7 Ocak 2019 tarihli “Esad’sız Suriye mi Esad lı Suriye mi? Konulu yazımda; Trump Suriye’den çekilme kararı aldığını, ancak bu kararın uygulanabilirliğine değinmiştim. İsrail, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın, ABD’nin Suriye’den çekilmesi kararına tepki göstermişti. Ayrıca Trump’ınKendi ülkesindeki güçlerle hesaplaşması nedeniyle bu çekilme mümkün olmamıştı. Şimdi 2025’ te koltuğuna oturacak Trump yine Suriye’den çekileceğini ifade etmektedir.

23 Ocak 2019 tarihli “Münbiç’e Harekat, Türkiye Garantör Ülke” konulu yazımda; Türkiye muhakkak Münbiç’e girmeli ve eli sağlam olmalı, girdikten sonra da Suriyeli mülteciler buralara yerleştirilmelidir ve Kuzey Fırat için Türkiye garantör ülke olmalı görüşümü savunmuştum.

Bu yazımdan bir gün sonra Reisimiz;”Münbiç teröristlerden arındırılmalı, ABD askerleri çekilmeyi tamamlamalı yoksa Suriye için planımız var” açıklamasında bulundu. Graham ile görüşmeler yapıldı ve ortaya daha önce Obama zamanında gündeme, Türkiye sınırında 30 km. lik “Güvenli Bölge” nin oluşturulması getirildi.

Yukarıdaki bahse konu yazımda; Güvenlik Koridoru yerine Garantör Türkiye şartlarının oluşturulması daha faydalı olacağını, bu alanda Türkiye’nin üs kurmasının yerinde olacağını, hatta Irak ve Suriye’nin Deyrizor’dan Petrol-doğalgaz boru hatlarının Akdeniz’e üs kurma karşılığında geçirilebileceği önerilerinde bulunmuştum.

Aralık 2024 yılında Türkiye iyi bir fırsat yakaladı. İsrail Lübnan ile ateşkes imzalaması, Trump’ın seçimi kazanması ve Suriye’den askerlerimizi çekeceğiz beyanı, Rusya’nın Ukrayna karşısında zora düşmesi, İran ve Hizbullah’ın İsrail karşısında hezimete uğraması, Esad’ın sonunun görülmesi neticesinde Türkiye’nin ÖSO-SMO-HTŞ ile koordineli bir şekilde Suriye’de başarılı operasyonlara girmesi dünyayı şaşırttı. Suriye halkının artık Esad yönetiminden bıktığı, PKK-YPG terör örgütlerinin zulümlerinden çok çektiği, Hizbullah’ın da Sünnilere olmadık işkenceler yaptığı nedeniyle halk operasyonlara katılan birliklere destek vermiştir.

Kısa zamanda neredeyse fazla bir çarpışma olmadan Suriye’nin özgürlüğe kavuşturulması mümkün oldu. Halk heyecan içerisinde kutlamalar yapmakta, mültecilerin bir kısmı dönmekte, geçici yönetimin kurulması, belediye hizmetlerin gönüllü yapılması, hapishanelerin boşaltılması, Rusya askerlerinin çekilmesi, Pkk-Ypg terör örgütlerinin hezimete uğraması, Esad’ın Rusya’ya kaçmasının arkasında Türkiye’nin açık bir desteği olduğu görülmektedir. Başarılı harekatla birlikte Türkiye, bölünmeyen özgür bir Suriye’nin kurulması için her türlü desteğin verileceğini açıklamıştır. Türkiye tarafından terör örgütlerinin çekilmesi, terörden arındırılmış bir Suriye, halkın istediği bir yönetimin kurulması, isteyen mültecilerin geri dönmesi ve Suriye’nin güvenliği ve imarı esas alınmaktadır.

Diğer taraftan İsrail Golan tepesini ve civarını işgal etmiş, önemli mühimmat depolarını bombalamış, ara sırada Şam’ı havadan bombalayarak güç gösterisinde bulunmaktadır. Henüz geçici Suriye hükümetinden İsrail’e bir cevap verilmemiş, ancak Türkiye İsrail’i NATO’ya ve BM e şikayet etmiştir. İsrail basını; Suriye’de güçlü bir devlet olan Türkiye ile komşu olduk, artık karşımızda Türkiye olacak diye endişelerini dile getirmektedirler.

Yeni kurulacak Suriye üzerinde bir takım endişeler ve beklentiler bulunmaktadır. ABD teröre desteğini sürdürecek mi? Yoksa terör örgütlerini lağvedip HTŞ lideri ile mi anlaşacak? İran ve Rusya’nın Suriye’den bir beklentileri var mı? İsrail güçlü bir Suriye istemez, saldırısı ne kadar devam edecek? Avrupa yeni Suriye’yi tanıyacak mı menfaatleri olacak mı?

Türkiye Suriye fatihi gibi görülürken, yeni ufuklar açılacak mı? İslam dünyası Türkiye’den yeni hamleler beklemektedir. Dünyanın gözü Türkiye’de. Allahu alem beklenen gelmekte!