M.Fatih ERDOĞAN
ALLAH İSTERSE
Kahramanmaraş merkez ilçeleri 14 Ocak 2021 Perşembe günü yağan karla beyaza bürünmüştü. Yediden yetmişe tüm Kahramanmaraşlılar mutlu olmuştu. Aynı mutluluk Ocak ayının son günü tekrar yaşandı. Yazdan kalma bir günün ardından 30 Ocak Cumartesi gecesi hava aniden kapandı, gök kızıla boyandı ve saatler 11,00’i gösterirken kar (rahmet) yağmaya başladı…
Gece boyunca aralıklarla yağan kar, 31 Ocak Pazar günü saat 09.00’a kadar devam etti. Kahramanmaraş; ‘beyaz bir gelinlik giymiş’ prensese çevrildi. İnsanlar sabahın ilk saatlerinde çocuklarını alarak sevinçle evlerinden dışarı fırladılar. Çocuklarıyla kardan adam yaptılar, kartopu oynadılar, kızak kaydılar…
Rahmetli babam aklımızın almadığı halleri açıklarken; ‘Allah isterse ol der, hemen olur’ derdi. Canım Kızım Huriye’nin; ‘baba güneşli bir günün gecesinde kar nasıl yağar? Kar yağarken gök nasıl gürler? Şimşek nasıl çakar, ortalık gündüz gibi nasıl aydınlanır?’ sorunu babam gibi cevapladım. ‘Allah isterse bir yandan kar yağar bir yandan gök gürler bir yandan şimşekler çakar ve ortalık gündüz gibi aydınlanır.’ Allah ne isterse o olur elbet. Aksini düşünmek kimin haddine…
Boğaziçi Üniversitesinde Üç Beş Çakal
Boğaziçi Üniversitesi rektörünün görev süresinin sona erecek olması nedeniyle bu üniversiteye 02 Ocak 2021 tarihinde başvuruda bulunan adaylar arasından Prof. Dr. Melih Bulu Hoca Rektör olarak atanmıştı. Bu atamanın ardından üniversiteye çomaklar sokuldu ve öğrenciler kışkırtılarak çeşitli gösteriler yaptırıldı ve yeni atanan rektörü istemedikleri söylettirildi.
Birkaç gün önce öğrenci olduğu söylenen birkaç çakal tarafından üniversitenin önünde sözde bir resim sergisi açılır. Resimlerin biri hariç hepsi sehpalara ve şövalelere konulur. Bir resim ise yere serilir. Yere serilen resim; ‘Müslümanların kutsal mabedi Kabe-i Şerif’in resmidir.’ Dedelerimize Mekke’den veya Medine’den bir mektup bir yazılı kâğıt gelse o beldelere saygılarından ayakta okurlarmış o mektubu. Böyle bir anlayışın hakim olduğu bu topraklarda bu alçaklığı yapanlar bu milletin evladı olamazlar. Bu hainlerce oynanmak istenen oyun da yeni bir oyun değildir…
Daha önce Maraş olaylarında, Sivas’ta, Çorum’da ve Gezi olaylarında yapılmak istenenle Boğaziçi Üniversitesinde yapılmak istenen elbette aynıdır. Amaç; suçsuz ve günahsız insanların kutsallarına saldırarak olaylar çıkarmak, halkın arasında kin, nefret ve düşmanlık yaratmaktır. Bu alçakça davranışı şiddetle kınamalıyız. Ben kınıyorum.
Bu kana susamış üç beş çakala devletimizin kahraman polisi tarafından hak ettikleri had ve ders elbet verilmiş ve verilmeye devam edecektir. Ama ‘üç beş çakaldan ne çıkar’ deyip geçmemeliyiz. Boğaziçi Üniversitesinde okuyan öğrenci kardeşlerimiz anne ve babaları ve vatanperver herkes tarafından sık sık uyarılmalı, bilinçlendirilmeli ve bu çakallara yem olmaktan kurtarılmalıdır. Böylece yazının sonuna geldik. Finali ‘İbrahim Sayar’a’ ait bir şiirle yapalım mı? Hemen yapalım:Formun Altı
Her Şey O’ndan
Dil ne bilir şekeri, şerbeti.
Aldığın lezzeti baldan mı sandın?
Ne arı, ne de ağaç verir nimeti.
Elmayı, narı daldan mı sandın?
Baharı gönderir al gelin gibi.
Bir hazine ki görünmez dibi.
O Cemildir; cemal prensibi.
Güzeli yeşilden, aldan mı sandın?
Taktirden öte muradın olmaz.
Çok istesen de inadın olmaz.
O uçurursa kanadın olmaz.
Uçmayı kuştan, kartaldan mı sandın?
O’nun emriyle göktedir varlıklar.
O’nun emriyle yerde kalabalıklar.
O dilerse kavağa çıkar balıklar.
Şu düzenli hayatı faldan mı sandın?
Gördüğün, göremediğin göz O’nun
Bildiğin, bilemediğin öz O’nun
Dediğin, diyemediğin söz O’nun
Kelamı dudaktan, dilden mi sandın?
O dilerse azlar çok olur.
O dilerse varlar yok olur.
O dilerse açlar tok olur.
Tokluğu paradan puldan mı sandın?
Kâh gülersin, kâh dil-hunsun* gözyaşına.
Gün olur tuz bulamazsın aşına.
Dün, bugün ne geldiyse başına
Eden O’dur, eyleyen O; kuldan mı sandın?
Ateşini söndürdün suyunda kaldın.
Sütünü içtin de koyunda kaldın.
Bir ömür yaşadın oyunda kaldın.
Dünyayı evlattan, maldan mı sandın?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.