İsimlerini saymaya değmez. Her şey ayan beyan ortada. Gözlerimizin içine baka baka bizi hala enayi yerine koyanlar var. Yerli yabacı gavurlara rahmet okutan insanlarla iç içe yaşıyoruz. Öyle bir iç içelik  ki, et-tırnak mesabesinde. Önümüzdeki günler ne tür gelişmelere gebe pek bilinmez. Ancak görünen köy kılavuz istemiyor.

  Malum son yıllarda sıkça seçim üstüne seçimler yapmak durumunda kaldı ülkemiz.  Bir dostumun sözüdür.” Ülkemizde seçimlerin yapılabiliyor olabilmesi , birçok zorlukları içinde  barındırsa da mazlum halklar için bir fırsattır” Bende böyle düşünüyorum.

  Önümüzdeki referandum sürecine birde bu gözle bakmaya ne dersiniz? Uzunca bir tünelin içinde sıkılsak da ufukta ışık belirdi. Önümüze konacak sandıklara göndereceğimiz her bir EVET sümüklü böceklerin üzerine bir tutam tuz olarak etki edecektir. Bundan hiç şüphemiz olmasın.

  Off the record konuşmalarda sık gündeme getirilen bildik konular hepimizin malumu ve ister istemez kafalarında  karışık olmasının sebebi.  Bugün Kol kırılır yen içinde kalır misali ne kadar anlamlı ise mızrakların çuvala sığmadığı da o kadar anlamlı aslında.

 Ancak her doğrunun her yerde doğru olmadığı gerçeği de göz ardı edilmeden meseleye biraz daha yukardan kuş bakışı yaklaşmamız daha uygun olur gibime geliyor. Yoksa kimseyi aklamaya, allayıp pullamaya , etrafta  yağ ve yoğurt  bol olsa da , bol  keseden dağıtmaya niyetim yok.

  Ne hikmetse bu kez tüm dünya gavurları birlikte ve açık seçik  hareket ediyor. İç işlerimize karışmada had ve hudut tanımadan saldırıyorlar. Bu bile aklımızı başımıza alarak birlik ve bütünlük içinde olmamıza  sebep olarak yetmeli aslında.

  O gavurlar şunu çok iyi gördüler: Böyle giderse eski çamlar bardak olacak. İslam coğrafyası  film stüdyosu olma kaderinden kurtulacak. Yıllardır güçlü narkoz ilaçları ile uyuttukları  mazlumlar yeniden kabusları olmaya başlayacak.

  Bu da hiç ummadıkları ve beklemedikleri, çantada keklik olarak gördükleri ülkemiz üzerinden  gerçekleşiyor olunca kudurma hakları olabilir. Çatlasalar da patlasalar da dönüşü olmayan bir yola girdiler . Sonumuzu getirmeye niyet etmiş bu alçak güruha bu referandumda   sandığa göndereceğimiz   EVETLER  ile cevap vererek ,yıllarca bizi  acılar ve kaoslar içinde  yaşatan bu zalimlere   bir hüsran da biz  yaşatalım. 

 Bugünler; Kavga vuruşma ve dedikodu edebiyatı ile birbirimizi yıpratma günleri değil. Öç alma kızgınlarımızı kusma  ve duygusal davranışlar sergileme günlerimizde değil. Düşmanın niyeti bu kez çok sarih ve direkt bütünlüğümüzü dağıtmaya yönelik.

  Gözlerimiz görmüyorsa burun deliklerimizle bu alçaklığı görüp  dur deme vakti. Ne kadar birlik ve bütünlük mesajı ile birbirimize kenetlenebilirsek o kadar  korku salar ve hayallerindeki korkularının kabusları ile emellerine ulaşma imkanlarını yok etmiş oluruz.

  Makalem içerisinde kullandığım özneler ve nesneler  açık ve net. Aynalar içine iyice bakıldığı zaman bu özne ve nesnelerin kimliklerini  sarih hale getirebilir. Bunlarda yerli işbirlikçiler olarak kabul edilmeli.

 Hiçbir eylem yerli ihanet şebeke elemanı olmadan gerçekleştirilmez. Maşallah bizde de mebzul miktarda var. Referandum süreci içerisinde yerli işbirlikçilerden çok sayıda maskeli insanlarla karşılaşabiliriz.

 Soracağımız soru sade ve öz.  Tayyip Erdoğan düşmanlığı mı? Seni bu tercihe götürüyor. Yoksa  kripto musun?  Başka çok soru var aslında . Onları referandumdan sonra devletimizi idare edenlere yeri geldikçe sorarız inşallah. 

 Makalelerimi takip eden dostlarım   her iki dünyamı da kurtaracak ne tür sorular sorduğumu bilirler. Her ne kadar cevapları verilmese de ben sorumu soruyorum ve sormaya da devam edeceğim. Rabbim  nasip eyledi  şükür . Misyonu yüksek olan bir gazetede haftada bir makale ile kendimden başlayarak ülkemin de kurtuluşuna vesile olmaya çalışıyorum. Gayret bizden Tevfik ve inayet Rabbim’den.  O samimi olanları en iyi bilendir.

 Bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.