Sevinmeyi dahî beceremiyoruz!

Yüzümüze gözümüze bulaştırıp; sevinelim derken sonunda yine üzülüyoruz. “Görgüsüzlük”te “abartı”da üstümüze yok.

***

Yine beceremedik ve askere uğurlama sırasında kan akıttık. Otogarda aşırı kalabalıktan dolayı iki grup arasında çıkan kavgada, birisi ağır olmak üzere üç kişi bıçakla yaralandı, iyi mi!..

İstanbul’da askere uğurlama konvoyundaki, babasının kullanıdığı minibüsün camından sarkan genç bir kız, minibüsün yan yatması sonucu altında kalarak maalesef can verdi.

Hafızalarınızı yoklarsanız, yine geçtiğimiz yıllarda Kahramanmaraş’ta askere uğurlama sırasında, otogardan otobüsü otomabille tâkip etmek isteyen üç gencimizden ikisi, Kılavuzlu Köprüsü çıkışında kaza yapmaları sonucu, ömürlerinin baharında ölmüşlerdi.

Ve basına yansımayan yüzlerce yaralanmalı ve maddî hasarlı kaza…

Ve kavgalar… olumsuzluklar.

***

Yine askere alma dönemi, yine curcuna.

Baştan söyleyeyim sözlerim kesinlikle “genel”i kapsamamaktadır. Yâni kendi halinde efendice, konvoy da yapsa, davul-zurna da çaldırsa, “aşırı”ya kaçmadan, kimseyi rahatsız etmeden askerliğine giden kardeşlerimize söyleyecek bir sözüm olamaz.

“Su çukurunu bulur” derler ya büyüklerimiz. İşte benimki de öyle, yazdıklarım gider gideceği yere!

***

“Askere uğurlama” adı altında yapılan edepsizliklere, terbiyesizliklere, densizliklere, ukâlalıklara bir bakarmısınız.

Gençler, askere gidecekler diye ortalığı yakıp yıkıyorlar. Vatandaşta ne rahat bırakıyorlar ne huzur. Sokaklar, caddeler davul-zurna ve korna seslerinden inliyor.

Günün, gecenin olur olmaz herhangi bir saatinde bir korna sesi, bir bağırış, bir çağırış, bir curcuna…

“Yav ne bu” diye bakıyorsunuz… “Haa falanca askere gidiyor.”

(…)

***

Bitti mi, bitmedi tabî:

Caddelerde, sokaklarda yüksek volümlü müzikler çalan, arkası yazıdan görünmeyen, trafik kurallarını alt üst ederek fink atan arabalar...

Konvoy halinde giderken anîden yol ortasında durup, “babasının tapulu arâzisiymiş gibi” yolu trafiğe kapatatan “hadsiz”ler!..

Araçlardan sarkarak hayatlarını tehlikeye atan ve bir şey yaptığını zanneden görgüsüzler!..

Yolda makaslar yaparak diğer sürücülerin ve yolcuların hayatlarını tehlikeye atan zibidiler...

Ambulansların bile geçmesine engel olan; aldırış etmeyen vurdumduymazlar.

Otogarlara doluşan ve izdihama neden olan lüzumlu lüzumsuz insanlar…

Hepsi asker uğurlamaları sırasında yaşanıyor.

***

Git arkadaşım...

Git aslanım…

Git tosunum…

Git güle güle, hayırlısı ile vatan görevini yap; Allah’ın (cc) izni ile sağ sâlîm ailene geri kavuş.  Ama giderken lütfen milleti canından bıktırmadan git. Ortalığı yıkmadan edebinle, terbiyenle git.

Adam gibi git. Delikanlı gibi git. Aslanlar gibi git.

Tavuğun bir yumurta çıkaracak diye ortalığı velveleye verdiği gibi etme.

***

Bütün bunları görüpte eski valimiz Sayın İlhan Atış’ı hatırlamamak elde mi?

Bir zamanlar 12 Şubat Kurtuluş Bayramı etkinliklerinde havaya silahlar atılırdı. Zamânın Valisi İlhan Atış yasakladı. İyi de etti. Hem milletin kafası şişmiyor; hem havada seseri kurşunlar fızıldamıyor artık. Keşke şimdiki valimiz Sayın Mehmet Niyazi Tanılır da şu asker konvoylarına bir el atsa...

***

Eskiden bizde büyüklerimizi askere gönderirdik. Köyden köy minibüsüne bindirirdik; aa, birde bakmışızk  izne gelmişler. Otogardı, eğlenceydi, konvoydu, davuldu zurnaydı hak getire.

Şimdi diyeceksiniz ki: “Yav hangi çağda yaşıyoruz?” Valla bir şey diyeyim mi. “Şu gün”de bile yine aynı şekilde askere giden çook kardeşimiz var. Hem abartının, densizliğin, terbiyesizliğin çağ ile teknoloji ile falanda ilgisi olduğunu zannetmiyorum. Konvoyda yapın eğlencede..

Ama adam gibi. Ölçülü, sınırlı, kimseyi rahatsız etmeden.

“Zibidi” gibi değil!!

***

İşin birde “Ayran bulamaz içmeye limuzunla  gider ...çmaya” kısmı var ama neyse.

Yeter bu kadar. Tabî anlayana…

Saygıyla kalın.