Keşke bu soruya evet cevabı verebilse idim. Bir kişinin veya bir kurumun kötü gidişat üzerine veya ummadıkları kötü bir netice almaları halinde bir tesbitte bulunup şurada bir hatamız oldu bunu telafi edelim demesi ve bu hatasını gidermesi için önce hatasını doğru tesbit etmesi lazım gelir. Hiç ummadıkları bir hataları var ise veya kendilerine önder ve akıl hocaları tuttukları kişiler onlara bu hataları işletiyor iseler, mesele baştan yanlış teşhis edileceğinden tedavide netice vermeyecektir. Bu tıp doktorunun teşhisi tam yapamaması halinde hastasının ölmesi veya daha çok hasta olmasına sebeb olması gibi teşhisin nerede ise tedavinin yarısından fazlasına tekabül ettiğini gösterir.

       On üç yıldır yapılan seçimlerde önde giden bir partinin kendisine ördüğü kibir duvarına çarpması işte aynı böyle bir şeydir. Ak parti milli ve muhafazakar olduğu iddiasında olan bir parti olmasına rağmen Türkiyenin en mühim meselesi olan bölücülük meselesinde bu işe yıllarını vermiş bir çok ilim ve gönül adamını bir kenara bırakıp, hayatları boyunca hiçbir meselede olmayan, sol fraksiyonların borazanlığını yapan, aziz Türk milletine sol elde çatal sağ elde bıçak diyerek yemek yemeyi öğretecek kadar kendisini mensubu olduğunu iddia ettiği Türk milletinden üstün kabul eden veya nerede bir islam  ve Türk düşmanı var ise onunla yatıp kalkan ve güya Müslüman kimlikli görünüp bölücü örgüte bu hususta nal toplatan gizli bölücüler ve açık bir şekilde nerede bir düşmanımız var ise onlarla her mahfilde bir araya gelen ve Tük milletini sosyalist internasyonel partilerinde ele güne şikayet eden adam ve kadın müsveddelerini akil adam diye şehir şehir gezdirenler,  daha bu güne kadar bu konuda hata yaptık demediler. Bu yaptıkları Müslümanlık iddiasında hiç kimseyi kendine layık ve eş görmeyen fethullah hoca camiasının yaptıklarına benzedi. O camiada zaman gazetesine nerede bir din ve millet düşmanı var ise yazar diye aldı ve bu insanların hezeyanlarını ilmi bir makale diye pırıl pırıl Müslümanlara okuttular. Abant toplantıları ile islam düşmanlarının ve bölücülerin fikirlerini kayda geçirip mensuplarını aldattılar. Bu yazarlardan etyen mahcupyan denilen ve hiç bir zaman yaptığı işlerde mahcup olmayan birisini Allahın takdirine bakın ki akp kendine rehber ve danışman yaparak cemaatla birlikte aynı hatayı işlemiş oldular ve bu hususta yapılan ikazlarada kulaklarını tıkadılar. Aynı gazete gene şairliği sadece Avrupalı güya dostlarımız! ve kendi yandaşlarınca menkul bulunan Bejen Matur isimli kadının yazılarını gazetelerinde yayımlayarak Müslümanları manevi olarak incittiler. Bu yazarın Allah hakkında yazdığı şiirler ve bir erkek olarak ağzımıza almaya utanacağımız cümleler dolu şiirlerini bu cemaatın önde gelenlerine okuduğumda biz bunları bilmiyorduk deselerde, gönüllerini ve kalplerini teslim ettiklerinden bütün bunlara gözlerini ve kulaklarını kapadılar. Akp de kurulduğundan bu yana Müslüman görünüşlü ve saadet partisinden bu yana bu hareket içinde yer alan ve bölücülüğün pkk versiyonunun dindar kılıflı olanlarını içinde barındırdığı gibi bu adamların bir kısmını bakan yaptı ve aradan geçen zaman içinde bunların bütün tavsiyelerini emir telakki edip bizim gibi aslen doğu ve güneydoğudan olup bu insanların kanını ve ciğerini bilenlerin sözlerini kaale almayarak şimdi ise ihanetleri karşısında dut yemiş bülbüle dönmüşlerdir. Şimdi diyeceksiniz ki artık kürt kardeşlerimiz söyleminin ve kendinden bu söylem ile ayırdığın bu insanların aslen Türkmen olduğunu bağıran bizleri dinlemeyip, biz asimilasyonu kaldırdık, durdurduk gibi saçma sözleri hala söylemeye devam etmeleri akp ve yöneticilerinin bu milletin aslisini kaale almayıp, her şartta her düşmanla bir araya gelebilen bu insanları kendine klavuz etmeye devam etmeleri hiçbir ders almadıklarını göstermektedir. Geçenlerde bir televizyon kanalında eski adalet bakanı konuşmasında biz doğu ve güneydoğuda kürt oylarının büyük çoğunluğunu aldık. Pkk dan ve onun partisi kabul edilen hdp den daha çok oy aldık dediğini işittim ve gördüm. Doğu ve güneydoğunun tamamını kürt kabul eden bu zihniyet ve bu kafa akp nin adam olmaya niyetinin olmadığını göstermektedir. Bu adamlara göre doğu ve güneydoğumuz tamamen kürt ve akp oy verenler iyi kürt, hdp ye oy verenler kötü kürt. Yahu biz Türkistandan uçaklar ilemi anadolunun batısına geldik. Bundan bin ikiyüz sene önce doğu ve güneydoğuda kurulan beyliklerin tamamı Türkmen ve kıpçak beylikleri iken bu kürt kardeşlerimiz dediğiniz insanlar nerede idiler. Nüfusa ve güce dayanan bu beylikler kurulur iken nüfusları ve güçleri nerede idi. Yoktular çünkü zaman içinde karma bir dil konuşan Türkmenler ile çoğalıp bir nüfus olmaya başladılar. Bu gün akp nin Türkmenleri hesaba katmaması, hem memleketimiz içinde devletin yanında olan bu insanları pkk ya doğru itmiş. Hem ırak ve suriye de sahip çıkılmadığı için silahsız ve güçsüz olduklarından bizim aleyhimize dönen dolaplara daha orada iken su dökecek dost bir elden mahrum olmuşuzdur. Hala Türkmenlere sahip çıkılarak bu bölücü fitne söndürülecek olmasına rağmen görüyoruzki doğulusu ve batılısı ile bütün akp yönetimi aynı hatayı işlemeye devam etmektedir. Buna ana muhalefet geçinen mhp yönetiminin çaresinin olmaması, chp nin hdp yi doğuran ve besleyen parti olması da eklenince işin içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Şanlı urfada yüzde onlarda olan oylar bu seçimde devamlı herkese kürt kardeşlerim diyen bir cumhurbaşkanı ve başbakan ve bakanları sayesinde başta Karakeçililer olmak üzere ciddiye alınmayan Türkmenlerin de hdp ye oy vermelerine sebeb oldu. Rahmetli Enver Akıl ağabey bir sohbette bana demiştiki. Abdulbaki bey Türkmen dahi olsa bu aşiret mensupları güçlü devleti severler. Enver ağabey mhp siverek ilçe başkanlığı yapmış bir yiğit vatan evladı idi. Fakat devlet pkk dan güç olarak geride kalır ve bu insanları bu örgütün insafına terk eder ise bu insanlar başlarında bela olan bu örgüte meyl ederler demişti. Tamda dediği gibi oldu. Maraş millet vekili sayın Reyhanlıoğlu bu günkü gazetelerde okuduğum konuşmasında son seçimden milletin ne dediğini anladık dersimizi aldık demiş. Hiç zan etmiyorum. Şimdi bu hanım efendiye urfayı, muşu ve vanı sorun oranın tamamı kürt veya arap olmaz ise ermeni veya Süryani  dir  der. Oysa aynı yanlış fikirler ve yönetilmeler ile istanbulda oturanların maraşlılara da kürt dediğini bilmesine rağmen. Herkes kendi doğusuna kürt diyerek, her Karadenizliye laz, her Rumeli göçmenine Arnavut , her güneyimizde bulunan insanlarımıza arap diyerek bu hadiseye su yerinebenzin dökmektedirler. Defaatla, bazı milletvekillerine doğunun bu meselesinde nerede ise kırk yıldır çalıştığımızı ve bizden önce bu meseleler ile ilgilenen bir çok aklıselim sahibi ilim ve gönül adamlarının olduğunu ve kendilerine hayat olarak daha yakın olan bu insanları muhatap almalarını söylememize rağmen nerede bir eski kömünist, yeni ulusalcı ve nerede bir çıplak filmler çeviren artist ve bölücü oyuncular ve güya yazarlar var ise onları akildane olarak seçtiler. Diğer partilerden bu işe karşı çıkanları ise particilik yapıyorlar diye dinlemediler dahi. Şimdi geldiğimiz bu günde suruçta bir araya gelen yüzlerce genç suriyede  ve ırakta hem bize hemde kendilerince kendi devletlerini kurmak için savaşmaya gitmektedirler. Biz devlet olarak kendimizi savunacak ordumuzun bir askerini dahi oraya gönderemiyor iken bu pervasızlık bu insanlara nereden gelmiştir, kim bu cesareti onlara vermiştir iyi düşünmek gerekmektedir. Bu pervasızlık ta en önde ise Demirtaş denen şımarık ve kendini dev aynasında gören kürt  kardeşimiz de devlet bizi savunamıyor ve biz kendi güvenlik güçlerimizi kurmak zorundayız diyerek gelinen son noktayı göstermektedir. Aslında bu silahlı güç devletimizin silahlı güçlerini pasifize ederek bizzat akp nin kendi içindeki ajanlarınca uyutulmasından ve devlet denen kurumun çürütülmesinden cesaret alınarak teşkil edilmiştir. Bu cesaret  bu hainlere o kadar verilmiştir ki artık her lafı her ortamda söylemekteler ve hala hükümet sadece seyretmektedir. Şimdi seçim olsa inanın doğudan daha az oy alacaklardır. Çünkü bütün sandıklarda tek oy ve tek imza ve tamamen hiçbir oy kaybı olmadan bütün dünyanın gözleri önünde aziz Türk milleti ve devleti ile alay edilmiştir ve bunlar sanki hükümet değilde muhalefetmiş gibi şikayet etmekteler ve ellerindeki hiçbir zaman kullanmadıkları devlet erkinden habersiz gibi davranmaktadırlar. Başkaları hükümetmiş te onlar bu yapılan kanunsuzluğu gidermeli imiş gibi yapmaktadırlar.

    Bütün bunlar yetmezmiş gibi bu örgütünyaptığı bütün menfur hadiseler örtbas edilmeye çalışılıyor ve inanın bu kadar körlük artık hayat hakkımızı elimizden alacak raddeye gelmiştir. Fitneyi küçük iken söndürmeyenlerin sayesinde, sonunda fitne ateşinde hem kendileri ve hemdemillet yanacaktır. Bunun vebalini taşımak ise gerçekten zordur. Akp yi şimdiye kadar ermeni ve bölücülük meselelerinde ve Kıbrıs görüşmelerindeki yanlışlarından dönmeye ve gerçekten aziz Türk milleti için herşeyini verecek namuslu insanlara danışmalarını tavsiye ediyoruz. İşte ancak o zaman milletin verdiği dersten pay almışlardır diyebiliriz. Aksi halde veyl halimize. Rabbim bizi akılsız yöneticilerden ve akıllı düşmanlardan korusun. Vesselam.