Babaannesinin mesleğini itiraf edince şaşkına çevirdi!

Murat Boz ile mutlu bir birlikteliği olan Aslı Enver, yeni yayına giren 'İstanbullu Gelin' dizisiyle adından söz ettirmeye devam edecek. İngiltere'de doğup büyüdüğü bilinen ve Türkiye'nin 'Kavak Yelleri' dizisiyle tanıdığı Aslı Enver, hayatının bilinmeyenlerini Hürriyet gazetesine anlattı.

AYRILIK İDDİALARINA YANIT

Geçtiğimiz hafta Murat Boz ile ayrıldığı iddiaları çıkan Enver, "Bir senedir birlikteyiz ve çok güzel bir şey yaşıyoruz. Biz de o sabah bu haberle uyandık. Önce gazeteye, sonra birbirimize baktık ve gülümsedik... İnsan, hakkında gerçek olmayan bir şey görünce biraz üzülüyor ama yapacak bir şey yok." açıklamasında bulundu.

Aslı Enver: Babamannem İngiliz Ordusuna Üniforma Dikiyordu!

12 yaşına kadar İngiltere'da yaşadığı belirten Aslı Enver, Türkiye serüveniyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Babam Kıbrıs Türk'ü. Babaannem Kıbrıs'ta olaylar patladığı dönemde İngiliz ordusuna üniformalar dikiyormuş. Sonra İngilizler onu İngiltere'ye davet etmiş. Altı çocuğuyla Londra'ya gitmiş. Anneme gelirsek; o İstanbul'da bir ailenin tek kızı... Okulu bitince dil öğrenmek için Londra'ya gidiyor. Ve orada babamla tanışıyorlar. Büyük bir aşk başlıyor. Sonra annem Türkiye'ye dönüyor. Nasıl âşık... Arabesk dinliyor; Ferdi Tayfur'lar, Orhan Gencebay'lar... Tabii babam da öyle. Sonunda babam dayanamayıp annemin yanına Türkiye'ye geliyor."

ANNE VE BABASININ EVLİLİĞİ KABUL GÖRMEDİ

"Babamın annemden önce bir evliliği ve o evlilikten de üç çocuğu olmuş. Dedem bu yüzden karşı çıkıyor evlenmelerine. Hatta düğüne bile gitmiyor. Annem ardından Londra'ya taşınıyor. Babam çok çalışıyor ve maddi olarak iyi duruma geliyorlar. Bu arada ben ve kardeşlerim dünyaya geliyoruz. Üç kardeşiz. Türkiye'ye dönme sebebimiz eğitim ve aidiyet duygusu... Babam iş için gelip giderken bir süre sonra mesafeler sorun yaratıyor ve boşanıyorlar. Ben annemle yaşıyorum."

"GELDİĞİMDE TÜRKÇE OKUMA-YAZMAM YOKTU"

"Bu değişim başlarda çok zorluyordu. 12 yaşımdaydım. Bir geldik, ben hiçbir şey bilmiyorum. Türkçe okuma-yazmam yok. Ne yapsak diye düşünürken annem beni Müjdat Gezen'in okuluna yazdırmaya karar veriyor. Oradaki çocukların hepsini kendime yakın hissettiğimi hatırlıyorum. Bir hafta sonra başka bir şey yapmak istemediğimi biliyordum."

(Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz)