Uzmanlar Uyardı: “Serinlemek İsterken Sağlığınızdan Olmayın”
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, aşırı sıcaklar nedeniyle serinlemek için denize ve havuza giren vatandaşları uyardı. Su kalitesine dikkat çeken Özyaral, havuzların sıklıkla klorlanmaları gerektiğini belirtti.
İstanbul Rumeli Üniversitesi Kurucu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Özyaral, artan sıcaklar sebebiyle havuz ve denizde serinlemek tatilde güneşlenmek isteyenleri uyardı.
Serinlenen suyun kalitesinin çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Oğuz Özyaral, "Çok sıcak geçen bu günlerde serinlemek amacıyla denize ya da havuza bazen de yerine göre göllere, göletlere, ırmak ya da dereler giriliyor. Ancak hangi suya girdiğiniz halk sağlığı açısından farklı boyutlarda önem taşıyor. Öncelikle Sağlık Bakanlığı tarafından 15 günde bir rutin olarak mikrobiyolojik analizleri yapılan plaj alanları yüzmek için tercih edilmeli. Diğer yerler tercih edilmemeli” dedi.
“İSTANBUL’DA 81 NOKTA GÜVENLİ”
Belirlenen yerlerde denize girilmesi noktasında uyarılarda bulunan Oğuz Özyaral, "İstanbul’da belirlenen 81 plaj bölgesi sürekli olarak kontrol ediliyor. Bunun dışında kalan ve plaj alanı olarak gösterilmemiş bulunan 25 noktadan denize girilmesi sakıncalı ve yasaktır. Toplum Sağlığı açısından Sağlık Bakanlığının uyarılarına uyulmalıdır. Tehlikeli ve yasak olarak tanımlanan alanlar gerek mikrobiyolojik gerekse endüstriyel atıklar açısından kirli olarak gösterilen bölgelerdir. Bu alanlarda suya girilmesi enfeksiyon hastalıklarına sebep olabileceği gibi maruziyet süresi ve şekline bağlı olarak çeşitli zehirlenmelere neden olabilir” şeklinde konuştu.
“BİLMEDİĞİNİZ SULARA BALIKLAMA ATLAMAYIN”
Oğuz Özyaral, “Bütün bunların dışında topografik yapısını bilmediğiniz sığ sulara balıklama atlanması boyun kırılmalarına ve omurilik felcine sebep olabilir. Ayrıca boğulma vakaların büyük bir kısmı kendine aşırı güven ile uyarı işaretlerini dikkate almamaktan kaynaklanıyor” dedi.
“ÇOCUKLARA ÖZEL DİKKAT GÖSTERİN”
Çocukların denizi ve havuzu çok sevdiğini ifade eden Özyaral, “Ancak yine de denize giriş saatleri mümkün olduğunca sabah erkenden başlayıp öğle üzerine doğru bitirilmedir. Güneşin dik olarak gelmeye başladığı saat 11.00’den itibaren öğleden sonra 16.00 civarına kadar tercihen yüzülmemelidir. Çocuklar için kullanılan güneş ürünlerinin CE sertifikalı olması ve koruma faktörünün 30’dan başlaması uygundur. Sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de denize giriş saatleri güneşin açısına göre ayarlanmalı. Güneş ışınları su yüzeyinden de doğrudan kırılarak yansıma yapacağından aşırı yorgunluk ya da güneş çarpması etkisi gösterebilir. Bu da baygınlığa ve boğulmaya neden olabilir. Özellikle yemek yenildikten hemen sonra ya da gazlı bir içecek tüketilirken suya girilmemelidir. Güneş altında uzun süre kalınmamalıdır” diye konuştu.
GÜNEŞ LEKELERİNE DİKKAT
“Yüzüldükten sonra doğrudan güneş altında kurulanmadan yatıldığında vücut üzerinde lekelenmeler olabilmektedir” diyen Oğuz Özyaral, şunları söyledi: “Denizden çıkıldıktan sonra mümkün olan en kısa sürede tatlı su ile duş alınmalı vücut üzerinde tuzlu suyun birikintisi kalmamalıdır. Vücudumuzun dış ten dokusu üzerinde kendine ait flora adını verdiğimiz bir mikroorganizmalar topluluğu bulunmaktadır. Eğer deniz banyosu sonrası ten üzerinde tuz birikintisi kalır ve normal şehir şebeke suyu ile duş alınıp bu tuzlu tabaka uzaklaştırılmazsa, ten üzerindeki koruyucu tabakada yer alan mikroorganizmalar ölür. Bu durumda ileride daha çok liken, maya ya da mantar hastalıkları olarak bildiğimiz bir takım cilt hastalıkları için bir zemin hazırlayabilir. Cildin kurumaması için uzun süreli güneş altında kalınmamalı, tenin nemli kalması için doğal kaynaklı nemlendiriciler kullanılmalıdır. Deniz kenarında gölgede oturarak dahi güneş ışınlarından faydalanmak mümkündür. Kumsala düşen güneş ışınları yansıma yoluyla etkisini göstermeye devam eder”.
Doç. Dr. Oğuz Özyaral, otel havuzlarının hijyen şartlarına dikkat çekerek, “Bu arada unutulmaması gereken sitelerin, evlerin bahçelerinde yer alan ya da spor salonları ile otellere ait havuzların kullanımı önem arz taşır. Kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilememesi ve halk sağlığı açısından her hangi bir hastalığa sebebiyet vermemesi için belirli aralıklarla klorlanmaları gerekir. Bunun için gerekli talimatnameler hazırlanmış ve uygulamaya sunulmuştur. İlaçlamaların yapıldığı saatlerde havuzlara girilmez. Gözde körlük yapabilir. Klorlamadan sonra belirtilen süre bitince havuzda yüzülmelidir. Klor uçucudur, atık bakiye bırakmaz, kurallara uyularak yapılan uygulamalarda sorun yaşanmaz. Su birikintilerine, süs havuzlarına ve serpantinlere girmek tehlikeli ve sağlık açısından risklidir” dedi.
Güneş yanıklarında diş macunu ve yoğurt sürülmemesi uyarısında bulunan Oğuz Özyaral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm dikkatinize rağmen güneş yanığı yaşıyorsanız, yanma başladıktan itibaren buz torbası uygulaması ile bölgenin serinletilmesi gerekir. Eğer yanma hissi devam ediyorsa, güneşlenmeye ara verilmesi ve bir doktora başvurulması uygun olur. Güneş yanıkları üzerine sürülen yoğurt, diş macunu gibi ürünler durumun ağırlaşmasına, tedavinin daha uzun ve zahmetli hale gelmesine yol açar. Güneş altında gazlı ve çok soğuk içecekler tüketilmemelidir, bunlar mide üzerinde kas kasılmaları yaratıp stres oluştururlar. Çok sıcak ya da çok soğuk içecek tüketmek mide için olumsuz etkiler yaratır. İçeceklerin özellikle gölgelik alanda ve oturur halde tüketilmesi sağlanmalıdır. Bu süreçte özellikle rahat, vücuda yapışmayan keten, pamuklu ya da ipekli olmak kaydıyla özellikle açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir”.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.