AKINCI DAVASINDA DÖRDÜNCÜ HAFTA TAMAMLANDI
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullanılan Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın dördüncü haftadaki duruşmaları tamamlandı. Kurban Bayramı nedeniyle ara verilen davada, duruşmalara 6-15 Eylül tarihlerinde sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Davanın 21 Ağustos'ta yapılan 15. duruşması, darbe girişimi tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugayı Komutan Vekili görevinde bulunan eski albay Ali Eraslan'ın savunmasıyla başladı.
Sanık Eraslan, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, darbe toplantılarına katılmadığını, hiçbir iletişim kanalından örgütle bağlantı kurmadığını savundu. Akıncı'da olayları yatıştırmaya çalıştığını savunan Eraslan, istenmeyen olaylar yaşanmaması için gayret gösterdiğini iddia etti.
Kışla önünde toplananların protesto yapmadığını, vatandaşların içeri girmeye çalıştığını ileri süren Eraslan'ın, "Akıncı kışlası önünde toplanan vatandaşlar arasında 'Gidip lojmanları yakalım.' diyen alkollü kişilerin bulunduğu, vatandaşların olduğu bölgeden ateş edildiği, kalabalık içindeki bazı art niyetli kişilerin askerlerin silahını almaya çalıştığı" yönündeki sözlerine müştekiler tepki gösterdi. Sanık Eraslan, Akıncı Üssü önünde toplanan vatandaşlar arasında provokatörler bulunduğunu savundu.
Akıncı Üssü önündeki vatandaşlardan 9'unu şehit etmekle suçlananlar arasında yer alan Eraslan, kimseye ateş etmediğini, ateş emri vermediğini, tam tersine ateş açılmasın diye çabaladığını öne sürerek, "Ateş eden birini bulmak kolay bir olaydır. İddianamede ateş eden personele ilişkin deliller yer almakta. İddia makamı benim ateş ettiğime dair somut delil olmadan şahsımı suçlamaktadır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, "Sizi Fetullah Gülen hakkında beyanda bulunmaktan sarfınazar ettiren nedir? Korkuyor musunuz?" sorusu üzerine sanık Eraslan, "Bu davanın bir numaralı sanığı Fetullah Gülen'dir, sorumlusu odur." dedi.
Kaçırmaya değil, korumaya gitmiş
Davanın 15. duruşması, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'yı alıkoymaya çalıştığı belirtilen sanık eski albay Fatih Yarımbaş'ın savunmasıyla tamamlandı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü telefonla arandığını ve Aksakallı'nın acil olarak kendisini yanına çağırdığının söylendiğini iddia eden Yarımbaş, ayrıca komutanlara yönelik bir tehdit söz konusu olduğunun bildirildiğini savundu. ÖKK harekat merkezini aradığını, bir karışıklık olduğunu teyit ettiğini ancak yeterli bilgi alamadığını ileri süren Yarımbaş, bunun üzerine Aksakallı'yı korumak için yanına personel aldığını ve Aksakallı'nın bulunduğu orduevine gittiği iddiasında bulundu.
Davanın 22 Ağustos Salı günü yapılan 16. duruşması sanık Fatih Yarımbaş'ın çapraz sorgusuyla başladı.
Sanık Yarımbaş, "Aksakallı'yı alsanız nereye götürecektiniz?" sorusunu "Ben de merak ediyorum.", "Televizyondan darbe olduğunu öğrenmediniz mi?" sorusunu da "Öğrenmedim. Sadece şehirdeki karışıklığı gördüm" şeklinde cevaplandırdı. Yarımbaş, cuntacı general Semih Terzi'nin cep telefonundaki, "Zekai'yi alamadılar. Fatih takipte." şeklindeki mesajın hatırlatılması üzerine "O Fatih ben olmak zorunda değilim." cevabını verdi.
Hakan Evrim'in savunması 2 gün sürdü
Yarımbaş'ın ardından aynı gün, davanın kilit isimlerinden eski Tuğgeneral Hakan Evrim'in savunması alındı. Darbe girişimi gecesi alıkonulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a, "Sizi kanaat önderimiz (Fetullah Gülen) ile görüştürebiliriz." dediği belirtilen eski 4. Ana Jet Üs Komutanı Hava Tuğgeneral Evrim, hakkındaki iddiaları reddetti. Evrim, darbe girişimini "son derece amatörce planlanmış, mantık dışı, TSK teamüllerine aykırı bir garabetler manzumesi" olarak nitelendirdi. Hakkındaki iddiaları reddeden Evrim'in savunmasına sık sık itiraz eden şehit ve gazi yakınları, Mahkeme Başkanının sessiz olmalarını istemesi üzerine, "Çok yalan söylüyor hakim bey, tahammül edemiyoruz" diyerek tepkilerini dile getirdi.
Sincan'daki duruşma salonunda 23 Ağustos Çarşamba günü yapılan davanın 17. duruşmasında, Hakan Evrim'in savunmasının alınmasına devam edildi.
Evrim, Genelkurmay Başkanına yönelik "Sizi, kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim." şeklinde bir ifadenin ağzından çıkmadığını iddiasını paylaştı. Akıncı Üssü'nün nizamiyesinde yaşanan olaylardan haberdar olmadığını öne süren Evrim, orada yaşananları, vatandaşların şehit olduğunu 15 Temmuz'dan aylar sonra basından öğrendiğini savundu.
Darbenin gerçek faillerinin cezalandırılmasını kendisinin de istediğini belirten Evrim, "Burada yargılananların tümünün olayı planlayan, örgüt üyesi olduğunu kabul eden ya da örgüt üyesi olan grupta olduğuna inanmıyorum. Suçsuz olduğum için vicdanen çok rahatım." değerlendirmesinde bulundu.
Evrim, darbenin kapalı kapılar ardında planlandığını, MİT ve devletin bazı birimlerinin darbe faaliyetlerinden haberdar olduğunu, aksi takdirde hızlı reaksiyon gösterilemeyeceğini iddia etti. Teşebbüsün çok büyük bir planın parçası olduğunu ifade eden Evrim, darbeyi planlayanların hedeflerine ulaşmak için Türk ordusunu zayıflatmak amacıyla bu girişimde bulunduklarını ileri sürdü.
Hakan Evrim, Akıncı Üssü'ndeyken kamera görüntülerinden elde edilen fotoğraflar gösterilerek sorulan soruları ise yanıtlayamadı. Bu fotoğrafların daha önce kendisine gönderilmediğini savunan Evrim, gösterilen kareler için kendisine benzediğini ancak görüntüleri alıp avukatıyla inceleme yaptıktan sonra cevap verebileceğini söyledi.
Küçük yaşlarda cemaate girdiği, örgüt üyesi olduğu yönündeki diğer sanık ifadelerini kabul etmeyen sanık Evrim, "Bunlar doğru değil, iftira." şeklinde konuştu.
Hakan Evrim'in çapraz sorgusu sırasında, sanık avukatları ile izleyiciler arasında çıkan gerginlik nedeniyle duruşmaya ara verilerek salon boşaltıldı. İzleyicilerden bazılarının ayağa kalkarak sanıklara pet şişe atması üzerine salonda bulunan kolluk güçleri, taraflar arasında barikat oluşturdu.
"Fetullah Gülen seninle birlikte yargılanıyor. Şu anki öğrendiğiniz bilgilere göre 'Fetullah Gülen terörist başıdır.' diyebiliyor musunuz?" sorusu üzerine Evrim, şunları kaydetti:
"Hala kendimi TSK'nın bir parçası hissediyorum. TSK'nın güzel bir özelliği var. Biz baştan bir prensip koyar sonuna kadar da öyle uygularız. Bizim için adam irticacıydı, hala irticacı. Bu mahkemenizin sonucunda, yüce mahkeme terörist derse benim için teröristtir. Ben Fetullah Gülen'i tanımam etmem. Baştan beri aynı çizgideyim. Benim için irticacı olması ve terörist olması arasında hiçbir fark yok."
Gergin geçen davanın 17'nci celsesi, Evrim'in çapraz sorgusuyla bitirildi.
Telsiz konuşmalarını inkar etti
Evrim'in sorgusuna, ertesi gün de devam edildi. Davanın, 24 Ağustos Perşembe günü yapılan 18. duruşmasında sanık Evrim'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından Akıncı'da harekat komutanı olarak görev yapan ve darbe faaliyetlerini organize ettiği belirtilen eski Albay Ahmet Özçetin'in savunması alındı.
Dava dosyasını ve ek klasörlerinin tamamını inceleyemediğini, aleyhine olan hususların hiçbirini kabul etmediğini söyleyen Özçetin, darbe girişimi sırasında Ankara'ya bomba yağdıran pilotlara emir vermediğini savundu.
TBMM'ye bomba atılması hususunda filo kameraları ile telsiz kayıtlarının birlikte değerlendirilmesi halinde bombalamadan 40 dakika önce filodan ayrıldığının ortaya çıkacağını öne süren Özçetin, uçakları önceden belirlenen hedeflere yönlendiren telsiz görüşmelerinin kendisine ait olmadığını iddia etti.
Özçetin, "Telsiz konuşmalarını hatırlamıyorum. Hatırladıklarımı sorgu aşamasında savcılara arz etmiştim. 'Cumhurbaşkanlığı uçağı geçti mi?' anonsu, daha önce 2 defa yaşadığımız uçaklar arası yakın geçişle ilgilidir. Darbeyle alakası yoktur. Üssümüzün uçaklarıyla cumhurbaşkanlığının uçağı arasında 2 kez yakın geçiş olmuştur. Bunun bir daha yaşanmaması için toplantı yapılmış, bir dizi tedbir alınmıştı. Yapılan görüşme de bu kapsamdadır. Diğer konuşmaların bana ait olup olmadığını bilmiyorum. Bana ait olsa bile hangi şartlarda gerçekleştiğini hatırlamıyorum. Böyle bir ortamda kimse konuşmasını serbest iradesiyle yapamaz. Tapelerle ilgili dosyada bilirkişi raporu var. Hava Kuvvetleri Komutanlığına hazırlatılmış. O bilirkişilerden biri mahrem imamlar davasının sanığı. Bu nedenle o konuşmaları kabul etmiyorum." şeklinde savunma yaptı.
Meclisi bombalayan pilot Hasan Hüseyin Balıkçı'nın ifadesinde "Akıncı Üssü'nün baş FETÖ'cüsü" dediği Özçetin, darbeci pilotlara Ankara'daki çeşitli noktaları bombalama emri verdiği konuşmaları hatırlamadığı iddiasında bulundu. Özçetin, "Konuşmaların bana ait olup olmadığını bilmiyorum. Bana ait olsa bile hangi şartlarda gerçekleştiğini hatırlamıyorum. Böyle bir ortamda kimse konuşmasını serbest iradesi ile yapamaz." ifadelerini kullandı.
Davanın dün yapılan 19. duruşması, Özçetin'in çapraz sorgusuyla başladı.
Duruşmada Avukat Mustafa Erkan Misafir, Polis Özel Harekat Dairesini bombalayan uçakların Özçetin'in talimatıyla kalktığını, uçaklara mühimmatların yine sanığın talimatıyla yüklendiğini ve sanığın, ailesi ve kendisinin tehdit altındayken bu talimatları verdiğini ifade ettiğini bildirdi. Misafir, sanığa "Kendinizin ve ailenizin can güvenliği için o polislerin ölümüne nasıl göz yumuyorsunuz? Mahşer günü eşinizle çocuğunuzla helalleşebilirdiniz ama o şehitlerle nasıl helalleşeceksiniz?" diye sordu. Özçetin ise "Bombalama talimatı vermedim, polislerin ölmesinden ben de çok üzüntü duydum." dedi.
Muhabir: Aylin Sırıklı-Ferdi Türkten
Özçetin'in şehitlerden "ölü" diye söz etmesi üzerine, bazı şehit yakınları, "Ölü değil, şehit diyeceksin, alçak, hain." diyerek tepki gösterdi.
Darbe davalarının sanıklarından Bilal Akyüz, Ali Eraslan, İsa Sancaklı, Veysel Kavak gibi isimlerin askeri liseden arkadaşı olduğunun belirtilmesi üzerine Özçetin, "Gerçeği açıklıyorum. 1987 yılında bu isimlerle oturduk, '2016 Temmuz 15'te darbe yapacağız.' dedik. Gerçek bu." diye konuştu.
Daha önceden arkadaş olduğu bu kişilerle darbe faaliyetinden yargılanmasının tesadüf olup olmadığı sorulan Özçetin, "Roma'yı da biz yaktık. Geçmişe gittik, Roma'yı yaktık, geri geldik." değerlendirmesinde bulundu. Bunun üzerine salondaki izleyiciler, sanığın ifadelerine tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray da "Böyle bir cevap usulü yok." diyerek sanığı uyardı.
Soruların birçoğuna "Savunmamda açıklamıştım." yanıtını vermekle yetinen Özçetin, müşteki avukatının FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in darbedeki rolünün ne olduğu yönündeki sorusu üzerine, "Yargılama sonunda çıkacaktır." diye konuştu.
Sanık avukatlarından Erhan Tokatlı'nın, darbe girişiminden bir gün önce üsse yabancı subayların gelip gelmediği, bu ziyaretlerin daha önce de gerçekleşip gerçekleşmediği sorusuna ise Özçetin, "Devlet sırrı niteliğinde bilgiler var, salon boşaltılırsa cevaplarım." yanıtını verdi.
Kurban Bayramı nedeniyle ara verilen davada, duruşmalara 6-15 Eylül arasında sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.