Depremlerde 27 yakınını kaybetti, sağlık hizmetleri görevine koştu!
Şu an Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başmüdürü olarak görev yapan İbrahim Palabıyık, AA muhabirine, ilk depremde ailesiyle evde olduğunu ve onları güvenli bir yere bıraktıktan sonra görevinin başına, İl Sağlık Müdürlüğüne koştuğunu söyledi.
İlk olarak Kriz Koordinasyon Merkezi'ne gittiğini ifade eden Palabıyık, "Depremin ilk anında tabii hastanelerde iletişim altyapısı ve operatörlerin birçoğunun baz istasyonlarının devre dışı kalması nedeniyle iletişim altyapısı çökmüştü. Direk hastanelerle iletişim kurmaya ve hastanelerin durumuyla ilgili rapor almaya, hasar tespit çalışmalarına başladık. İkinci günü ilçelere çıktık, dolaşmaya başladık. Oradaki durumu tespit ettik, süreçlerle ilgili bilgi almaya başladık, eksikliklerini gidermeye çalıştık. Zor bir andı." dedi.
Palabıyık, depremlerde yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken işini de eksiksiz yapmaya çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:
"Biz de canlarımızı kaybetmiştik, bizim de içimiz ve ciğerimiz yanıyordu ama devletimiz bizden görev bekliyordu. Bize bu vatanı yurt yapan atalarımız Kurtuluş Savaşı'nda savaşmaya yakınını, eşini, dostunu, kardeşini, çocuğunu bırakıp gitmişlerdi. Bizim de bu afet savaşımızdı. Bizim cenazemiz de olsa çalışmak zorundaydık. Bu motivasyonla depremin ilk anından bugüne kadar hep çalıştık. Allah'a şükür o süreçler geçti gitti. Çok acı ve zor süreçlerdi. Benim özel bir durumum vardı. Depremde 27 yakınımı kaybettim. İçinde abim, kız kardeşim, yeğenlerimin olduğu birinci derece akrabalarımın şehadet haberlerini aldım. Abimin cenazesine katılamadım, kız kardeşiminkine katıldım. Yeğenlerimin bir kısmına katıldım, diğerlerine katılamadım çünkü o süreçte cenazelere katılmam burada birçok şeyi aksatabilirdi, hastanenin yakıtı bitebilirdi, ilaçla ilgili sorun olabilirdi. Bir sürü insanın canını kurtarabilirdik."
"ÇOK ZORDU, KELİMELERLE ANLATMAK İMKANSIZ"
Palabıyık, destek ekipleri geldikten sonra kendisine görevi bırakabileceğini söylemelerine rağmen bu teklifi kabul etmediğini kaydetti.
Palabıyık, ağabeyinin cenazesine katılamadığını anlatarak, "Onu kelimelerle ifade edebilmek ve anlatabilmek mümkün değil, kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Ben 90 gün kurumda kaldım. Sabah 8'de mesaimize başlıyorduk, gece 12-1'lere kadar kalıyordum. Personelimizi ekipler haline çalıştırıyorduk çünkü onların da yakınlarının yanında bulunması gerekiyordu. Çok zordu, kelimelerle anlatmak imkansız. Bizler burada afeti yaşadık, gördük." ifadelerini kullandı.
Acının hiçbir zaman hafiflemediğini sadece insanların buna alıştığını söyleyen Palabıyık, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnşallah bir daha böyle bir afet yaşamayız. Yaralarımız yavaş yavaş sarılmaya başladı. Şehrimizde insanların barınma sorunları çözülmeye başlandı, normale dönmeye başladı. Bu biraz acılarımızın hafiflemesini sağlıyor. Unutamıyoruz ve unutmamız mümkün değil. 6 Şubat yaklaşıyor. O kadar yoğun bir duygusallık yaşıyoruz ki o geceyi nasıl yaşarız, o gece uyumamız mümkün değil. Her an kaybettiğimiz canlar aklımıza geldiğinde beton üzerine yıkılırken, enkazın altında beklerken nasıl acılar çektiler ve neler yaşadılar. Bu düşünceler bizim yaramızı kanatıyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.