“Guatr” Tek Bir Hastalık Değil
Endokrinoloji Uzmanı Dr. Gülçin Ecemiş, halk arasında ‘guatrın’ sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı olduğunu, ‘guatr’ sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalığın yer aldığını söyledi.
Medical Park Samsun Hastanesi Endokrinoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Gülçin Ecemiş “guatr” hakkında bilgi verdi. Dr. Ecemiş, “Halkımızda guatr denildiğinde sanki tek bir hastalıkmış gibi yanlış bir algı mevcuttur. Guatr sözcüğü şemsiyesi altında çok sayıda hastalık yer almaktadır. Tiroit bezinin her türlü hastalığına guatr denilmektedir. Bezin aşırı çalışması, yetersiz çalışması, büyümesi veya içinde nodüldediğimiz yapılanmaların oluşması gibi durumların her biri ayrı bir guatr nedenini oluşturmaktadır” dedi.
HİPOTİROİDİZM NEDİR, BELİRTİLERİ NELERDİR?
Uzm. Dr. Gülçin Ecemiş, “Hipotiroidizm tiroid bezi hormonlarının kısmen veya tam olarak yapılamaması ve kan dolaşımına verilememesinden kaynaklanan bir hastalıktır. Halsizlik, uyuşukluk, güçsüzlük, baş ağrısı, kilo alma, üşüme, kadınlarda adet kanamalarında düzensizlik (genellikle kanama şiddetlenir ve uzun sürer), deride kuruluk, saç, kaşlar ve diğer kıllarda dökülme, tırnaklarda kırılma, kabızlık, seste boğukluk, terlemede azalma, el ve ayaklarda karıncalanma, yüz, kol ve bacaklarda şişlik, işitmede azalma, eklem ve kas ağrıları hafızada azalma, ruhsal değişiklikler görülür. Ancak, hafif seyirli hipotiroidi vakalarında belirtiler silik olur veya herhangi bir belirti görülmeyebilir” bilgilerini verdi.
HİPERTİROİDİ NEDİR, KLİNİK BULGULARI NELERDİR?
Dr. Ecemiş, “Hipertiroidi, tiroit bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak tiroit hormonlarının fazla miktarda salgılanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya verilen isimdir. Tirotoksikoz, değişik nedenlerle örneğin fazla miktarda tiroit tableti alınması ya da tiroiditlerde olduğu gibi tiroit depolarından kana ani olarak tiroit hormonlarının boşalması sonucu kanda tiroit hormonlarının yükselmesine verilen isimdir. İki durumda da klinik olarak aynı tablo ortaya çıkar. Klinik belirtileri; sinirliik, aşırı heyecan ve duygusallık, kilo kaybı, sıcağa tahammülsüzlük, titreme, çarpıntı, saç dökülmesi, cilt ve tırnaklarda değişiklik, adet düzensizliğidir” açıklamasında bulundu.
NODÜLER GUATR HASTALIKLARI NEDEN ÖNEMLİDİR?
Tiroit bezinde bir yumru mevcutsa buna ‘tiroit nodülü’ denildiğini söyleyen Dr. Gülçin Ecemiş “Eğer tiroit bezi hem iri hem de nodüllü ise, buna nodüler guatr, hem iri hem de birden çok yumru mevcutsa buna da muti nodüler guatr denilir. Nodüllerin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliği vardır. Birinci özellik nodülün kanser olup olmadığıdır. İkinci özellik nodül veya nodüllerin otonom yani başına buyruk çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığıdır. Üçüncü özellik ise iri nodüllerde rastlanan nefes borusuna baskı yapıp yapmadığıdır. Her üç durum hasta için değerlendirildikten sonra nihai tedavi planı yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
GUATR HASTALIKLARINDA TANI NASIL KONULUR?
Guatr şüphesi ile polikliniğe gelen hastaların öncelikle palpasyon ile boyun bölgesinin muayene edildiğini söyleyen Dr. Gülçin Ecemiş, “Muayene sırasındaki cilt bulguları, ağrı hassasiyeti önemlidir. Sonrasında ultrasonografi ile tiroit bölgesi ve komşu yapılarak dikkatlice değerlendirilir. Laboratuvar tetkiklerinde sT3, sT4, TSH ve gereğinde tiroit otoantikorları (anti-tiroglobulin, anti-TPO ) istenerek tanısal değerlendirme tamamlanmış olur” diye konuştu.
GUATR HASTALIKLARINDA TEDAVİ?
Tedavinin nedene göre değiştiğini vurgulayan Dr. Ecemiş şöyle devam etti: “Tiroit fonksiyon testlerindeki bozukluk hipotiroidi ile uyumlu ise tedavi eksik olan hormonların yerine konması esasına dayanır ve levotroxinreplasmanı yapılır. Eğer hastada mevcut bozukluk tirotoksikoz ile uyumlu ise metimazol ve propiltiurasil gibi anitiroidal ilaçlarla tedavi uygulanır. Burada tirotoksikoz nedeni önemlidir. Hastanın ultrasonografi ile değerlendirilmesinde nodül ya da nodüllerin varlığı tedavide belirleyicidir. Bu çeşit fonksiyon bozukluğu olan hastalarda nükleer tıp bölümünce uygulanan tiroit sintigrafisi tetkiki önem arz etmektedir. Tirotoksikozu olan hastalarda nodül olup olmaması ve eğer nodül/nodüller mevcut ise tiroit sintigrafisindeki karakterine göre nihai tedavi seçenekleri; medikal tedavi, bazı hasta grubunda operasyon ya da radyoaktif iyot tedavi seçenekleri olarak değerlendirilebilir. Hastanın tiroit ultrasonografisinde nodül/nodülleri tespit edildiğinde özellikle 1cm üzerindeki nodüllerden tiroit ince iğne aspirasyonbiopsisi, tiroidfonsiyon testleri ve bazı durumlarda sintigrafi sonucuna göre uygulanabilmektedir.”
GUATR HASTALIKLARINDA AMELİYAT NE ZAMAN UYGULANIR?
Endokrinoloji Uzmanı Dr. Gülçin Ecemiş açıklamasını şöyle tamamladı: “Hipotiroidi ile uyumlu gautr hastalıklarında nodül yok ise levotroxintedavsi ile takip yeterlidir, bu grupta ameliyata bası semptomu gibi bir durum yoksa ihtiyaç duyulmaz. Hipertiroidi durumunda; nodül ya da nodüller varlığı, büyüklükleri ve ultrasonografik özellikleri, tiroit sintigrafisindeki nodül karakteristiği ve tiroit ince iğne aspirasyonbiopsi sonucuna göre ameliyat önerilmektedir. Burada hastanın yaşı ve mevcut rahatsızlıkları da arz etmektedir. Ameliyat sonrasında hastalar ömür boyu levotroxinreplasmanına ihtiyaç duyarlar. İlacı düzenli kullanmaları belirli aralıklarla tiroit fonksiyon testleri ile takip edilmeleri gereklidir. Estetik olarak topikal bir takım tedavilerle yara izi nerdeyse fark edilmeyecek kadar azaltılabilir.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.