Abdulbaki GÜNIŞIĞI
Kalemizdeki Bozkurtumuzu geri istiyoruz
1969 senesinde rahmetli babamın memuriyeti dolayısı ile Maraşa tayini çıktı ve biz Maraş ile tanıştık. O günden itibaren m Maraşı ve Maraşlıyı Maraşlı yapan hususiyetleri öğrenip sevmeye ve benimsemeye başladım. Edebiyat ve şiir gibi ulvi duygulara hitap eden özelliklerinden sonra en çok göze batan özelliklerini öğrenip kabul ettim ve bu özellikler hayatım boyunca benimde özelliklerim oldular.
Şairlik ve yazarlık tan sonra Maraşlının dört büyük hususiyeti vardır. Tabii bu benim görüşüm. Herkes katılmayabilir. Bu hususlar şunlardır. Maraşlı iyi güreşir ve güreşi çok sever. Nerede ise yaştaşım olup güreşmeyen bir arkadaşım yok gibidir. Hayatım boyunca Türk ata sporu olan güreşi, çok sevdim ve yaptım. Karakucak ve kısa şalvar güreşinin ana yurdudur Maraş.
Maraşlının ikinci hususiyeti ise bağcılıktır. Her Maraşlının muhakkak bağı vardır ve bağdan bahçadan iyi anlar ve uğraşmayı sever. Dünyada başka hiçbir yerde yiyemeyeceğiniz, köpük sucuğu dediğimiz beyaz sucuk sadece maraşta yapılır ve bilinir. Herkes Maraş dondurmasından bahseder, fakat dondurma çeşit çeşit olup her yerde yapılır iken, beyaz sucuk sadece ve sadece Maraşımıza mahsustur.
Maraşlının üçüncü ve önemli hususiyeti ise avcılıktır. Benim yaştaşlarım dan olup, eline dolma tüfek ve tabanca almayan hiç kimse yoktur. Çeşit çeşit eski tüfek ve dolma tabancalar, hem yenisi yapılır ve hem eskileri alınıp satılır idi. Her birisi bir tarih ve sanat eseri idi. 1980 de her şeyimiz ile kültürümüzü de budayan 12 eylül belası ile bu güzel uğraş ta bitti maalesef. Bu tüfekleri yapan ve tamir eden onlarca esnaf dükkanını kapattı ve bu meslek te diğer eski meslekler gibi unutuldu. Oysa biz koşarken dahi tüfek doldurabilen bir nesil idik. Onun için hem güreş bilen ve hem silah kullanmayı bilen Maraşlı için askerlik çocuk oyuncağı gibi gelirdi.
Maraşlının göze batan en büyük hususiyeti ise, dinini, hürriyetini, namusunu, vatanını, bayrağını,devletini, milletini sevmesidir. Bu sevginin tezahürünü her fırsatta bütün dünya görmüştür ve görmektedir. İşte bu tezahürün bir temsilide kaledeki bozkurt heykelinin Türk bayrağını tutmasıdır. Çünkü bozkurt Türkler için hürriyeti temsil eder. Kurda sormuşlar, boynun neden kalın diye. Ede her işimi kendim görürümde ondan demiştir. İşte Maraşlıda kendi kendisinin istiklalını sağlamış, kendi işini kendisi görmüştür.
Bütün bu hususiyetler, beni aralarına alıp bana sahip çıkan, Urfalı olduğumu bile unutan, çok değerli arkadaşlarım sayesinde benimde hususiyetlerim haline geldi. Rahmetli babam, urfaya gidelim dediğinde, ben çocukça bir ifade ile, ama baba ben orada kiminle güreşeceğim, kiminle ava gideceğim, ahırdağı bile yok demiştim. Hey gibi günler hey.
12 şubat kurtuluş günümüz dolayısı ile hatırladığım diğer bir husus ise, kaledeki bayrağımızı elleri ve omuzu ile tutan bozkurt heykelimiz idi. Eskiden mektup çokça yazıldığından, kalenin oradaki bir çok kitapçıda, üstünde bayrağı tutan bozkurt resimli zarflar satılır ve biz onunla başka şehirlerdeki tanıdıklarımıza mektup yazardık.
Şimdi elime aldığım, yerli gazete bugün de, bu resmi gördüm ve artık eski günlerimize duyduğum özlemle de bu yazıyı kaleme aldım. Kaybettiğimiz milli ve manevi değerlerimizi tek tek geri almaya başladığımız bu günlerde, artık sıranın bozkurt heykelimizede geldiğini düşünüyorum.
Bu arada bu yazının mevzuu değil fakat, bu gün gazetesinde Maraşımızın kurtuluşu ile yazılan bir makalede, Fransızların Kürtçülük yaparak kandırmak istedikleri tapo ağadan bahsettiği kısmı okudum. Herkesin bilmesi gereken ise tapo isminin, Türk tarihinde çok şerefli bir yeri olan Göktürk kağanlarından, en büyüklerinden birisinin ismi olduğudur. Tapo kağan tarihimizdeki müstesna yerini almış bir atamızın ismidir. Bu isim dededen toruna bu günlere kadar alevi Türkmen kardaşlarımız içinde yaşayarak gelmiş ve torunlarının bu ismin manasını bilmemesi neticesinde bu ismin Kürtçe olduğunu düşünecek ve zan edecek bir hataya düşmelerine sebeb olmuştur. Bu husus önemlidir. Bu kardaşlarımız Türkmen olup aynı zamanda Sünni Türklerin unuttuğu bir ismide bu güne kadar taşımışlardır.
Belediye başkanımız sayın Fatih Mehmet kardeşimden ve bütün siyasilerden rica ediyorum. Maraşlılığı en güzel temsil eden, Maraşlının asla esir olamayacağını, edilemeyeceğini, hürriyeti için canından ve malından vazgeçebileceğini en güzel bir şekilde gösteren bu bozkurt heykelini tekrar yerinde görmek istiyoruz.
Son yıllarda güzel coğrafyamız, yemeklerimiz ve tarihi yerlerimiz ile ön plana çıkarmaya çalıştığımız, maraşımıza gelen turistler için en güzel bir Maraş hatırası çekilecek yerlerin başında gelen ,Maraş kalemizde bu dedelerimizden bize kalan bozkurt heykelinin tıpkısının aynısını yerinde, tekrar Türkün hürriyet perverliğini gösterir şekilde, Türk bayrağımızı taşırken ki hali ile orada görmek istiyoruz. Bütün Maraşlının buna sevineceğini ve güzel bir birliktelik meydana getireceğini ümid ile selamlarımla. Her şey Rabbimin rızası içindir. Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.