Kariyer Yapmak İsterken Geç Yaşta Gebeliğin Riskleri

Kariyer Yapmak İsterken Geç Yaşta Gebeliğin Riskleri
Günümüzde kadınlar anne olmayı, gebelikten korunma yöntemlerinin varlığı, eğitim sürecinin tamamlanması, kariyer hedeflerinin gerçekleştirilmesi gibi pek çok nedenle erteliyor. İlerleyen yaşla birlikt...

Günümüzde kadınlar anne olmayı, gebelikten korunma yöntemlerinin varlığı, eğitim sürecinin tamamlanması, kariyer hedeflerinin gerçekleştirilmesi gibi pek çok nedenle erteliyor. İlerleyen yaşla birlikte doğurganlık, gebelik ve doğum süreçleri olumsuz etkileniyor.

Her ne kadar kadın, “çocuk da yaparım, kariyer de” dese de bu imkanı ancak ilerleyen yaşlarda bulabiliyor. Ama özellikle 30’lu yaşların sonu ve daha sonrası telaffuz edildiğinde işler biraz daha zorlaşabiliyor. Bu durumu ortaya çıkaran altta yatan sebepleri Bahçeci Sağlık Fulya Tüp Bebek Merkezi doktorlarından Op. Dr. Burçak Erzik açıkladı.

Aslında sorunsuz bir gebelik dönemi ve sağlıklı bir bebek elde etmek için 35 yaş altı olmasının ideal bir zamanlama olduğunu belirten Op. Dr. Burçak Erzik, ‘Ancak 32 yaşından sonra doğurganlık azalmaya başlar, 37 yaşından sonra bu azalmada hızlanma görülür. Doğurganlık azalır, çünkü kadınlar doğduklarında belirli sayıda yumurtaları vardır. Ve zaman geçtikçe bu sayı azalır. Yumurtalıkların yumurta üretme potansiyelinin azalması ise hem doğal yollarla hem de tedaviler sonucunda oluşan gebelik oranlarının azalmasıyla sonuçlanır’ diyerek ön bilgi verdi.

İleri yaşlardaki kadının gebeliği ile ilgili bir diğer önemli nokta da, yumurtaların ileri yaştaki kadınlarda genç kadınlardakine göre daha az oranda gebelik oluşturuyor. Op. Dr. Erzik bu konuyla ilgili rakamlar hakkında şu bilgi veriyor: Bir yil içinde gebe kalma oranları; 30 yaşında kadinlarda yüzde 80, 35 yaşındakilerde yüzde 60, 40 yaşında ise yüzde 30. Ayrıca yumurta yaşlanmasının bir sonucu olarak ileri yaş gebeliklerinde gebeliğin düşükle sonlanması riski de artmıştır. Yaşla birlikte, doğurganlığı etkileme olasılığı olan endometriozis (çikolata kistleri) ve miyomlar gibi jinekolojik problemler, şeker hastalığı ve guatr gibi tıbbi sorunlara da daha sık rastlıyoruz.”

Anne yaşı ilerledikçe bebekte Down sendromu gibi kromozomların fazla, eksik ya da hasarlı olması gibi kromozomal anomalilerden kaynaklanan hastalıkların görülme olasılığının arttığını belirten Op. Dr. Erzik, bu sorunların çok yüksek oranda yumurta yaşlanmasına bağlı olduğunun altını çiziyor. Durumu bir örnekle detaylandıran Op. Dr. Erzik : “Örneğin, bebeğin sayisal veya yapisal kromozom kusurlari olma olasılığı 30 yaşındaki anne adayı için 1/1000, 35 yaşındaki anne adayı için 1/400, 40 yaşındaki anne adayı için ise 1/100’dir. Biz uygun koşullara sahip çiftlerde tüp bebek tedavilerinde embriyolara kromozom analizleri yaparak (PGD yöntemiyle) sağlıklı olan embriyolardan gebelik elde edebiliyoruz. Gebe kalındıktan sonra ise bu tür kromozom problemlerini ortaya çıkarmak açısından, ayrıntılı ultrasonografi ve doğumsal anomalilere yönelik tarama testleri önem taşır” diyerek durumun önemini özetliyor.

Her ne kadar, her kadın için geçerli olmasa da yaşlanmayla birlikte annede ortaya çıkabilen ya da var olan sistemik hastalıklar da gebelik açısından risk taşır ve ileri yaş gebeliğini zorlaştırıyor. Yaşla birlikte sıklığı artan ve gebeliğin seyrini olumsuz etkileyen hastalıkların başında hipertansiyon ve diyabet geliyor. Bu gibi rahatsızlıkların bebeğe etkinlerini özelyen Op.Dr. Erzik : “Örneğin, yüksek kan basıncı bebeğin büyümesini etkileyebilir; ayrıca, hem anne hem de bebeğin sağlığını etkileyebilecek gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) ve plasentanın erken ayrılması (plasental dekolman) gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Diyabetse, düşük, doğumsal anomali, bebekte büyüme sorunları (bebeğin iri olması ya da büyümesinin geri kalması), gebelik zehirlenmesi gibi pek çok riskin artmasına neden olmaktadır” açıklamasını yaptı.

Her ne kadar ileri yaşta farklı nedenlere bağlı olarak risk artıyor olsa da gebeliklerin çoğu mutlu sonla tamamlanıyor. Ama bunu sağlamak için biraz daha dikkat ve hassasiyet gerekiyor. Uzmanlar gebelik planlarken yapılan ayrıntılı bir ‘check-up’, günde 400 mcg folik asit kullanılması, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, gebelik öncesinde fazla kiloların verilmesi, sigara gibi zararlı alışkanları bırakma gibi basit önlemler ve gebelik sırasında düzenli kontrollerin aksatılmaması gebeliğin sorunsuz sürdürülmesini öneriyor.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.