BU DOSTLUK BAŞKA !
Elazığ'a ailesinin yanına tatile giden Mert Dağdelen, bulduğu karga ile dost oldu. Kargayı omuzunda düşürmeyen Dağdelen, onunla hem çay içmeye kıraathaneye, hem de alışverişe gidiyor.
Elazığ'a ailesinin yanına tatile gelen 26 yaşındaki Mert Dağdelen 2 ay önce Tekirdağ'da yaşadığı apartmanın önünde bulduğu yaralı yavru karga ile arkadaş oldu. Dağdelen, ailesi ve vatandaşlardan gelen tepkilere rağmen geçen 2 aylık sürede "Gak" ismini verdiği yaralı kargayı kendisinden ayırmayarak sahip çıktı. Gak ile sokaklarda gezen Dağdelen, onunla hem alışverişe hem de kıraathaneye giderek çay içerken, renkleri ayırmayı da öğretmeyi başardı. Genç adama bazen vatandaşlar " kargadan dost olmaz, karga uğursuzluk getirir, besle kargayı oysun gözünü, karga senin sülaleni gömer" dese de o yardıma muhtaç olan Gak ismini verdiği kargaya bakmaktan vazgeçmiyor.
Karganın 2 ay önce Tekirdağ'da 5 katlı bir binanın çatısından yere düştüğünü belirten Mert Dağdelen, "Ben sabah ekmek almaya giderken Gak'ı buldum. Gaklama seslerini gelince Gak'ı gördüm ve aldım. Daha sonra Gak'ı eve getirdim. Eve getirince annem, "Ben evde karga falan istemem" diye tepki verdi. Besle kargayı oysun gözünü gibisinden insanlar karganın tehlikeli olduğunu da söyledi. Oysaki Gak benim dudağımdan, çenemden öpüyor. Annem, "Evi pisletir" dedi. Bende evimde ona bir oda verdim" dedi.
"UĞURSUZLUK GETİRİR DEDİLER"
İlk 20 gün dışarıya çıkmadan Gak ile beraber evde kaldıklarını aktaran Dağdelen, "20 günün sonrasında Gak ile balkona çıkınca bağırdığında hiçbir karga gelmiyordu. Daha sonra dışarıya çıktığımızda 100'e yakın karga evimizin etrafında bağırdığını gördüm. Hatta kargalar bize tehdit uçuşları yaptı. Zannedersem bu kargaların birlik ve beraberliğinden doğan bir özelliğiydi. Oysa Gak hiç sesini bile çıkarmadı. Gak, annesi ve babası olarak beni benimsedi. O günden sonra Gakla sabah, öğle, akşam yemeklerinde, çarşıda, markette, her yerde birlikte olduk. İnsanlardan, "O, senin sülaleni de gömer, sen onu nasıl besleyeceksin" diye komik tepkilerde geliyordu. Bazıları ise, "Oğlum uğursuzluk getirir, günahtır" diye söyleyenler oldu. Allah'ın yarattığı her şey güzeldir. Bütün hayvanları kendisine özgü doğasında beslemek güzel bir şey ama Gak'ın şuan uçamaması, bana alışmasından dolayı gidemediğini ve onunda bir hayvan olduğunu söyledim. Tabi insanlar Gak'ın sempatikliğini de gördü. Gak bana uğursuzluk falan getirmiyor. Her şeyimiz yerli yerinde" diye kaydetti.
"UÇAKLA SIKINTI OLUR DİYE, OTOBÜSLE GELDİK"
İnsanların Gak'ın kendisine nasıl alıştığını merak ettiğini dile getiren Dağdelen, "Gak ilk omzuma geldi, insancıl bir hayvan. Gak ile beraber İstanbul'a gittik. Orada beraber gezdik, turistlerden güzel tepkiler aldık. Sonrasında Gak ile beraber Elazığ'a gedik. Uçakta sıkıntı olur diye otobüsle geldik. Molalarda falan hiç sesini çıkarmadı. Gak'ı veterinere götürdüm ve uçmaması konusunu sordum. Veteriner, "Zaman her şeyin ilacıdır" dedi. Şuana kadar bir müdahalede bulunmadık. Kanatları çıkınca yavaş yavaş uçmaya başlayacak. Elazığ'a getirdim. Buradaki evimizde onunla bir odamız oldu. Gak'ın hoşuma gitmeyen tarafı yemek seçmesi. Yani pilav, zeytinyağlı dolma yiyor ama daha çok ceviz badem yemeyi seviyor. Şuanda yavaş yavaş peynir ve yumurta da yiyor" ifadelerini kullandı.
'SARI, KIRMIZI RENKLERİ AYIRTMAYI ÖĞRENDİ'
Kargaların zeki olduklarının söylendiğini vurgulayan Dağdelen, "Bende kargaların zeki olduğunu düşünüyorum. Gak ile 2 haftadır renk kavramı üzerinde çalışmaya başladım. Kırmızı ve sarı renk kavramlarını öğrendik. Gak beni anlıyor ve muhatap alıyor. Bundan sonra Gak ile ilgili bardakta top bulma, çember geçirmece gibi çeşitli fikirler aklımda var. Gak ile hem eğleniyoruz, hem de vakit geçiyor. Gak benim dostum oldu. Kargadan dost olmaz değil, dost olur. Belki de ben Gak'ı yavruyken bulduğum için bana bu kadar ısındı" şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.