BİR TARAFTAN VİRÜS DİĞER TARAFTAN..

Aynı geminin yolcusu ama farklılıkları olan insanlar olarak bir çok önemli meselede 180 derece açı ile ayrışmamızı bir türlü anlamlandıramıyorum. Ak ve kara dışında  onlarca farklı renk tonunun varlığını niçin ön kabul olarak değerlendirmeye alamıyoruz?

Niçin ve nedenlere takılarak meseleyi dağıtmak yerine birlik ve bütünlüğümüzü ilgilendiren önemli meselelerde farklılıklarımızın üstesinden gelmemiz gerkliliğine göre hareket etmeye çalışalım.

Mesela covid-19, tüm dünyaya ayağınızı denk alın  ben kalıcıyım dercesine insanlara acımasızca , sinsice saldırarak maddi manevi tahribatlara sebep olurken ,buna  karşı nasıl mücadele edilir noktasında ayrışmamalıyız .Öküz altında buzağı arayıp, bulanık sularda balık avına çıkmadan kendimizden başlayarak azami tedbirlerle ortak mücadeleye katkı sağlamaya çalışmalıyız.

Yok vakalar  gizleniyor,yok virüs düzmece ,yok tedbirler yetersiz gibi onlarca yüzlerce farklı düşünce ile kafaları karıştırmak yerine  mücadelede dünyanın konsensüsü neyse fertler olarak aynı hedefe doğru var gücümüzle yol almalıyız ki, çözüme bir tuz tanesi de kendimizden olsun.

Milli birlik ve bütünlük dendiğinde diğer farklılıklarımızın hepsi birden sus pus olmalı. Son günlerin gündemi olan meselelere bakışımızda birlik ve bütünlüğümüzün bekası öncelik olmalı. Niçin yalnızlaştık derken suçlu arama kolaycılığına kaçmadan sebep sonuç ilişkilerini iyi irdelemeliyiz. Gavurların Ottoman korkusunun esintilerini değerlendirmeye almadan düşünüldüğünde elbette suçluyu bulsak bile yanıldığımızı anladığımızda yüzlerimiz kızarır.

Şapkalarımızı önümüze koyarak düşündüğümüzde dünyanın çivisini çıkaranların yediği herzeleri görmek çok zor olmaz .Kim kiminle hangi tezat birlikteliği ile saf tutarak nereye doğru savruluyor . Omurgasızlığın bininin bir para ettiğini gördükten sonra belki kendimize gelir ve birlik hamurumuza su verenleri daha yakından görme ve tanıma imkanına kavuşuruz.

Örnekler mebzul.

Biz kabul etmesek bile gavur bizi Selçuklu , Osmanlı gibi görüp kartını bu algıya göre karıyor. Coğrafyamızın bu kadar karmakarışıklığının baş sebebi bu karma.

O vazifesini yapıyor. Kızmak yerine aklımızı kullanarak karşı duruşlar noktasında devletimizin yanında olmalıyız diye düşünenlerdenim. Bu şuculuk  buculuktan çok daha üst perdeden devletimizin birlik ve bütünlüğü . Geleceğimiz ve çocuklarımız için bu birlik ve bütünlük daha da önemli.

Dik ve diri durdukça, omurgalarımız darbede görse bukalemunlaşmadıkça , bizden sonrakilere daha güçlü bir ülke bırakır bizler nasıl dedelerimize rahmet okuyorsak kendimize rahmet okuturuz.

Yok ben bu darbelere dayanamıyorum ve bukalemunlaşmak benim için önemli değil dersek eski günlerdeki gibi dipçiklerle dövülmeye razı oluruz demektir. Mazoşistlik diye bir kişilik var ki, tedavisi yok denecek kadar zor bir durum. Bu kişiliğin temel özelliklerinden birisi dövülmekten sövülmekten itilip kakılmak ve  acı ızdırap çektirilmekten  zevk almaktır.

Niçin yalnızlaştık sorusunu art niyetli buluyorum.

Ben yalnızlaştığımızı düşünenlerden değilim. Yalnızlaştırılıyoruz bu doğru. Ancak seviyesiz omurgasız kişiliksiz milliyetsiz dinsiz biri olarak asalak yaşamaktansa dik ve diri olarak durup yalnız  olarak ölmeyi yeğlerim.

Dostlar bazen serzenişte bulunarak yapılan yanlışlardan az bahsettiğimi ifade ediyorlar. Haksız sayılmazlar. Kaçmaktan  kovalamaya vakit kalmıyor aslında. Gündem o kadar karışık ve sık değişken ki, gerçekten arada gündem olması gereken meseleler gündeme gelemiyor.

Yapılan yanlış meselesine gelince burada öncelikle bakılması gereken aynalar. Tekrara çok düşsemde ettekraru ahsen velevkane yüzsseksen  darbı meseline inananlardanım. Tenkide açık olmak zor bir tercih olsa da tercihimdir.

Virüse karşı nasıl maske-mesafe-temizlik diyorsak , yanlış yapanlara da yaptıklarınızın yanınıza kar kalacağını düşünüyorsanız kalmaz. Hesabın hasbi olduğu günde yapılacak ah vahlar ve emanlar fayda etmez diyorum.

Bugünlük de bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi