Güngör Yavuzaslan
Bağdat İlk Önce Kandil’e Baksın
Türk askerine tepki gösteren Irak, 1998 yılından beri Kandil'de bulunan PKK'yı neden ulusal güvenlik meselesi yapmıyor ? İzin mi aldılar Bağdat’dan? Yıllarca ülkelerini işgal eden ABD-İNGİLİZ askerleri onlara Tanrı’nın bir lütfu muydu? TSK personeli ülkesini koruyamayan ve IŞID çetelerine kaptıran Irak Savunma Bakanlığının istemesi üzerine Irak topraklarında bulunuyor. Bugüne kadar Mehmetçik 6 bin Iraklıya eğitim verdi. Türkiye her zaman Irak toprak bütünlüğünü savunan bir ülke oldu. İran, Körfez Ülkeleri, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün hep Irak içinde farklı guruplardan yana çalışmalarda bulundular. İran bölgede oluşturmak istediği Şii hattı için Irak’ı ilk basamak olarak kullandı. Bugün Bağdat’da ve zayıflamış Irak ordusunda yüzlerce İranlı danışman var. Ülke fiili olarak 3’e bölünmüş durumda. Sözde federatif bir yapıya sahip olan Irak, Bölgesel Kürt Yönetimine söz geçiremiyor. Irak’ta Cumhurbaşkanı Kürtlerden, Başbakan Şiilerden olurken Meclis Başkanı Sunni Araplardan oluyor. Cumhurbaşkanı Fuad Masum, Başbakan Haydar Cevad Kadim El Abadi, Meclis Başkanı , Irak Meclis Başkanı Selim el-Cuburi'dir. Irak’ta seçimler listeler ve ittifaklar üzerinden yapılmaktadır. Seçmen liste şeklindeki adaylara numaralarına oy vermektedir. En son 30 Nisan 2014’te yapılan seçimler öncesi dönemin Irak Meclisi Başkanı Usame Nuceyfi’nin, ‘seçimlerin adil şekilde gerçekleştirilmemesinin ülkenin bölünmesine yol açacağı’ şeklindeki açıklaması ile bugünkü bölünmüş Irak yapısı örtüşmektedir. Nisan 2014 seçimlerinden önce Irak’ta, Şii en önemli isimlerinden Mukteda Sadr siyasetten çekilmesi ve Anbar olaylarından sonra 44 Sünni vekil parlamentodan istifa etmesi ile 2012’de Türkiye’ye sığınan Tarık Haşimi’nin pasifize olması dikkat çeken gelişmelerdendir. Eski Başbakan İyad Allavi ise vaktinin büyük kısmını yurtdışında gerçirmekte. Saddam sonrası Irak siyasetinde halkın beklentilerine cevap verebilecek ve hayal kırıklığına uğratmayacak yeni bir şeyler söyleyecek karizmatik bir lider ortaya çıkmadı. Bağdat siyasetin temel aktörü, yıllardır hep “tek adam” olan Saddam ve sonrasında gelen isimler olmuştur. Allavi, Malik ya da İbadi.Ve Irak’ın durumu ortada. Ülkede DEAŞ yanı sıra El Kaide ve benzeri unsurların Irak’ın genelinde güçlenme ivmesi yakalaması bölgede yeni terör örgütlerinin temelini attı. Bugün dünya DEAŞ’ı konuşurken Irak’ta El Kaide tüm hücreleri ile ayakta. Ülkenin ikinci büyük kentini bir gecede bir terör örgütüne teslim eden Irak Ordusu artık milis yapılanmasının daha ağır olduğu bir yapıya büründü. İran ya da Tahran yönetiminin başka ülkelerden getirdiği Şii Gönüllüler DAEŞ’la mücadelede en öndeler.
Türkiye Bölgede Hep Vardı
Saddam sonrası bölünmeye giden ülkede siyasilerin aksine halkta büyük bir Türkiye sevgisi var. Hastaların tedavisinden çatışmalardan kaçanlara kadar Türkiye hep güvenli bir liman oldu. Başka ülkelerin aksine Anadolu Halepçe örneğinde olduğu gibi hep mazlumlara kucağını açtı. Kerkük başta olmak üzere ülkedeki Türkmen varlığı Ankara’nın hep gündeminde oldu. Türkmenler yüksek anavatan sevgilerinin bedelini bazen canları ile ödediler. Rusya ve İran gibi ülkeler Türkiye’ye karşı Bağdat yönetimini kışkırtsa da Irak’ın geleceği ve güvenliği için olmazsa olmaz Türkiye’dir. Yaraları saran, insani yardım yapan, ortadan kaldırılmaya çalışılan orduyu eğiten bir Türkiye ve paramparça bir Irak isteyen diğerleri. Musul yakınlarında Mehmetçiğin ne işi var diyenler Kandil’deki eşkıya yuvası ile DEAŞ çetelerine baksın. Musul’un mezar taşlarında bizim atalarımızın adı yazıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.