Mersin’de 9 Bin Yıllık Yumuktepe’de Kazılar Başladı
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden, tarihi M.Ö. 7 binli yıllara kadar giden Yumuktepe Höyüğü’nde 2015 yılı kazıları başladı. Lecce Üniversitesi’nden Prof. Dr. Isabella Caneva başkanlığında yürütülecek kazılarda, geçen yıl ortaya çıkarılan M.Ö. 4 bin 500’lü yıllara ait sarayın devamını aranırken, açık hava müzesi için de çalışma yapılacak.
Mersin’in merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü’nde, İtalya Lecce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Yakın Doğu Prehistorya Uzmanı Prof. Dr. Isabella Caneva başkanlığında 1993 yılından bu yana kesintisiz yürütülen kazılarda, bu yıl 23. kez çalışma yapılacak. Kesintisiz olarak 9 bin yıllık yerleşime sahip, dünyadaki tek örnek olan Yumuktepe Höyüğü’ndeki kazılar, bu yıl kuzey batıda neolitik dönem, buranın biraz daha üzerinde yine kuzey batıda M.Ö. 5 binli yılları kapsayan kalkolitik dönem ve güneyde Hitit dönemi olmak üzere üç ayrı bölgede yürütülecek. Kazı Başkanı Prof. Dr. Isabella Caneva ile 15 kişilik uzman ekip ve 15 işçiyle yürütülecek kazılar, 10 Ağustos-10 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu yıl ilk kez Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin tellerle çevirdiği alanda, dün başlayan çalışmalara Büyükşehir Belediyesi tarafından maddi destek verilecek.
“KAZI ÇALIŞMALARI İKİ AY SÜRECEK”
Kazı alanında İHA muhabirine bu yılki çalışmalarla ilgili bilgi veren Kazı Başkanı Prof. Dr. Isabella Caneva, 2014’te tarihi izleri M.Ö. 4 bin 500’lü yıllara dayanan bir sarayın ortaya çıkarıldığı Yumuktepe kazılarında, şu anda sadece temizlik yaptıklarını, yaklaşık iki ay çalışacaklarını söyledi. Caneva, “Kazılarda, restore uzmanı, antropolog, iskelet uzmanı, hayvan kemikleri uzmanı, kömürleşmiş bitkiler uzmanı, arkeologlar ve topoğraftan oluşan 15 kişilik uzman ekibin yanı sıra 15 kişilik de işçi ekibimizle çalışacağız. İşçi sayımız diğer kazılara göre az görünüyor ama burası prehistorik bir kazı olduğu için biz sadece mala ve fırça ile çalışıyoruz. Uzun zaman alıyor ve çalışmalar yavaş ilerliyor ama böyle yapmamız gerekiyor” dedi.
“YUMUKTEPE’NİN DÜNYA BAŞKA BİR ÖRNEĞİ YOK”
22 yıllık kazılarda bugüne kadar en eski tabakalarda çalıştıklarını belirten Caneva, “En eski tabakalar M.Ö. 7 binli yıllardan başlıyor ve kesintisiz olarak 15. yüzyıla kadar devam ediyor. Biz her sene değişik seviyede çalışıyoruz. Yani hem neolitik dönemde hem de ortadaki tabakalarda kalkolitik, tunç, Hitit Demir Çağı ve Bizans dönemlerinde çalışıyoruz. Yumuktepe’nin özelliği kesintisiz 9 bin yıllık bir yerleşme olması. Dünyada başka bir örnek yok. İkinci önemli özelliği de metalürji çok erken başlıyor burada. Belki başka yerde daha erken başlamıştır ama şu anda ortaya çıkardığımız buluntularla Yumuktepe, en erken metal üretimi gösteren bir yer” diye konuştu.
Bu yıl, geçen yılki kazılarda ortaya çıkardıkları M.Ö. 4 bin 500’lü yıllara ait sarayın devamını arayacaklarını ve restorasyon çalışmalarının devam edeceğini dile getiren Caneva, kalkolitik dönemde ortaya çıkarılan günümüzden 6 bin 500 yıl öncesine ait sarayda, ilk kez bakırın işlendiği yönünde bulgular elde ettiklerini kaydetti. Caneva, “Metalürji çok önemli bir üretim. Daha önce Taş Devri vardı ama metal üretimi çok önemli ve bu da çok önemli bir değişimin olduğunu gösteriyor bize. Çünkü üretimiyle toplum da değişti. O yüzden yerleşmede, fakir evleri, iş yerleri ve zengin evleri de bulmaya başladık. Yani metal insanın hayatına girdiğinde toplumda da bir tabakalaşmanın başladığını görüyoruz. Bu saray da dünyada bir örnek” ifadelerini kullandı.
“DÜNYADA ÖRNEK, HER ŞEY BURADA BAŞLIYOR”
Neolitik dönemde daha geniş bir açmada çalışacaklarını, ayrıca daha aşağıya ineceklerini ifade eden Caneva, daha yeni buluntular beklediklerini söyledi. Neolitik dönem Taş Devri olduğu için gösterişli eserler çıkmadığına işaret eden Caneva, “Ama bizim için önemli şeyler. Mesela tohumlar, tarım nasıldı, hayvan besleme nasıldı, hangi hayvan vardı, çevre nasıldı? Çünkü çok eski zamanlardan söz ediyoruz. Bu çok eski zamanlardan belge alırsak, şimdiye kadar nasıl değiştiğini bulabiliriz ve sonra ne olabileceğini de anlayabiliriz. Yani doğal çevre hangi yöne gider, buradan anlayabiliriz. Dünyada örnek, zaten her şey burada başlıyor. Burada Yakın Doğu, Türkiye ve Anadolu’da yerleşim çok erken başlıyor fakat bu bölgelerde Yumuktepe Höyüğü, daha da erken olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
Bu yıl sadece bilimsel hedefleri olmadığının da altını çizen Prof. Caneva, “Bunun yanında açık hava müzesi hazırlamaya çalışacağız. Daha geniş alanda, daha belli, daha sağlam bir şekilde kazı yapacağız. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden destek alacağız. Açık hava müzesi için sadece bilimsel değil stratejik bir kazı yapacağız” dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.