Bitlis Kalesi Kazıları 11. Yılında

Bitlis Kalesi Kazıları 11. Yılında
Bitlis Kalesi’nde 2004 yılında başlayan kazı çalışmaları bu yıl da devam ediyor.Kalenin tarihi yapısına zarar vermeden yaklaşık 11 yıldır devam eden kazı çalışmalarında Osmanlı döneminden eserlere ras...

Bitlis Kalesi’nde 2004 yılında başlayan kazı çalışmaları bu yıl da devam ediyor.

Kalenin tarihi yapısına zarar vermeden yaklaşık 11 yıldır devam eden kazı çalışmalarında Osmanlı döneminden eserlere rastlanıyor. Kazı çalışmalarına başkanlık yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gülsen Baş, kazı çalışmalarının 2004 yılından beri kalenin tarihi yapısına zarar verilmeden devam ettiğini söyledi. Gülsen Baş, ilk inşaat tarihinin kesin olarak bilinmediğini, ancak milattan önce 330’lu yıllarda yapılmış olabileceğini dile getirdi.

Yrd. Doç. Dr. Gülsen Baş, “Ancak Büyük İskender’in komutanı Batlis tarafından yapıldığı genel olarak kabul edilmektedir. 11 yıllık yapılan çalışmalar neticesinde kalenin orta kesiminde büyük bir bölümünün sağlam olarak kaldığı bir hamam ortaya çıkarıldı. Onun dışında yapılan çalışmalarda genellikle Osmanlının son dönemine ait, insanların sivil mimari olarak kullandıkları derme çatma basit mimari yapılara özgün kalıntı ve izler ortaya çıkarıldı” diye konuştu.

Bu yıl itibariye kalenin güneybatı kesiminde seyir köşkü diye adlandırabilecek bir bölümün olduğunu düşündüklerini anlatan Baş, “Muhtemelen Şerefhan Beyleri tarafından kullanılan bir seyir köşkü olduğunu düşünüyoruz. Yapılan çalışmalar ile genellikle Osmanlı dönemine ait katmanlarda olduğumuzu düşünüyoruz. Ancak bu katmanlardan daha derine inildikçe kalenin tarihi yapısına bağlı olarak Şerefhanlar dönemine bağlantılı olarak Akkoyunlu, Karakoyunlu onun öncesinde Selçuklu dönemine ait verilerle karşılaşmayı da bekliyoruz. Tabi kazı çalışmaları neticesinde sadece mimari veriler ortaya çıkarılmıyor. Bunların yanında mimari yapılardan elde edilen toprağın elenmesi sırasında çok sayıda küçük buluntular ile karşılaşıyor. Bunların arasında en önemlisi sırlı sırsız seramikler yer alıyor. Bunlar genellikle mutfak eşyası olarak kullanılan kaplardır” dedi.

İkinci önemli grubun ise Osmanlı dönemine ait bronz sikkeler olduğunu ifade eden Baş, “Üçüncü önemli grup ise Bitlis’te tütün kullanımının çok yaygın olduğunu kanıtlayan tütünlüleleri oluşturmaktadır” diye konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Gülsen Baş, Bitlis’in tarih bakımından Mardin’e kafa tutacak bir şehir olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:

“Bitlis, Anadolu’nun önemli tarihi kentlerinden biridir. Bu tarihi dokunun en önemli tamamlayıcılarından biri de kent merkezinin oluşturulduğu alanda doğal kayalıklar üzerinde yükselen Bitlis Kalesi’dir. Bitlis Kalesi’nin etrafını saran tarihi dokuda değer görmeyi bekleyen önemli kültür varlıkları içerisinde özellikle dikkat çekiyor. O gözle bakıldığında ve dikkatle değerlendirildiğinde Bitlis’in Anadolu’nun tarihi kentleri içerisinde yer alan pek çok kent içerisinde en önde zikredilmesi gereken bir kent olduğunu, hatta bu anlamda sık sık dile getirilip öne çıkarılan Mardin ile belki de boy ölçüşebilecek bir il olduğunu rahatlıkla vurgulamak mümkündür. Yaklaşık 11 yıldır devam eden arkeolojik kazılar mevcut desteğin sürdürülmesi ile 40 yıl devam edeceğini düşünüyoruz.”

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.