Aziz ve necip Türk milleti, izzetine ve şerefine saldıranlara gereken cevabı vermiştir. Hiçbir davet olmadan eline bayrağını alarak sokağa çıkmış ve bütün dünyaya karşı izzetini savunmuştur. Namlunun üzerine silahsız olarak yürüyen büyük Türk milleti anadolunun her yerinde devletine, ordusuna, emniyet güçlerine vel hasıl varlığına saldıran bu şerefsiz güruha karşı  en aziz varlığını, canını ortaya koymuştur.Bütün dünyaya Türk milletini rezil eden bu şerefsiz ve izzetsiz vatan hainlerine gereken cevabı vermiştir. Şimdi sıra devletin emaneti üzerlerinde olan hükümettedir.

              Kanal kanal gezip, aslında içindeki kini ve pisliği gizleyerek, kendi fikrini izhar ve eylem sahasına koymak için iyi niyet kisvesine bürünmüş akil adamlar nerede idiler. Çözüm süreci denen şerefsizliği savunmak için kapı kapı dolaşan bu adi güruh nerede idi. Hükümeti savunduğunu söyleyen artist takımı nerede idi. Bu sinsi alçaklar, inlerine sinmiş neticeyi bekliyorlardı. Eğer aziz Türk milletinin izzetine saldıran ve dış güçlerin piyonu olan alçaklar devlete el koyabilmiş olsalardı ona göre bu sinsi varlıklar pozisyon alacaklardı. Neticenin belli olmadığı puslu zamanlar da saklanan bu hainleri iyi tanıyın. Sizi ve büyük Türk milletini darda gördüğünde göğsünü siper edenleri de iyi tanıyın.

             Aziz ve necip Türk milletinin başı her dara girdiğinde, canını en aziz varlığı olan canını vermek için ilk zamanda ve sırada gördüğümüz ülkücü gençlik gene asıl bir vaziyette, meseleyi iç siyaset üstü olarak görmüş ve devletine sahip çıkmıştır. Ak partinin binalarının etrafında, medya kuruluşlarının etrafında, siyaseten aynı fikirde olmadığını bildiği Türk milletinin diğer fertleri ile omuz omuza siper almış ve devletinin yanında bulunmuştur. Çünkü ülkücü bilir ki ve inanır ki mevzubahs olan vatan ise gerisi teferruattır. Diriliş Ertuğrul dizisinin güzel müziği ve Allahu ekber sedaları, camilerde okunun ezan-ı Muhammedi ve Hz. Peygamberi taltif eden selalar ve dualar eşliğinde elinde bayrağı olarak devletine saldıranların karşısına dikilen bütün bu insanlar dünyaya meydan okudular ve dediler ki ey zalimler sizin devriniz bitiyor. Zulm ebedi değildir. İslam alemini esir alan ve Müslümanları mankurtlaştıran iç ve dış düşmanlara, onların destekçilerin karşı durdular ve Allahın izni ile galib geldiler.

            Şimdi solcusu, sağcısı ve her türlü fikriyatı farklı olup, Türkün şanına yakışmayan şen’i harekete karşı sokaklara dökülün her kese sahip çıkma zamanıdır. Şimdi en zor günümüzde saklananları ve destekleyenleri ve gizli niyetlerini ortaya dökmek için fırsat kollayanları temizleme vaktidir. Devletin bütün kurumları didik didik edilip bu mikroplar bir daha hayat bulamayacak şekilde temizlenmelidir. Güya Türk olduğunu iddia ile , aziz Türk milletinin büyük imkansızlıklar içinde aldığı, ürettiği ve düşmana karşı vatan müdaafasında kullansın diye teslim ettiği silahları aziz Türk milletine karşı kullanan, kendisi fakr-ü zaruret üzere dahi olsa, yemeyip yedirdiği bu hainlere gereken cezanın verilme vaktidir.

          Avrupa birliği gibi istenmediğimiz, daima düşmanlık yapanların bir arada olduğu bu hain teşkilata girmek için bakanlık kuran ve bu uğurda devlete ve devletin adaletine zarar veren kanunlar çıkaran hükümete sesleniyorum. Yeter artık. Türk milletinin adalet duygusu yeteri kadar incinmiştir. İnsan fıtratına aykırı kanunları çıkarmaktan vazgeçiniz. Adalet duygumuzun tatmini ve tesisi için dinimize ve insan fıtratına uygun ceza kanunlarını tekrar hayata geçiriniz. Öldüren öldürülür düsturuna uygun ve hakkın rızası için idam cezasını geri getiriniz. Her suç işleyeni hapse atarak, memleketin her yerinin hapishane olması halinde bile sığamayacak hale geldiğini görünüz. Dinimize aykırı bu cezalardan vazgeçiniz.Onun bunun çocuğunu bir bir türlü işkenceler ile sadistçe öldüren alçakları beslemekten vaz geçiniz. Bir devlet onu meydana getiren insanların o devlete ve adaletine inanmadıkları zaman yıkılır.

          Gezi parkı bahanesi ile Türkün yaptığı bütün maddi eserlere düşmanlık yapanlar ile bu şerefsiz güruhun saldırdığı yerlerin aynı olması düşmanlarımızın aynı insanlar ve kurumlar olduğunu göstermektidir. Türk milleti düşmanları karşısında bir ve tek olmuştur. Hükümet bu birliğin farkına varmalı ve iç siyaset ile dış siyasete bunu yansıtmalıdır. Kahraman emniyet güçlerimiz ve bu şerefsizliğe katılmayan gerçek askerlerimizi tebrik ediyorum.

         15 Temmuz Cumhuriyet bayramıdır. Cumhuriyeti kurtarmak iddiası ile aziz Türk milletinin şerefine saldıranları karşı gerçek cumhuriyetçiler , cumhuriyetlerine ve bütün kurumlarına sahip çıkmışlardır. Gerçek cumhuriyet bayramı bu gündür. Bu gün cumhuriyet bayramı olarak kutlanmalıdır. Türk milletinin istiklal mücadelesinde galip geldiğinin resmidir. Bu gününün kıymeti bilinmeli ve ona göre değerlendirilmelidir. Çarşımızın çaycısı Ramazan Gül kardeşim büyük firaset ile bu günün cumhuriyetin kurtuluş günü olduğunu bana hatırlatmış ve aziz Türk milletinin asaletini göstermiştir. Kendisine teşekkür ediyorum.

              Eyy hükümet, aziz Türk milleti gördüğün ve güvendiğin gibi her türlü ayrı ayrı fikirlerde  dahi olsalar yanınızdadırlar. Artık sıra sendedir. Dostunu ve düşmanını eyi belle ve ona göre hükm et.Her şey Rabbimin rızası içindir. Vesselam.