Günde 1 Saat Yürüyün Ve Akdeniz Tipi Beslenin
Atatürk Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Sevimli, kalp krizi riskini önlemek için alışageldiğimiz beslenme şeklini bir kenara bırakıp Akdeniz tipi beslenme şeklini tercih etmemiz gerektiğini söyledi.
Dünyada ölümlerin baş nedeninin kalp hastalıkları olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Sevimli, “Dünyada en çok ölümlere neden olan hastalıkların başında kalp ve damar hastalıkları geliyor. Bu nedenle yaşam tarzımızı ve zararlı alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. İlk önce hayvansal dediğimiz et ve yağ içeren beslenme şeklini bir kenara bırakıp, Akdeniz tipi beslenmeyi tercih etmeliyiz. Yani bitkisel gıdalarla beslenmeliyiz. Ne olduğu belirsiz karışımlardan yememeliyiz. Günde en az bir saat yürüyüş veya egzersiz yapmalıyız. Bir saati gün içerisinde 20’şer dakika şeklinde de spora ayırabilirsiniz. Kalp ve damar rahatsızlığına yakalanmadan da her sağlıklı insanın sağlığını koruyabilmesi için mutlaka gün içerisinde bir saat düzenli yürüyüş ve spor yapmalarını öneriyoruz. Bütün bu tavsiyelere uyduğu halde kalp krizi geçiren insanlar da oluyor. Bu tür vakalarda da genetik ve çevresel faktörler etkili oluyor. Yani genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak ta yaşanan kalp krizlerine sıkça rastlıyoruz” şeklinde konuştu.
KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİNİZİ NASIL ANLARSINIZ?
‘Her göğüs ağrısı kalp krizi işareti midir?’ şeklindeki soruyu ‘hayır’ diye cevaplandıran Prof. Dr. Serdar Sevimli ve kalp krizinin belirtilerini şöyle açıkladı:
“Kalp krizi şiddetli bir göğüs ağrısıyla başlar. Göğsün tam ortasında iman tahtası denilen yerde ‘fil oturmuşçasına ‘ şiddetli bir baskı oluşur. Bu ağrı kollara ve çeneye yayılır. Bununla birlikte şiddetli bir terleme, bulantı, kusma görülür. Kalp krizi gürültülü bir tablo şeklinde oluşur. Bu belirtiler yaşandığında hemen ambulans çağrılmalıdır. Hasta mümkünse hiç hareket etmeden uzanmalı ve sağlık ekiplerini beklenmelidir.”
“KRİZ GEÇİRENLER YENİ BİR SAYFA AÇSINLAR”
Kalp krizi geçiren hastaların iyileştikten sonra hayatlarında beyaz bir sayfa açmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Serdar Sevimli şöyle dedi:
“Kalp krizi yaşamış ve damarları açılmış veya stend takılmış hastalarımız artık argo deyimiyle ‘tekerim düze çıktı’ diye düşünmesinler ve bir ikinci krize davetiye çıkarmamak için tüm zararlı alışkanlıklarını bir kenara itsinler. Sigara ile birlikte içilen koyu çaylar, stres, fazla kilolar, dengesiz beslenme, aşırı yağlı ve hayvansal gıdalar, yorucu işlerden uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. En önemlisi doktorun yazdığı ilaçlara harfiyen uyulmalıdır. İlaçlarını düzenli kullanmayan ve kendi kafasına göre ilaç kullanmayı bırakan hastaların ikinci bir riski yaşamamaları için doktorunun tavsiyelerini yerine getirmeleri gerekiyor. Ayrıca kolesterol seviyelerinin kontrol altında tutulması için, LDL dediğimiz kötü kolesterol seviyesini sürekli ölçtürmek ve düzenli olarak kolesterol ilaçlarını kullanmak gerekiyor.”
HALI SAHA MAÇLARINA DİKKAT
Halı sahada yapılan maçlar esnasında yaşanan kalp krizi riskine dikkati çeken Prof. Dr. Sevimli, “Kondisyonunuz iyi değilse, yeşil çimende yarışmalı maçlara katılmamanızı tavsiye ediyoruz. Kondisyonu veya idmanı olmayan kişilerin yarışma heyecanıyla hırs yaparak maç yapmaları kalp krizi riskini artırıyor. Amatörce ve zevk için yapılan halı saha maçlarında kondisyonunuz yeterli değilse kesinlikle hırs ve heyecana kapılmamalısınız” diye konuştu.
‘20 DAKİKADA HAYATA DÖNÜŞ’
Kalp krizi geçiren bir hastanın damarının 10 dakikada açılarak stend takıldığını vurgulayan Prof. Sevimli, kalp krizi geçiren bir hastanın hastaneye ulaştırılması ve tıbbi müdahale uygulanması için tanınan sürenin dünyada 1.5 saat olarak belirlendiğini söyledi. Diğer yandan, Erzurum’da yaşayan insanların bu anlamda çok şanslı olduklarını hatırlatan Prof. Sevimli, Erzurum’da 20 dakika gibi kısa bir zamanda hastanın hayata döndürüldüğünü belirtti. Prof. Sevimli, şöyle açıklıyor:
“Erzurum’da hastanın 112’ye ulaşması ve en yakın hastaneye yetişmesi ve acil serviste hastaya müdahale edilmesi ile başlayan süreç için 10 dakika, serviste kapalı damarın acil bir şekilde açılması ve stend takılması da 10 dakikada gerçekleşiyor. Yani servise ulaşan bir hastanın 10 dakika içerisinde damarını açıp stend takıyoruz. Dünyada ambulansın gelmesi, trafiğin ve mesafenin hesaba katılması, hastanenin yoğunluğu dikkate alınması ile bu süre 1.5 saat olarak hesaplanıyor. Erzurum bu anlamda kalp krizi geçiren hastalar için bir şans denilebilir. Kalp krizi geçiren bir insan bunu fark ettiği anda ilk olarak 112’yi aramalıdır. 112 anında hastamıza ulaşır. Ambulansta hastaya ilk müdahale yapılarak en kısa zamanda acil servise ulaştırılır. Bundan sonra servise çıkarılan hastanın 10 dakika içerisinde damarı açılır ve stend takılarak en hızlı şekilde hastanın hayati tehlikesi ortadan kaldırılır. Bu anlamda Doğu Anadolu’da ve çevredeki bütün illerde kardiyoloji hizmetleri var. Bu büyük bir nimet. Eskiden yılda 40 tane kalp pili takardık. Şimdi yılda 200 tane kalp pili takıyoruz. Damarı açmak için yeni klavuz teller var. Tam tıkalı damarı başarılı bir şekilde delerek balonlayıp stend takılıyor. Ayrıca atardamarlardan kaynaklanan ayak damarlarındaki tıkanıklık sebebiyle yürüme güçlüğü çeken hastalarımız var. Ayak damarlarındaki bu tıkanıklık ayaklarda iyileşmeyen yaralara da sebep olur. O bölgelerdeki damarlara da stend takarak tedavi ediyoruz. Bu hastalarımız da ilaçlarını düzenli olarak kullanmalılar. Nüfus artışı ile birlikte kalp ve damar hastalıklarında da bir artış olabilir. Ancak günümüzde sağlık hizmetine daha kolay ulaşılıyor ve tanı daha kolay konuluyor. Sosyal medya aracılığıyla Türkiye’nin bir başka köyündeki bir hastalıktan biz de haberdar olabiliyoruz.’‘
“HER GÖĞÜS AĞRISI KRİZİN HABERCİSİ OLMAYABİLİR”
‘Her göğüs ağrısı kalp krizinin habercisi olmayabilir’ diyen Prof. Dr. Serdar Sevimli ve bazı ağrıların tıpta ‘akut koroner sendromlar’ olarak tanımlandığını ifade etti. Sevimli, “Her göğüs ağrısı kalp krizinin işareti olmayabilir. Egzersiz yaparken, karın tok iken, hızlı yürürken, elinde ağrı şeyler taşırken, sol kolda ağrı, göğsün sol tarafındaki bir noktada batma hissi olabilir. Bu şikayetlerin kalple ilgili olma riski çok düşük. Kas iskelet sistemi ve mideden yansıyan şikayetler olabilir. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki, kalp ve damar hastalıkları tüm ölümlerin yüzde 50’sinden sorumludur. Ayak damarlarındaki rahatsızlık, bey- ne giden damarlar hemen hepsinin ölüm oranları paralel olarak yükseliyor. Kalp krizi ölüm oranları ortalamasında hala yüksek seviyede yer alıyor” dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.