Mehmet Dobaoğlu
HÜSRAN EDEBİYATI
Okuyucularımdan çok sayıda dikkat çekici öneri ve fikirler alıyorum. Özellikle siyaset üzerinden hüsran edebiyatı yapanlara halkımız kızgın. Onlar diyor ki: “Siyasilerin sert çekişmeleri bizleri üzüyor! İktidar olsun, muhalefet olsun yapıcı dil kullanmaları gerekiyor. Aynı gemi içinde yaşıyoruz, devleti yıpratacak konuşmalardan uzak durup, daha çok yapılması gerekenler üzerinde durulması gerekiyor. Muhalefet olmak sadece iktidarın açığını aramak değil, aynı zamanda çözüm önerilerini de beraber sunmak olmalıdır! Doğruların ve yapılan hizmetleri de takdir etmesini de bilmek gerek! Keza iktidarda muhalefetin getirdiği çözüm önerilerini dikkate almalı…”
Kesinlikle bu okuyucularıma hak veriyorum. Hem iktidar hem de muhalefet giderek, farklı kutuplarda adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Bu durumdan vatandaş olarak rahatsız oluyoruz. Oysa iktidar da muhalefette bu ülke için vardırlar.
Francis Bacon ünlü bir İngiliz bilim insanıdır. Onun eserleri ülkemizde de okunur, hatta geçtiğimiz günlerde Dilipak onunla ilgili (24 Şubat 2021-Doğu da batı da Allah’ındır) başlıkla bir yazı kaleme almıştı. “1992’de yayınlanan “Yağmalanan Ülke Türkiye” kitabında Bacon (1561-1626)’un “Ayaklanmalar ve toplumsal kargaşalar üzerine” bir denemesinde der ki “Devlete kara çalan sorumsuz konuşmaların sık sık ve uluorta yapılması, bir yandan devlete zararı dokunacak yalan-yanlış söylentilerin ağızdan ağıza dolaşarak büyük bir ilgi görmesi kopacak bir fırtınanın ilk işaretleridir!”
DEVLETİN DÖRT DİREĞİ VARDIR
Bacon devam ediyor. Devletin dört ana direği olan Din, Adalet, Yönetim, Hazine’den biri sarsılacak ya da güçsüz düşecek olursa insanların işi artık çok zordur...
Yıkılan ocakların sayısı ne kadar çoksa, karışıklığı destekleyenlerin sayısı da o kadar artar. Ayaklanmanın sebepleri ve körükleyici etkilerine gelince, dinde reform girişimleri, yeni vergiler, yasada ve törede değişiklik, tanınan imtiyazların geri alınması, toplumda gelen bir baskı, değersiz insanların ve yabancıların yükselmesi, açlık, ordudan çıkarılan askerler, umut kırıklığına uğramış partililer, küskün bir toplumu ortak bir gaye etrafında toplayıp birleştiren bütün buna benzer şeyler..”
Bacon çare olarak, toplumda en fazla yakınmaya sebep olanlardan başlayarak def-i mazarrata(zarara uğrama) öncelik verilmesi, aşırılıktan kaçınılması, israf ve aylaklığın önlenmesi, vergilerin hafifletilmesi, çok üretim az tüketmeyi, tarım, maden ve ulaşımın tanzim edilmesini, ihracatın desteklenmesini tavsiye eder ve “En önemlisi bir ülkede zenginlik ve imkanların birkaç elde toplanmasını önleyecek bir yol tutulmalıdır. Yoksa devlet, varlık içinde yokluktan ölür. Bu da tefecilik ve istifçiliğin, gayrimeşru kazanç yollarının piyasaya hakimiyeti ile son bulur” der.
SİYASET ÇÖZÜM ÜRETME YERİDİR
Geçtiğimiz günlerde İbn-i Haldun’dan günümüze ışık tutacak görüşler aktarmıştım, bugünde Bacon’dan yazmış olduk.
Derdimiz, ülkemiz, insanımız, bunun için siyaset yapanlara büyük görevler düşüyor, bir defa hüsran edebiyatından vazgeçilmeli. Varsa ortada bir sorun, çözüm önerileri ile birlikte her şey kapalı oturumlarda ele alınmalı. Aynı gemide yaşadığımız unutulmamalı.
Biz eğitimciler olarak diyoruz ki acilen eğitim reformu yapılmalı, bu reformun çerçevesini ise 40 yıldır yazıyorum. Diğer bir vatandaş adil vergi diyor, diğeri ulaşım, sağlık diyor…
İşte tüm bu sıkıntılar da çözüm bekliyor ve bu yenilenmelerde mutlaka el ele verilerek yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu konuya zaman zaman devam edeceğim. Derdimiz ülkemiz, el birliği, güç birliği bizi daha yukarlara taşır.
Ha tüm bunlara iktidar yapamaz ise, seçim günü geldiğinde de vatandaş sandıkta gereğini yapar, bu defa yapacak olana oyunu kullanır.
Son söz, su uyur, düşman uyumaz! Dikkatli olmak gerek!
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.