Son günlerde yaşanılan olaylara bizim nesil hiç yabancı değil, çünkü bin beterini bizzat yaşayarak görmüş ve dersimizi almıştık.

Parçala böl ve yut.

Eşek bile düştüğü bir bataklığa ikinci kez düşmediğine göre milletimizi bu bataklığa çekmek isteyenlerin eşekten daha akılsız olması gerekir.

Öyle olmasa son günlerde milletimizin sinir uçları ile oynamaya cesaretleri olmazdı.

Bir kez daha görecekler o zaman Hanya’yı Konya’yı.

Demoğrafik yapımızın zenginliklerini fırsata çevirmek isteyen her kim ve her mahfil şunu iyi bilmeli. Eski Türkiye yok artık. Her şeyi ile taptaze Yeni Türkiye var. Ağababalara güvenerek yapılan her bir eylemin hedefi anında bulunarak yok ediliyor.

Nerede faili meçhuller?

Nerede ben yaptım oldular?

Mafya nerede?

Neredeler?

İnlerinden çıkamayanlar ve yurt dışında müttefiklerimizin(!) koruması altında ötenlerde er geç hak ettikleri ile yüzleşecekler.

Danıştay saldırısındaki Allahuekberli slogan, Rusya’nın Ankara büyükelçisini öldürenin ezberletildiği aşikar olan  arapça sloganı ,Hrant Dink’in öldürülmesinin sır perdesi ve daha neler neler ve en sonda İzmir HDP binasını basan saldırganın attığı naralar ve öldürülen  vatandaşımızın acılı(!) babasının ağzından çıkanlarını kulağının duymadığı talihsiz açıklamaları….

Eski Türkiye özlemcileri avuçlarını yalamaya devam etsinler.

Milletimiz olan bitenlerin hepsinden haberdar ve olayların şifrelerini bir bir çözerek ben bu oyuna gelmem boşuna çabalamayın artık yeter diyor.

Nerede ise tüm dünya zindeleri ve içerden de tüm muhalefet el ve gönül birliği oluşturmuş, yeni Türkiye’nin önünü tıkamanın peşine düşmüşler. Ekonomik olarak çökertilemeyince içerdeki mahfiller devreye sokularak iç kargaşa için sinir uçları ile oynanıyor.

Boşuna heveslenmeyin derim. Devletimiz tüm kurumları ile gece gündüz çalışıyor.

Hayalleriniz gerçekleşmeyecek. Yaptıklarınızdan utanmaz arlanmaz ve dediğim dedik çaldığım düdük demeye devam ederseniz rezil olmayı göze almışınız demektir.

Güle güle rezil olun.

Birlik hamurumuzu sulandırmak için hamle üstüne hamle yapan alçaklara alıştık da yerli ve milli görünümlü makyajlı sonradan görmelere, mal bulmuş mağribicilere ve aynalarla barışıklığı olmayan ve bu yüzden de aynalara hiç bakmayanlarla, aynalardan nefret edenlere alışamadık.

Aynalar üzerine şarkıların türkülerin düzüldüğü gerçek dostumuz olmasına rağmen hangi hal ve gidiş bu dosttan yüzleri gözleri uzak tutuyor irdelenmeye layık bir mesele doğrusu.

Sadece suret göstermemesi siretide gösteriyor olması aslında onlara dost olmanın her iki dünyamıza da faydasına ama hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya bağlanmanın bir sonucu yarın ölümü hatırlatmıyor ve insan kendini ölümsüzleştiriyorsa, ne acı değil mi?

**

ZİRVE VE ZIRVA

Geçtiğimiz hafta nato zirvesi yapıldı. Öncesi ve sonrası çok şey konuşuldu ve hala da konuşulmaya devam ediyor. Bu zirveden öyle garip şeyler bekleniyordu ki, nerede ise hiçbir tanesi gerçekleşmedi. Zırvalayanlar zırvalarının esiri oldular olmasına da tükürüğü yağmur zannedenler gibi üç maymunları oynamaya devam edecekler.

İşlerine gelenleri servis ederek kerizleri bir süre daha uyutacaklar ve oyalayacaklar.

Başka çareleri ve çıkış yolları yok.

Bir zırvacı S-400 ve F-35 projelerini Türkiye iptal etti. Bu yüzden de döviz çakıldı derken başka bir zırvacı da Erdoğan’ın Avrupa ve Amerika’ya güvence verdiğinden dem vurarak ülkemizin son yıllarda uyguladığı yurtta ve dünyada susmama politikasını gölgelemeye çalıştı.

Daha ne zırvalar duyacak ve küçük dillerimizi yutmamak için çaba sarf edeceğiz. Çünkü malum zihniyet iyice kudurdu.

Sam amcaların borazanı ötmez oldu.

Ordu millet kaynaşması ile etrafımızı çepeçevre saran devlet ve millet düşmanları kaçacak delik arıyorlar.

Mafya bozuntuları ise Fetöcülerin eksik bıraktıklarını tamamlamak için gece gündüz yalan makinasından ürettiklerini servis etmekle meşgul olmalarına rağmen aklını kiraya verenler dışında milletimizin kahır ekseriyetini ikna edemediler.

Yenilenin doyamadığı güreş gibi ha bire erken seçim tellalığı yapan muhalefet ise iş üretmesi gerekirken eften püften incir çekirdeğini doldurmaz dedikodularla gününü geçirdiği sürece millet verdiği muhalefet görevini bile elinden alabilir.

Ahiri kelam, bu günlerin kıymetini iyi bilelim.

Devletimize sahip çıkalım.

Kem gözlere şiş olmak için öncelikle kendimizden başlayalım. Sorumluluklarımızın ne kadarını hakkı ve layığı ile yapıyoruz.

Önemine binaen tekrar ederek makalemi sonlandırıyorum.

Vatandaş olarak önceliğimiz kendimizden başlamak bunu hiç unutmayalım.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.