Camaltı Sanatı Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Camaltı Sanatı Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya
Osmanlı döneminden günümüze miras kalan camaltı sanatı, Mardin’de yaşatılmaya çalışılıyor.Camın arka yüzüne resim çizilmesi ve kullanılan renklerin üst üste gelmesiyle oluşan camaltı sanatı, yok olmam...

Osmanlı döneminden günümüze miras kalan camaltı sanatı, Mardin’de yaşatılmaya çalışılıyor.

Camın arka yüzüne resim çizilmesi ve kullanılan renklerin üst üste gelmesiyle oluşan camaltı sanatı, yok olmama mücadelesi veriyor.

Bugünün teknolojisiyle ofset baskı resimlerin çok çeşitli ve daha ucuz olması camaltı resim sanatına gösterilen ilginin zaman içerisinde azalmasına neden olurken, camaltı resim yapan ustaların sayısı da gittikçe azalıyor. Mardinli Hamdin Turgay, bu sanatı yaşatmaya çalışanlar arasında.

Belediyede kepçe operatörü olarak çalıştıktan sonra emekli olan Turgay, camaltı sanatı ile 10 yıl önce ilgilenmeye başlamış. Kimsenin desteği olmadan bu sanatı öğrendiğini belirten Turgay, "Bu sanatı para için yapmıyorum ve severek yapıyorum. Sanata değer verirsen sanatta sanatkarına değer verir. Bir sanat severek yapılmalıdır. Maddi sorunlar bu sanatı yapmamı zorlaştırsa da bırakmak içimden gelmiyor. Bu sanat için para kaybediyorum ancak camaltı sanatına olan sevgim bırakmamı engelliyor" dedi.

Mardin’de yapılmış camaltı eserlerinde genellikle hat ve Şahmeran figürlerinin kullanıldığını kaydeden Turgay, keklik figürünün çalışmalarında önemli bir yeri olduğunu ifade etti. Bölge insanının kekliğe ilgisinin çok fazla olduğunu ve kendisinin de kekliğe duyduğu sevgiyi sanatında yaşatmaya çalıştığını aktaran Turgay, "Keklik bizim için çok önemlidir. Çocuk yaşlarda iken köyde bu vakitlerde keklik yumurtalarını gözlerdik. Bir keklik yumurta yapmaya başladı mı 21 gün takip ederdik. 21. günde keklik yavruları yumurtadan çıkmaya başlardı. Biz de keklik yavrularını yakalayıp beslerdik. Keklikler aile ferdimiz gibi bizimle yaşıyordu. Evcil hayvan gibi geziniyor, yemleniyor sonrasında tekrar eve dönüyordu. İnsanlarla keklik birbirine çok uyumludur. Bu nedenle keklik figürlerini cam altı sanatında sıkça kullanıyorum. Geçmişten gelen bu sevgi kekliği sık kullanmamdaki nedendir. Kekliğin güzel sesine hayranız. Dükkanımdaki tüm keklik tasarımları bana aittir, çizimlerde hiçbir şekilde destek almadım. Keklik figürlü bir çok eser yapıyorum, gelin aynası da bunlardan birisidir. Bir konuya değinmek istiyorum. Şu anda keklikler avlanıyor. Keklikler zamanla yok olduğunda çok üzüleceğiz. Bu vesile ile kekliklerin koruma altına alınmasını ve avlanmamasını talep ediyorum. Keklikler çok değerli hayvanlardır. Adeta doğamızı süslüyorlar" diye konuştu.

Camaltı eserlerinde çok geniş çalışmalar yaptığını, mitolojik anlatıları da sık kullandığını vurgulayan Turgay, “ Bir hikayede Şahmeran’ın kimsesiz bir çocuğu 14 gün boyunca elma ile yaşattığı anlatılır. Ben de bu hikaye üzerine elma ağacına sarılmış Şahmeran tasvirini sıkça kullanırım" şeklinde konuştu.

"CAMALTI SANATÇILARINA DESTEK SAĞLANMALI"

Camaltı sanatına duyulan ilginin azalmasından yakınan Turgay, şunları söyledi:

"Mardin’de 50 yıl önceye kadar Osmanlı’dan günümüze devam eden camaltı sanatı ile uğraşan bir çok usta vardı. Ancak şu an çok az sayıda camaltı sanatı atölyesi kaldı. Camaltı sanatına duyulan ilginin azalması atolyelerinde kapanmasına neden oldu. Bir çok kişi de maddi imkan bulamadıkları için bu işi bırakmak zorunda kalıyor. Cam sanatı için sermaye ve ilgiye ihtiyaç vardır. Cam işlemelerimizi normal ve sıradan çerçevelere koyamıyoruz. Sıradan çerçeveler sanatımızı öldürüyor. Bazı vakitler sermaye eksikliği nedeni ile çerçeve alımında zorlanıyoruz. Sanatçılara sahip çıkılmalı, destek olunmalı. Bu konuda ilgi bekliyoruz."

OSMANLI DÖNEMİNDEN KALAN CAM SANATI, YOK OLMA TEHLİKESİ YAŞIYOR.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.