Ali AVGIN
“Dostozan” M. Hanifi Sarıyıldız
Dost: Bir kaynak suyu gibidir. Gürül gürül sevgi akıtır, aşk dağıtır.
Dost diyebileceğimiz kaç kişi vardır etrafımızda. Dost, hep kendinden bir şeyler veren, dağıtandır. O, “Veren el alan elden daha üstündür” diyendir. Kin nedir? Husumet nedir? Bilmemeli. Dargınlık, kırgınlık olmamalı lügatında. Velhasıl dost, dost olabilmelidir.
Ol dost açtı gözümü, gösterdi kendözümi;
Gönüldeki râz(sır)umı söyledüm dile geldüm.
Diyordu Hazreti Yunus. Bazı dostlar vardır ki. İnsan o dostunda kendi özünü bulur.
Rahmetli Mehmet Hanifi Sarıyıldız ağabeyde öyle dostlardan biriydi. Bizden biriydi, Şairler şehrinin bir evladıydı. “DOSTOZAN” dı.
1931 yılında Kahramanmaraş’ ta doğdu. Şairliğe ve edebiyata küçük yaştan itibaren başladı. Yüksek ziraat mühendisi ve yönetici olarak yurdumuzun muhtelif illerinde görev yaptı. Son olarak çok sevdiği memleketinde Kahramanmaraş Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne uzun yıllar hizmet etti.1994 yılında emekli olarak memuriyetini tamamladı.
Şiirlerinde, dostluğa verdiği öneme binaen ”DOSTOZAN” mahlası kullandı. Yazdığı şiirler birçok dergi, gazete ve kitaplarda yer yer yayınlandı.
İlk şiir kitabını kendi imkanlarıyla 2004 yılında “Maraşca ve Kar” adı altında çıkardı. “Dostozan (M.Hanifi Sarıyıldız) Hayatı ve Şiirleri “adlı ikinci kitabını ise Kahramanmaraş belediyesi tarafından kültür yayınları olarak çıktı.
“Maraşça ve Kar” Kitabının başında, 1965 yılında, Ankara’dan memleketine şiir mektuplarında şöyle sesleniyordu.
“Selamünaleyküm sevgili edem
Mektubum gecikti gene bu sefer
Dezzeme, emmime, bibime selam
Ellerin öperim hep teker teker.
Ahırdağı gene karla doldu mu?
Geçen ki mektubum seni buldu mu?
Komşu kızı Hatiç, gelin oldu mu?
Eskere gitti mi sümüklü Ejder?”
Dostozan, şiirlerinde memleket sevgisi daima ön plana çıkar. Öyle ki o, Maraş’ın havasına, suyuna, diline, şivesine, doğal zenginliklerine, yöresel ürünlerine: dondurmasına, biberine, tarhanasına, firiğine, çöreğine.. genel yöresel oyun ve sporlarına, meyve bahçelerine, üzüm bağlarına ve de kaynak sularına, bilhassa da onların çıktığı yerlere vurgundur
“Gine geldi şubat gamlandı gönül
Acep şimdi Maraş notar ki edem?
Kabardı ayranım canlandı gönül
İçim, bir bir döksem ne der ki edem?
Kandıl’ı, Kazma’yı, Büğlek, Kerhan’ı,
Postalı çekip de gezsem her yanı
İnce belli, kömür gözlü yar hanı
Köy köy varıp sorsam, ne der ki edem?”
Şairimiz aynı zamanda iyi bir pehlivandı. 1976 yılında Kahramanmaraş Güreş-Halter İhtisas Kulübü Başkanlığına yaptı. Bölgede Karakucak Güreş Festivallerinin başlaması onun çabalarıyla gerçekleşti ve geleneksel hale geldi. Er meydanında artık onun şiirleri okunmaya başladı.
“YAŞAR ol, ATİK ol, GAZANFER ol gel
NASUH ol, ATLI ol ve BEKİR ol gel,
Hangisini saysam sen, hep bir ol gel,
Yeşersin çayırlar sula pehlivan.
Kuyruklu bir yıldız gibi doğmayın
Senede bir açan çiçek olmayın
Öyle hasretim ki her gün uğrayın
Dönün yediveren güle pehlivan.”
Kahramanmaraş belediyesi şairimize büyük bir vefa örneği göstererek, Doğukent Mahallesinde ki bir parka “DOSTOZAN” ismini vererek ölümsüzleştirildi.
Dostozan Hanifi Sarıyıldız ağabeyimiz, bu dünyada dostça yaşadı, dostça göçtü. Dostlarına kavuşabilmek için 2008 yılında hakka yürüdü. Mekanı Cennet olsun.
Dostumuz, meslektaşımız Atilla SARIYILDIZ bey şairimizin beş evladından biridir. Kendileri babalarının hatıralarını yaşatmak için, Dostozan şiirlerini, hatıralarını derleyerek, makale olarak köşe yazılarında yayınlamaktadır. Vefalı bir evlat olarak “DOSTOZAN” isminin yaşatılmasında gösterdiği gayret için teşekkür ederiz.
Selam ve sevgilerle,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.