Serapa şair… Serapa şiirde kelimelerin akrobasi ustası… Hem de müseccel marka.
Aşkı, sevdayı, yaşamı, güzelliği, vefayı, dostluğu, duygusallığı, gelenekçilik ve yenilikçiliği ve kısaca sosyal muhtevayı şahsında temerküz eden umur görmüş bir kişilik.
Ona, “şiir atölyesi” denilse yeridir. Veya “şiir bedesteni…” Tezgâhında her türlü şiirin ilmiği atılır ve her tonda desen desen şiir dokunur.
Bazen şahikalardan beyaz kartallar uçurur gökyüzüne doğru keskin bakışlarla... Bazen ak gerdanlı munis bir güvercin olur saçaklarda.
Bazen bozkurt olur çakmak çakmak yanar gözleri, gecenin ayazında. Bazen gem vurulmaz küheylan olur, depara kalktığında…
Bazen doruklarda dolunay olur, ağar ala şafakların koynuna. Bazen göz kırpan bir yıldız olur, kayar boşluğun derinliğine…
Bazen tevekkülcü ve teslimiyetçi bir derviş olur Yunusleyin… Bazen de çatalbaşlı Zülfikar olur, yalımlıca…
Ezcümle Anadolu’muzun ve yaşadığı çağın alperenlerindendir o.
Dil düğümlenmesine rastlanılmaz dizelerinde. Akışkandır billurumsu kıvamda. Armoniyaldir ve aromalıdır her mısrası. Dahası her dem tazedir okunduğunda…
“Ihlamurlar çiçek açtığı zaman”a taalluk eder, çoğu “dem-i vuslat”ı… “Çamlı bel de Koç Köroğlu, Salavan’da ben” derken, kuşanır pusatını… “Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk” betimlemesiyle de kardelenlere nazire yapmaktadır bir bakıma…
Çeşitli dillere çevrilen çeşnili şiirleri, Urumçi’den Tunus’a; Azerbaycan’dan Uganda’ya değin terennüm edilmektedir.
Gidimli gelimli dünyada, yaşının üstünde fark atmayı bilmiştir yaşıtlarına. Zannedersem azığı belindedir ve hazırlılklıdır “ukba”ya…
Hoş kelam, hoş sohbet edildiği vakitler; haki renginde ve yüz hatlarında gülücükler savrulduğunun tanığıyım umumiyetle.
Sevdası şiir olan koca ustaya, hayırlı ve bereketli bir ömür diliyorum, ömrümce…
Sağlık ve afiyet üzere olsunlar daima.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.