Adnan GÜLLÜ
Çin Devleti’ne Esir Düşen Doğu Türkistan’ın Kısa Tarihi
“Tarihini unutan milletlerin coğrafyasını başkaları çizer”
Doğu Türkistan, makûs kaderinden asırlardır kurtulamamış, bir taraftan Rusya diğer taraftan Çin’in kıskacı arasında sıkışarak hayat mücadelesi vermeye çalışmaktadır. Doğu Türkistan yüzölçümü itibariyle 1.828.418 km karedir. Kazakistan’dan sonra Orta Asya’nın ikinci, dünyanın ise en büyük 19’ncu ülkesidir. Bu muazzam coğrafya, Çin topraklarının 1/5’ne tekabül eder. Bu hâliyle yaklaşık olarak Almanya’dan 4, Ürdün’den 25, Pakistan’dan 3, Türkiye’den ise 2,5 kat daha büyüktür. Coğrafyanın yeryüzü şekilleri de tarih ve hayatı gibi çelişkilerle doludur. Bir tarafta uçsuz bucaksız çöller ve vahalar uzanırken, diğer tarafta da yüksek tepeler ve ormanlıklar yer alır. Doğu Türkistan'ın 1/3'üne yakınını çöller (yaklaşık 600.000 km kare), 90.000 km karesini ormanlıklar ve geri kalanını da tarıma elverişli topraklar ve dağlık bölgeler oluşturur. Tanrı Dağları, Altay Dağları, Pamir Dağları, Taklamakan Çölü, Turfan Çukurluğu ile Tarım ve Cungarya Nehirlerini sınırları içinde bulunduran ülke; Rusya, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Tibet, Hindistan ve Çin ile komşudur.
Nehirleri ve Tarım
Doğu Türkistan'ın en önemli akarsuları tarım havzasını sulayan Tarım Nehri’yle Cungarya havzasını sulayan Bulungir, Kara İrtiş ve Hurungudu nehirleridir. Karakurum dağlarının doğu yamaçlarından doğan Tarım Nehri güneye doğru akarak Doğu Türkistan ile Keşmir arasındaki sınıra kadar ulaşır ve oradan doğuya doğru yönelir ve Lop gölüne dökülür. Altı koldan meydana gelen Tarım Nehri’nin uzunluğu 1.600 km'dir. Tarım nehrini oluşturan kolların en önemlisi Kaşgar şehrinin bulunduğu vadiyi sulayan Kaşgar deryasıdır.
Güney batıdan gelen ve Yarkent vadisini sulayan Yarkent deryası ile güneyden gelen Hoten ovasını sulayan Hoten deryası ve Aksu bölgesini sulayan Aksu deryası, Tarım nehrinin diğer kollarını oluşturur. Bu büyük nehir ve kolları buz ile karların erimesinden ve daha ziyade ilkbaharda görülen yağışlardan beslenir. Modern sulama tekniği olmadığı için son derece basit usullerle yapılan sulamalar ile de ürünlerin yetişmesine kafi gelmemektedir. Ülkenin en doğusunda akan Bulungir Irmağı Urumçi'ye kadar olan bölgeyi sulayarak güneye doğru akar ve Yulutoy gölüne dökülür. Doğu Türkistan'ın doğu ve kuzey bölgelerini sulayan Kara İrtiş ve Hundügü Nehirleri başta “Turfan Bölgesi” olmak üzere, ülkenin kuzey bölgelerinde bol pamuk ve ipek yetişmesini sağlar Kara İrtiş nehri Kazakistan'da Zaysan gölüne dökülürken, Hurunduğu Nehri vadilerde oluşan küçük göllerde kaybolur. Bu arada Doğu Türkistan'da fazla göl bulunmamaktadır. Fakat zengin petrol yataklarına sahip olması ve son dönemlerde Çin-Rusya arasındaki enerji yakınlaşmalarının kesiştiği bölge olması sebebiyle bölgenin önemi daha da artmıştır.
Medeniyetler havzası
Doğu Türkistan, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin kavşak noktası olmuş köklü bir havzadır. Tarihî İpek Yolu’nun önemli bir kısmı bu topraklarda geçmektedir. İslâmiyet’ten önce Şaman, Hint ve Batı Yunan medeniyetlerinin kesiştiği bir noktada iken Uygur Türklerinin 10. yüzyıldan itibaren Müslüman olmaları dolayısıyla İslâm, Budizm ve Batı Hıristiyan medeniyetlerinin de buluştuğu bir bölge durumuna gelmiştir. Bunda jeopolitik konumuyla beraber yer altı ve yer üstü zenginlik kaynakları da çok etkili olmuştur.
Doğu Türkistan, Türklerin eski yerleşme alanlarından biridir. Bölgeye ilk hâkim olan Türk Devleti, Hunlardır. M.Ö. 300 yıllarından itibaren Türk birliğini kurma çabalarına giren Hun Devleti, Doğu Türkistan’ı kendisine bağlamıştır. Doğu Türkistan coğrafyası bu tarihten sonra sırasıyla; Hun (M.Ö. 220-M.S. 386), Tabgaç (386–534) ve Göktürk (550–840) hâkimiyetinde kalmıştır. Uygur Türkleri 840 yılında bölgeye yerleşmiştir.
840 yılında Kırgızların Uygur başkentine girmesinden sonra Uygurlar kendilerini toparlayamamışlardır. Bir kısmı Kuzey Çin tarafına (Kansu bölgesine), bir kısmı da bugünkü Doğu Türkistan (Turfan ve Kaşgar) tarafına göç etmişlerdir. Bu bölgede kurulan Uygur Devleti Cengiz istilasına kadar varlığını devam ettirmiştir.
Doğu Türkistan’a göç eden Uygur Türklerinin başında Vu-hi Tegin’in kardeşi Ngo-nie Tegin bulunuyordu. Bunlar, 840’ta Kara-balasagun’da istilacılar tarafından öldürülen Uygur kağanının yeğeni Mengli’yi kağan seçerek 856’da Doğu Türkistan toprakları içinde 3. Uygur Devleti’ni kurmuşlardır. Uygur Devleti, Karahanlı Devleti ile X. yüzyılın sonlarına doğru birleşinceye kadar hüküm sürmüştür.
Yedisu tarafına göç eden Uygurlar, kendilerinden evvel buraya kadar gelerek yerleşik hayata geçen ve Tibetlilerle olan savaş sırasında Doğu Türkistan’ın güney taraflarına kadar gelen (Kaşgar, Yarkent, Hoten) Uygur Türkleriyle kaynaşmışlardır. Uygurlar, Karluk Türkleriyle birleşerek 880’de Karahanlı Devletini kurmuşlardır. Doğu Türkistan daha sonra Kara Hoca Uygur Hanlığı (846–1218) ve Türk-Moğol İmparatorlu hâkimiyeti altında kalmıştır(1218–1759).
1750’de Çin işgali başlamış ve 1862 tarihine kadar sürmüştür. Bu süre içinde Doğu Türkistan’da 42 isyan hareketi olmuştur. 1863’te Mehmed Yakup Bey, Kaşgar merkez olmak üzere devlet kurmayı başarmıştır. Bu devlet Abdülaziz’den istedikleri yardımı almışlardır. Mehmed Yakup Bey, en büyük desteği ise II. Abdulhamid tarafından görmüştür.
Desteğe rağmen kurulan devlet uzun ömürlü olamamıştır. Yakup Bey’in 1877 yılında vefat etmesi üzerine Çin hemen Doğu Türkistan’a saldırmıştır. 18 Mayıs 1878’de Doğu Türkistan’ın tamamını işgal etmiştir. 18 Kasım 1884’te Çin imparatorunun emriyle 19. eyalet olarak Şin-cang (Xin Jian “Yeni Toprak”) adıyla doğrudan İmparatorluğa bağlanmıştır.
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı HOCA NİYAZ HACI (1933-1934)
1931 yılında Kumul kentinde bağımsızlık mücadelesi neticesinde bölgedeki Çinlilere karşı zafer kazanılmış ve 12 Kasım 1933 günü. Kaşgar’da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti Kaşgar şehrinin Könci (Göncü) mahallesinde halkın ve milli askerlerin coşkulu gösterileri ve tekbir sesleri arasında Ayyıldızlı Gökbayrak göndere çekilerek ilan edildi. Bu merasimde Hükümet üyeleri ilan edilerek halka tanıtıldı. Anayasa ilan edildi ve devlet marşı okundu. Milli Meclis kuruldu. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ‘nin ilk ve son cumhurbaşkanı Hoca Niyaz Hacı oldu.
Doğu Türkistan bayrağı, 12 Kasım 1933 tarihinde ilan edilen Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ve 1944 yılında kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti Millî Meclislerinde oy birliği ile kabul edilen mavi zemin üzerine beyaz ay yıldızlı Gökbayrak’tır
Devlet Başkanı : Hoca Niyaz Hacı,
Başbakan : Sabit Damolla
Başbakan Yrd: Canabek
Devlet Bakanı Alem Ahun
Milli Savunma Bakanı: Orazbek
Genel Kurmay Başkanı: Gn. Mahmut Muhiti
İç işleri Bakanı Saidzade Yunus Bek
Dış İşleri Bakanı: Kasım Can Hacı
Eğitim Bakanı : Abdülkerimhan Mahdum
Vakıflar Bakanı Şemsettin Turdı Hacı
Adalet Bakanı : Zari f Kan Hacı
Tarım Bakanı : Ebulhasan Hacı
Maliye Bakanı: Ali Ahunbay
Sağlık Bakanı : Übeydullah Bey
Cumhuriyet Ambleminde de yer aldığı gibi devletin temeli şu dön esas üzerinde kurulmuştu, İSLÂMİYET, BAĞIMSIZLIK (AZADİYET), ADALET VE UHUVVET ( KARDEŞLİK ) Cumhuriyet'in dış ilişkileri Cumhuriyet dış ilişkilere çok önem vermiş ve bu hususu anayasaya da koymuştur. Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ilan edildikten sonra Dış İşleri Bakanı Kasımcan Hacı ilk iş olarak Doğu Türkistan Cumhuriyetin kurulduğunu Peşaver'den Ankara'ya çektiği bir telgrafla Türkiye Cumhuriyeti'ne müjdeliyor ve Gökbayrak'tan Albayrak'a selam gönderiyordu.
Hükümet Türkiye, Hindistan, Afganistan ve bazı Avrupa ülkelerine gönderdiği temsilcileri kanalı ile devletin tanınması, kalkınması için maddi yardım en önemlisi istiklalinin güçlü ve saldırgan komşularına karşı korunmasını talep ediyordu.
Devletin başından beri en büyük komşusu Sovyet Rusya ile ilişkisi olmamıştır. Her iki taraf birbirlerine soğuk bakmıştır. Esasında Sovyetler yanı başında bir Türk devletinin varlığını tehlikeli görüyordu.
İngiltere İse Ona Asya'da müstakil bir Türk İslam Devlet'inin kendi egemenliğindeki Hindistan İçin kötü örnek teşkil edeceği gerekçesi ile bir türlü kabule yanaşmadı, Fakat olayları çok yakından takip etmekten de geri durmuyordu. Türkiye'ye gönderilen İzmirli Dr. Mustafa Kenüi’ye zamanın Dış işleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras şöyle diyordu; "Sovyetler Birliği ile komşu olan devletler, her şeyden önce bu devletle iyi geçinmesi gerekir"
Afganistan Hükümet yeni kurulan bu devleti samimiyet ile tebrik ediyor ve iyi dileklerini bildiriyordu. Dünya siyasetinde belirleyici bir rol oynayan zamanın süper gücü İngiltere imparatorluğunun etkisindeki Ceraiyet-i Akvam başta olmak üzere Avrupa ülkeleri gereken ilgiyi göstermediler.
Rus-Çin rekabetinden dolayı isyana destek veren Rusya daha sonra kendi egemenliğindeki Türklere (Batı Türkistan) kötü örnek olacağı korkusuyla isyan sonrasında Çin’e destek vererek kurulan devletin yıkılmasına yardımcı olmuştur.
Mücadele devam etmiş, 12 Ekim 1944 yılında Gulca’da Çinlilere karşı yine galip gelinmiştir. Ayaklanmaya destekleyen Rusya, Gulca’da 1944 yılı Ekim ayında Şarkî(Doğu) Türkistan Cumhuriyeti’nin kurulmasına yardımcı olmuştur. Gulca, Tarbagatay ve İli şehirlerini içine alan bu cumhuriyet bölgedeki Çin kuvvetlerini yenmiştir.
İkinci defa istiklâline kavuşan Doğu Türkistan Türklerinin kurduğu bu devletin kurucuları ve hükûmet üyeleri şu değerli kimselerden ibaret idi.
ALİ HAN TÖRE (1944-1949) Doğu Türkistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
1- Cumhurbaşkan.................. Ali Han Töre
2- Cumhurbaşkan Yardımcısı. Hekim Han Hoca Beğ
3- Genel Sekreter..................... Abdürrauf
4- Maliye Nazırı................. .…..Enver Musabay
5- Maarif Nazırı.. …………………Seyfeddin Azizi
6- Adliye Nazırı.................. …….Mehmed Can Mahdum
Ancak Rusya bu hızlı gelişmelerden korkup bu Cumhuriyetin yöneticilerini Çinliler ile anlaşmaya zorlamışlardır. 1946 yılında iki hükümet arasında 11 maddelik bir metin imzalanıp birleşik hükümet kurulmuştur. Böylece bu devlet de Rusya’nın olumsuz tutumu neticesinde 20 Ekim 1949 yılında ortadan kalkmıştır.
Bu arada Mao Çin’e hâkim olmayı başarmıştır. Eylül’ünde Doğu Türkistan’daki Çin birliklerinin komünist Çin hükümetine bağlılıklarını bildirmelerine üzerine Çin hiçbir askeri güç kullanmadan Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. O günden beri Doğu Türkistan Halkı Çinlilere karşı direnişleri dönem dönem devam etmektedir.
Uygur Türklerine reva görülen bu zülüm günümüzde maalesef en vahşi şekilde sürmektedir. Şimdi ki gençlik bu tarihi fazla bilmediğinden duyarsız kalmaktadır. Ancak bütün suç bu gençliğin değildir. Yeterince anlatmasını bilmeyen biz aydınlar onlardan daha fazla sorumluyuz. Ne yazık ki dünya devletlerinin dikkatlerini bu coğrafya ya çevirmesini ülke olarak beceremedik. En üzücü durumda bu olsa gerek.
Faydalanılan Kaynaklar
Doğu Türkistan Türkleri Tarihi Yazar: Mehmet Saray Yayınevi : Aygan Yayıncılık
Doğu Türkistan Asya'nın Kalbi Yazar: A.N. Kuropatkin
Doğu Türkistan'ın Tarihi Coğrafyası Yazar: Kürşat Yıldırım Yayınevi : Ötüken Neşriyat
Doğu Türkistan-Esaret ve Zulmün Gerçek Yüzü Yazar Hidayet Oğuzhan-Rumuz Yayınevi
Osman Kubilay Gül’ün “Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye Hazin Bir Göç Hikâyesi” adlı makalesinden yararlanılmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.