Abdulbaki GÜNIŞIĞI

Abdulbaki GÜNIŞIĞI

GAVUR KELİMESİNE KIZANLAR

  Kendi kültüründen kopuk büyüyenler. Atalarımızın yüzlerce yıllık tecrübeleri neticesinde, anlamından farklı ve bir mana yüklediği gavur kelimesinin, bu yüklenen manadan habersiz neslin, sırf ilericilik olsun, bir şeyler söylemiş ve felsefe yapmış olmak için ,  bu gavur kelimesini sevmiyorum, bunun yerine ecnebi  (bu kelimeyi de ecnebi olarak yanlış telaffuz ederek) şeklinde söylemeyi uygun buluyorum demeleri beni bu yazıyı yazmaya sevk etmiş bulunuyor.

       Maraşımızda günlük olarak yayınlanan bugün gazetesinde bir hanım yazarımızın, 24.08.2017 tarihli  bol bol yabancı kelime serpiştirerek yazmış olduğu yazısında aynı mealde bir cümle kurması üzerine, tarihinden habersiz yeni nesle bu kelimenin öyle kolayca dilimize yerleşmediğini hatırlatmak istedim.

       Her ismin ve her tabirin ve her atasözünün bir mesnedi, onu ortaya çıkaran bir sebebi vardır. Durup durur iken atasözü söylenmediği, Türkü yakılmadığı , manalı sözler sarf edilmediği gibi, başka milletleri ifade için söylenen hiçbir kelimede, alt yapısı ve sebebi olmadan o milletler için kullanılmaz.

      Atalarımız islamdan öncede düşman sahibi idiler. Çok geniş bir coğrafyada hükm sürmeleri ve bir çok millet ile ilişkileri olmaları hasebi ile her bir milletin ayrı ayrı vasıflarını değerlendirerek onlara birer isim vermişler ve tarihte bir çok millet bu isim ile anılmıştır.

      Diğer milletlerde zaman içinde bize Türk ortak ismini söyleye söyleye bu isimde aynı dili ve yakın lehçelerini konuşan, aynı kültürü ve hayat tarzını paylaşan, oğuz hanın ok atıp yay çeken 27 kavmi bir ettim hun ettim dediği gibi bizi de zaman içinde Türk ortak ismi altında tek millet haline getirmiştir.

      İslam ile müşerref olan aziz Türk milleti, islamdan sonra başka başka milletlerin hedefi olmuş. İlay-ı kelimetullah için feda-i can eylemeyi en büyük şeref bildiklerinden, İslam düşmanları tarafından ortak düşman ilan edilmişler ve nerede ise bütün İslam milletlerine de Türk denmeye başlanmıştır. İşte onların ayrı ayrı milletlere dahi, karşılarında İslam olarak daima Türkleri bulmaları yüzünden Türk dedikleri gibi, bizim ceddimizde kendilerine düşmanlık edip, her vesile ile saldıran ve hunharca cinayetler işleyen bu ayrı ayrı milletlerin tamamına gavur demiştir. Buradaki gavur kelimesi Müslüman olmayan bütün milletleri tarif için kullanılmıştır.

        Gavur kelimesinin aslı hakaret içeren bir mana ihtiva etmediği, aslında bir renk ifade ettiği halde, zaman içinde İslam karşıtı olan bütün milletleri tarif için kullanılmaya başlamıştır. Bu kelimenin aslı Arapça olup gevr kelimesinden, galat Türkçe ses uyumuna göre gavur şeklinde seslendirilmiş ve manası ise beyaz demektir. Araplar karşılarında islamdan öncede, sonrada daima Avrupalı kavimleri görüp onlara beyaz tenli olmaları nedeni ile gevr, yani beyazlar demişlerdir. Bu kelime Türklerin ağızlarında gavur şekline dönüşmüştür. Bu ses ve şekil dönüşmesine birde mana dönüşmesi eklenmiş ve bu gün anladığımız manayı kazanmıştır.

        Ecnebi, kelimesi yabancı, acemi, başkası gibi manalar içerir iken, gavur kelimesi ise zalim ve acımasız manalarını ifade etmeye başlamıştır. Yüzlerce yıllık saldırı, taciz, tecavüz ve hayat hakkı tanımamak, acımasızlık ve hunharca davranışlar sergileyen haçlı orduları sayesinde bu kelime mana değiştirerek, insanlarda gavur deninde her türlü zalimliği yapan gayrimüslim insanlar anlaşılmış ve İslam olduğu halde zalim olanlar içinde tıpkı gavur gibi diyerek, zalimliğinin sınırsızlığını tarif için kullanılmaya başlanmıştır

          Her gayrimüslime ecnebi denmesine rağmen her ecnebiye gavur denmemiştir. Ceddimiz kime gavur deneceğini, kime denmeyeceğini belli özelliklerine bakarak ayarlamışlar ve her iti tabiri ayrı ayrı kullanmışlardır. Kendilerine yabancı bütün kültürlere ecnebi diyen Müslümanlar, özellikle Türkler, sadece zalimlikte ve şerefsizlikte sınır tanımayan, ahde vefa etmeyen, kalleşlik ve zalimlik vasıfları olarak tecelli eden millet ve kavimler için ecnebi iken gavur oldu tabirini kullanmışlardır.

         Cahil halk kesiminin ise her gayrimüslime gavur demesi, hristiyan ve Yahudiler arasında, siz kimsiniz dendiğinde şaka ile biz sizin gavur komşunuz diyecek kadar sempati ile kullanılmıştır. Bu sözleri hiçbir Türk gayrimüslim komşusunun yüzüne karşı kullanmamış ve kendisine zulm eden ve İslam kanını sebesiz yere dökenler için kullanmıştır. Yaptığımız bir çok savaşlarda yanımızda gayrimüslim olan Türk asıllı veya olmayan nice milletlerin askerleri bizimle beraber düşmanlarımıza karşı savaşmışlardır. Bunlar mezar taşlarında ki isimlerden de ortada ayan beyan durmakta ve bu askerleri de kendi askerimiz gibi saygı ile yad etmiştir atalarımız. Onlara asla gavur dememiş, onları kendisinden saymıştır.

       Kibarlık ve bilmemezlik ile ben bu kelimeyi kullanmam, ecnebi kelimesini tercih ederim, gavur kelimesi kaba ve ürkütücü ve iticidir diyenler, önce hangi millete mensuplar ve ataları bu isimlere hangi manayı hangi sebebler ile yüklemişlerdir bir bakmalıdırlar. Bu gün şu şekilde cümleyi bir çok yerde duymuşsunuzdur. Bize gavurlukta ele ihtiyaç yok, kendi gavurumuz bize yeter diye. Toplum olarak çok fazla bozulmanın neticelerini, televizyon haberlerinde seyretmekte ve dinlemekteyiz. Atalarımızın Ermeniler ve diğer hristiyan kavimlerin bizlere yaptıklarını söyledikleri nice şenaati, artık adı Müslüman, kendi Türk olanlar komşularına yapmaya başlamışlar, avrupada yaşayan Türkler ise komşularının birbirlerine saygısından ve haklarını gözetmesinden bahisle, onlar hayat olarak Müslüman biz ise hayat olarak gavur olmuşuz derler.

         Sözün özü gavur ile ecnebi aynı manaları ihtiva etmeyen farklı kelimelerdir, hak edene gavur demek ona hakaret için değil, onun yaptıklarının kısa olarak tarifi demektir. Her şey rabbimin rızası içindir vesselam. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulbaki GÜNIŞIĞI Arşivi