Tarihinden mi?

Doğasından mı?

Kültüründen mi?

Lezzetlerinden mi?

Nereden başlanır?

Nasıl anlatılır?

Nerede bitirilir bilemiyorum.

Bunca zenginliğine rağmen nasıl bu kadar duyulmamış yahut sıradan bir şehir olarak algılanır kavrayamıyorum.

Gaziantep ile birlikte ülkenin en iyi iki gastronomi şehri olması gereken bir kentin Antep-Urfa-Hatay-Adana gölgesi altında kalmış olmasını idrak etmekte zorlanıyorum.

Gezi turlarının vazgeçilmezleri arasında olması gereken bir kentin onca zenginliğine rağmen sadece bir uğrak noktası olması hususunu anlayamıyorum.

 Cıvıl cıvıl kul sesleriyle eşsiz bir müzik ziyafeti veren yaylaları,

Pırıl pırıl sularıyla gürül gürül akan pınarları,

Rengarenk endemik bitki türleriyle göz dolduran tabiat parkları,

Sağlık sorunlarına birebir şifa kaynağı kaplıcaları,

Dillere destan bir kahramanlık öyküsüne şahitlik etmiş tarihi,

Tarihi, edebi, kültürel, tematik müzeleri,

Bakırcıları, demircileri, semercileri, köşkerleri, saraçları, kuyumcuları…

Dondurması, cevizi, çöreği, üzümü, elması, biberi, salçası, sucuğu, bastığı, samsası, tarhanası…

Ekşili çorbası, eli böğründesi, paçası, kuru dolması, yoğurtlu kebabı, taraklısı, acem pilavı, hapısası, sömelek köftesi…

Uğur böcekleri…Aşıkları, ozanları, şairleri, yazarları, zanaatkarları, ustaları…

KAHRAMANMARAŞ…

Kitap fuarları, dondurma festivalleri, 12 Şubat Etkinlikleri ve Expo ile tanıtım adına önemli adımlar atılmışsa da maalesef ulusal çapta bir tanıtım ve süreklilik sağlanamadı.

Bunda kitap fuarları vb. etkinliklerde salt bir ideolojiye hitap eden kısırlığa düşülmesinin maalesef büyük payı var.

Salt bir kesime hitap eden yazarların, yayınevlerinin davet edilmesi bu güzel etkinlikleri dar bir çerçeveye ve kitleye hapsetmiştir.

Siyasilerin kısır çekişmeleri, yöneticilerin vizyonerlikten uzak küçük siyasal hesapları işleri daha da çıkmaza sürüklemiştir.

Kahramanmaraş’ın hak ettiği imaj, konum, değer kesinlikle bu değil.

 Sürece bakıldığında Maraş’ın uluslararası/ ulusal çapta tanıtımı;

40 yıllık tecrübesiyle 100’den fazla ülkeye ihracat yapan Kipaş Holding, İskur, Yaşar Pastanesi’nden Mehmet Sait Kanbur, Kervan Lezzetler Grubundan Sami Kervancıoğlu…

Maraş mutfağı üzerine araştırmalar yapan Sibel Topçuoğlu Dedeoğlu, Sabırtaşı Restorant’tan Mustafa Topçuoğlu, Başkonuş Yaylası’ndan Erdoğanyılmaz ailesi, Menekşe Paça’dan Remzi Usta…

Akademik çalışmalarıyla katkı sunan kıymetli bilim insanları, il kültür ve turizm müdürlüğü çalışmaları, dişe dokunur hizmetleriyle sayılı siyasi/bürokrat, ulusal-yerel haber siteleri, Tarih/Edebiyat/Kültür platformları/dernekler…

Serdar Yakar, Ramazan Avcı, Mehmet Taş, Mehmet Işık, Ali Avgın, Ahmet Kolutek, Cüneyt Beyit, Mesut Tuğrul, Oğuz Paköz, Pınar Yüzbaşıoğlu, Metin Acıpayam, Safinaz Acıpayam, Mustafa Alyaz gibi sayabileceğim daha birçok isim ve Maraş ile ilgili kalem oynatan kıymetli yazarlara kaldığı görülüyor.

Medeniyetlerin beşiği kimliği ile öne çıkan Mardin-Hatay, İnanç turizmiyle Şanlıurfa, Gastronomi kenti olarak değerlenen Gaziantep gibi Kahramanmaraş’ta büyüleyici mutfağı, tarihi ve kültürüyle bu kulvarda yerini almalı.

Bu hususta sorumluluk sahipleri görevlerini ifa etmeli. “Turizm bacasız sanayidir.” afişleri ile tanıtım yapma zamanı geçeli çok oldu.

Sosyal medya alanı ihmal edilmeden ciddi bütçe ile turizm/tanıtım planı yapılmalı.

Havalimanı ve ulaşım ağı daha işler hale getirilmeli.

Romanlarıyla, öyküleriyle, şiirleriyle, denemeleriyle, haberleriyle, programlarıyla, ustalıklarıyla Maraş’a değer katan/üreten katkı sunan değerler desteklenmeli.

Tükenme tehlikesi arz eden meslekler koruma altına alınmalı.

Abdurrahim Karakoç’lar,

Nuri Pakdil’ler,

Tahsin Yücel’ler,

Ahmet Taşgetiren’ler

Rasim Özdenören’ler

Arif Eren’ler,

Erdem Beyazıt’lar,

Kul Ahmet’ler,

Aşık Yener’ler,

Mahzuni Şerif’ler yetiştirmiş,

Şehitler, aşıklar, şairler, yazarlar diyarı,

Uğruna bir hamaset destanı nakşedilen bu güzide şehir, kısır siyasal hesaplara ve dar ideolojik çerçevelere hapsedilmeyi hak etmiyor.

Hak ettiği imajı en kısa sürede görebilmek dileğiyle…

Bu vesile ile siz değerli okurları;

Kahramanmaraş’ın harika doğasını keşfetmeye, özgün lezzetlerini tatmaya, güzide ilim erbaplarıyla, zanaatkarlarıyla, ustalarıyla tanışmaya davet ediyorum.