici kullanılmamalıdır. Çocuklar yaz aylarında bol sıvı gıdalar tüketmelidir. Yaz ayları meyve açısından zengindir. Özellikle karpuz, kavun gibi sulu meyveler tercih edilmelidir. Yemekler hafif yenmeli, çok ağır yemeklerden kaçınılmalıdır.”

“GÜNEŞ KREMİ SEÇİMİ ÇOK ÖNEMLİ!”

Güneşin zararlı etkilerini azaltmanın en etkili yollarında birinin de güneş koruyucu krem kullanmak olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Kader Apaydın, şöyle devam etti: “Çocuklarda kullanılan kremlerin faktörünün 30’dan yüksek olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca kimyasal koruma içeren güneş kremleri yerine mekanik koruyucu içerenler tercih edilmelidir. Bunların dışında geniş kenarlıklı şapkalar ve ince kumaştan (penye veya tülbent) hazırlanmış bol bir giysi çocukların güneşten korunmalarına yardımcı olacaktır. Çocukken güneşe fazla maruz kalan ciltler hem daha erken yaşlanır, hem de cilt kanserine yakalanma riski artar.”

“HAVUZLARDAKİ BULAŞICI HASTALIK RİSKİNE DİKKAT!”

Yazın çocuklar için havuzdan çok denizin tercih edilmesi gerektiğini belirten Apaydın, “Sağlık ve hijyen kurallarına uyulmayan havuzlar enfeksiyon hastalıklarının oluşumuna neden olur. Ayrıca fazla klorlanmış havuzlar ise çocuklarda deri, kulak ve göz gibi organların alerjik hastalıklara neden olabilir. Bu nedenlerle özellikle 4 yaşın altındaki çocukların havuza sokulmaması önerilmektedir. Temizliği iyi yapılmamış havuzda bulunan mikroplar ciltteki küçük bir çizikten girerek iltihaplı yaraların oluşmasına neden olur. İdrar yolları ve mantar enfeksiyonlarının yazın daha çok görülmesinin nedeni yine yeteri kadar temizlenmeyen havuzlardır. Havlu ve terlik gibi eşyaların ortak kullanımı da mantar enfeksiyonlarının hızla yayılmasına neden olmaktadır” dedi.

"BÖCEK SOKMALARINDA İLK MÜDAHALE"

Isırılan bölgeye soğuk kompres ve buz uygulanması gerektiğini söyleyen Apaydın, açıklamasını şöyle tamamladı: “İğne varsa cımbızla çekilerek değil bıçak sırtı ile sıyırarak uzaklaştırmaya çalışılmalıdır. Kaşıntıyı azaltmak için çeşitli pomatlar sürmenin yanı sıra ağızdan şurup da verilebilir. Eğer ağrı varsa şurup alınabilir. Arı sokmasında nadiren anafilaksi adı verilen şok tablosu gelişebilir ve acil müdahale gerektirebilmektedir.”

ÇOCUKLARIN SAĞLIKLI BİR GEÇİRMESİ İÇİN ALTIN KURALLAR.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.