Gündemde mahalli seçimler var.
Herkes bir şeyler söylüyor.
Özellikle komplo teorilerinden geçilmiyor.
BOP,Eşbaşkanlık, satılan ülke v.s.
Bu teorileri dinlerseniz ülkeyi bırakıp kaçasınız geliyor.
***
Diğer tarafta ise kredi notu yükselen bir Türkiye...
İhracat potansiyeli her gün artan bir ülke.
Dünya ticaretinde söz sahibi olan iş adamları.
İtibarı artan bir devlet.
Dünyaca tanınan ve dik duran bir lider.
Dünya standartlarının üstünde mühendislik esereleri(Marmaray gibi)
***
Her iki tabloya bakınca kafanız karışıyor galiba...
Şimdi birlikte bir değerlendirme yapalım...
Komplo teorisyenlerine mi inanalım?
Yoksa gördüğümüz ve yaşadığımız gerçeklere mi?
Ben bu değerlendirmeyi insan odaklı bakışımla çözdüm.
Sizinle de yazımın devamında paylaşmak istedim.
***
Sayın Başbaknımız Recep Tayyip ERDOĞAN da bizim gibi bir insan...
Baba, dede, iyi bir aile reisi...
Çocukları var, torunları var.
Yeni torun da Ali Tahir...
Torununu sevemeden Diyarbakır yolu göründü...
Türkiye'nin geleceği ile ilgili bayram havasında bir gün için oradaydı.
Hiç bir baba, hiç bir dede çocuklarına ve torunlarına kaos içerisinde, karmaşık bir ülke bırakmak ister mi?
Çocuk sevgisi bir yana,torun sevgisinin bambaşka olduğunu söyleyen dostlarım var.
Sayın Başbakanımızın yüreği de çocukları ve torunları için sevgi ile çarpıyor.
Şimdi düşünün komplo teorilerini...
Yüreğinizdeki sevgiyle bakarsanız, yıldızı parlayan bir Türkiye göreceksiniz.
Yüce Allah barış sürecinde hepimizin yüreğine sevgi ve hoşgörü tohumları eksin.
Büyük Türkiye hepimizin gururu olur İnşallah...
İyi günler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.