M.Fatih ERDOĞAN
Dost Meclislerinden
Geçtiğimiz hafta boyunca dostlarımla yapmış olduğum sohbetlerin konusu; ‘yaşanan olağan üstü sıcaklar, orman yangınlarındaki artış, altın ve dolardaki yükseliş, covit19 vaka sayılarındaki tırmanış, Cemal Enginyurt’un partisinden ihracı, Meral Akşener’e yapılan ‘evine dön’ çağırısı’ başlıklarıydı.
Dost sohbetlerinde samimiyete güvenilerek, fazlaca düşünülmeden birazda mübağlalı bir şekilde konuşulanların ‘aynıyla’ başka yerlere taşınması, gazetede yazılması, sosyal medyada paylaşılması çok doğru bir davranış değil. Ancak yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek hususların düzelterek paylaşılmasında elbette bir sakınca yok.
Bayram günleri gerçekten çok sıcak günler yaşandı. Hafta boyunca sıcaklık 40 derecenin altına düşmedi. Sıcaklar sebebiyle; bağı olanlar bağına, bahçesi olanlar bahçesine çekildi. Şehirde kalanlar ise evlerinden dışarı çıkamadılar.
Bayram sonrası ara verilen ‘Dost Sohbetleri’ yeniden başladı. Sohbet gurubumuzdaki herkesin dili şişmiş olacak ki hararetli hararetli ülke meseleleri kaldığı yerden konuşulmaya ve bir takım kararlar alınmaya başladı. Bağı bahçesi olmayan bir dostumuz bakın o sıcak günleri nasıl anlatıyor: “Bayramın son günüydü. Sıcaktan Maraş’ta durulmaz olmuştu. Hane halkını toplayıp Kazma Bağlarında ki bağına davet eden arkadaşımın davetine icabet etmek için yola koyuldum. Kazma bağları Maraş’a çok yakın. 20 dakika sonra menzile ulaştım. İnanın bağ Maraş’tan da sıcak. ‘Yolculuğun harareti birazdan geçer’ diye düşündüm ama zaman geçtikçe hararet artmaya başladı. Akşama kadar ‘kaynar kazana düşmüş gibi’ kavrulduk desem mübağla etmiş olmam. Maraş’ın gözünü seveyim, Kazmaya göre vallahi birinci sınıf yayla.” Atılan kahkahaların ardın ‘yaz günleri Kazma Bağlarına gitmeme kararı alındı’ gurup da.
Bayram tatiliyle birlikte yurdun dört tarafından ‘orman yangını’ haberleri gelmeye başladı. Çanakkale ve Ege kıyılarında yaşanan yangınlar bayram boyunca yüreğimizi dağladı. Yetkililer bu yangınları genellikle mangal yakan piknikçilere bağlıyor. Bizce doğru değil. Bu güzelim ormanları ya tarla açmaya çalışan köylü ya da hain PKK militanları yakıyor. Neden mi? Çünkü yangınlar bu iki kesimin işine yarıyor da ondan. Birde Orman Bakanlığı gerekli tedbirleri almıyor. Orman İşletmesinden emekli bir kardeşimiz; ‘Yangınların bir numaralı sebebi; orman dip temizliği. Bu işlem ülkemizde gereği gibi yapılmıyor’ diyor. Bizce de doğru söylüyor. Bu sebeple sohbet gurubumuzca sivil toplum örgütlerine kış boyunca konuyla ilgili etkinlikler yapmaları yönünde uyarılarda bulunulmasına karar verildi.
Bayram sonrası altın ve dolar fiyatları adeta kanatlanıp uçuşa geçti. Tutabilene aşk olsun. Vatandaşların büyük bir bölümü altınla da dolarla da uzunca bir zamandan beri görüşmese de, ‘zenginin parası fakirin(züğürdün) çenesini yorar’ sözü gereği konuşulmaya devam ediyor. 1 dolar 7.300, 1 gram altın 500, çeyrek altın 800 Lirayı görmüş. Maliyeden sorumlu bakan ise çıkmış televizyonlara, vatandaşla dalga geçiyor: ‘Ekonomimiz şahlandı, bir üst lige çıkmamızı kimse engelleyemez’ diyor. Başta emekliler olmak üzere işçi, memur ve küçük esnaf kan ağlarken, milyonlarca kişi işini kaybetmişken, çarşı ve pazardaki pahalılık her gün misliyle artarken sayın bakan ‘ekonomimiz dim dik ayakta’ diyor. Sohbete katılanların genel düşüncesi ise tam tersi. ‘Ekonomi dibe vurmak üzere, reisin etrafında liyakatli insan kalmadı. Reis yola çıktığı iş bilen arkadaşlarını yanından uzaklaştırdı. Bu kadroyla bu ülkeyi yönetilemez.’ Sohbet gurubu ülkeyi hamasetle yönetenler yerine ortak akılla, adaletle yönetecek siyasi kadroları desteklemeye karar verdi.
Bayramdan bir gün önce 40 yıllık Ülkücü Cemal Enginyurt partisinden ihraç edilirken hain ilan edilen Meral Akşener’ ‘eve dön’ denildi. Cemal enginyurt; ‘Allah aşkına ben 40 yıldan beri davama ihanet etmedim. Kendi seçim bölge üreticilerimin yani seçmenimin hakkını savundum. Bu davranışımın suç sayılmasını anlayabilmiş değilim. Beni Partimden ihraç edenleri anlayan bir kul varsa Allah rızası için bana da anlatsın’ diyor. Vallahi olayı bizde anlayabilmiş değiliz. Bu olay üzerine bizlerde AK Partinin hiçbir yanlışını konuşmama, yani susma hakkımızı kullanma kararı aldık.
Gurubumuzun ak saçlı bilgesi diyor ki; ‘Toplum geçmişte ‘susma sustukça sıra sana gelecek’ uyarısını çok önemserdi. AKP ile birlikte maalesef bu değer yargısı da değişikliğe uğradı. Ne mi oldu? Artık revaçta olan düşünce, ‘Konuşma, konuştukça ihraç sırası sana gelecek.’ Vallahi doğru…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.