Lösemi’de Yeni Dönem Kişiselleştirilmiş Tedavi
Liv Hospital Ankara Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Oral Nevruz, lösemi hastalığında tedavilerin her hasta için özelleştirilmesinin önümüzde dönemde ana hedef olduğunu açıkladı.
İnsanlığın karşılaştığı en saldırgan kanser türlerinden birisi olan lösemilerde, tedavi umutları her geçen gün artıyor. Bu umutları arttıran önemli gelişmelerin yeni kemoterapi ilaçları ya da bunların kombinasyonları olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Oral Nevruz, kemik iliği naklindeki gelişmelere de dikkati çekti.
Kişiselleştirilmiş tedavinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Nevruz, “Lösemilerin hücreseal ve hatta kromozomal seviyedeki nedenlerinin gün geçtikçe daha iyi bilinmesi ve bu patolojilere yönelik doğrudan tedavilerin hastaları kişiselleştirerek her bir hasta için özelleştirilmesi önümüzdeki dönemde ana hedefler olacaktır” dedi.
“GELECEĞE DAHA UMUTLA BAKIYORUZ”
Lösemi tedavilerinde kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesinin önemli bir yenilik olarak son yıllarda kullanıma girdiğini ifade eden Prof. Dr.Nevruz, “Önümüzdeki birkaç yıl bu yönde yeni ilaçların klinik kullanıma girmesine tanıklık ettikten sonra devam eden 10-15 yıllık süreç lösemilerin daha başarılı tedavi edilebildiği bir zaman dilimi olacaktır. Gerek yeni ilaçlar gerekse kemik iliği naklindeki çok umut verici gelişmeler artık lösemileri daha da tedavi edilebilir hastalıklar olarak görmemiz için güvenli dayanaklar oluşturmaktadır” diye konuştu.
“NAKİLDE DE GELİŞMELER VAR”
Prof.Dr. Nevruz, 1960’lı yıllardan itibaren çığır açıcı bir gelişme olarak kullanılmaya başlanılan kemik iliği nakillerinin ülkemizde de 1984 yılından itibaren gittikçe artan bir sayıda kullanıldığını vurgulayarak, “Lösemi tedavilerinde özellikle tercih edilen, başkasından kemik iliği nakli (allojenik nakil) eskiden kardeş vericiden yapılabilmekteyken daha sonra kardeş olmayan ancak tam doku uyumu bulunan akraba dışı vericilerden de yapılmaya başlanmıştır. Bütün bu koşullarda hastaların yüzde 20-30 luk bölümüne uygun kemik iliği vericisi bulunabilmekteyken 2000’li yıllardan itibaren gelişen ve tam doku uyumu aranmadan yapılan (haploidentik) nakiller, tüm lösemi hastaları için nakil yapılabilme şansını yüzde 70-80’lere çıkarmıştır. Tam doku uyumu olmayan (haploidentik) nakillerde daha ileri araştırmalarla ulaşılan ve nakil işleminde daha yararlı olabilecek ya da işlem başarısızlığına neden olabilecek hücrelerin ayıklanma tekniklerinin geliştirilmesi, haploidentik nakiller ve bunların başarıları konusundaki umutları daha da arttırmaktadır” ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.