Ordu’nun Tarihi Bilinenden Eski

Ordu’nun Altınordu ilçesinde Kurul Kalesi, Fatsa’da Cıngırt Kalesi, Ünye’de Kaya Mezarları gibi arkeolojik alanlarda başlatılan çalışmalarda her geçen gün yeni bulguların ortaya çıkması yörenin antik tarihine olan ilgiyi arttırdı.

Ünye ilçesinde bulunan tarihi mağaralarda 1960’larda yapılan kazılarda 15 bin yıllık taş baltalar, Altınordu’da Kurul Kalesi’nde 2 bin 300 yıllık bronz Apollon heykeli buluntuları, Yason Burnu’nda eski antik liman ortaya çıkması akademisyenlerin arkeolojik döneme ilişkin araştırmalarına ışık tutan eserler olarak görülüyor.

İLK YERLEŞİM 15 BİN YIL ÖNCE

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ergin Ayan, arkeolojik araştırmalara göre, Ordu bölgesinin, insanlık tarihinin en eski çağlarından beri iskan edildiği, Paleolitik çağın sonlarında 15 binlerde başladığının anlaşıldığını belirtti. Özellikle Ordu’nun Mesudiye ve Kumru ilçelerinde Neolitik,Kalkolitik, Tunç ve Hitit Çağı kalıntılarına rastlandığını vurgulayan Prof. Dr. Ayan, "Ordu ili yüzey araştırmalarında tıpkı Samsun ve Sinop’ta olduğu gibi M.Ö. 2. Bin yılın ilk çeyreğinden sonra terk edildiği ve bu bölgedeki yeni yerleşimlerin Orta Tunç Çağının Asur ticaret kolonileri ile çağdaş (M. Ö. 2000-1750) erken evrelerine tarihlendiği görülmektedir" dedi.

"BÜYÜK İSKENDER DÖNEMİNDE ETNİK YAPI DEĞİŞMEDİ"

Araştırmalara göre, M.Ö. 5 yüzyılda Ordu yöresinin merkezi olan Kotyora halkının Sinop’a vergi ödediğinin belirlendiğini kaydeden Ayan, şu bilgileri verdi: "Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı eserinde Ksenophon, yeteri kadar tahlil edebilmiş olmamakla beraber, bölge halkının etnik aidiyeti ile ilgili verdiği bilgide, Kotyora’nın Tibaren halkının topraklarında kurulmuş, bir antik Yunan kolonisi olduğundan bahsetmektedir. Buna mukabil çağdaş araştırmacılar, Ordu ilinin eski adı olan Kutyora’nın (Kotyorası-Kut yöresi) Kut Türklerinin mirası olduğunu ve ’Kutların yaşadığı bölge, yöre’ anlamına geldiğini iddia etmektedirler. Bu adın etimolojik tahlilini dil uzmanlarına bırakarak, bu tür iddiaların doğruluğunun ihtimal dışı olmadığını da ifade etmek isteriz. Kaldı ki, İlk Çağ kaynaklarında küçük bir yer olarak belirtilen Kotyora’nın, Med ve Pers egemenliğinden sonra, Büyük İskender ve Roma dönemlerini de yaşadığı, fakat etnik yapısında önemli bir değişikliğin olmadığı vurgulanmıştır."